Paylaş
60 bin dolar üyelik ücreti isteyen kulüpler olduğunu da belirtelim. Bu bilginin sahibi de golfe olan ilgisini hiç gizlemeyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
Bakan, golfun zengin sporu olduğunu kısmen kabul ediyor. Ama Antalya’da golf sporunun gittikçe yaygınlaştığını, Tunceli’den, Antalya’nın köylerinden gelen genç çocukların golf oynadığını anlatıyor. Tabii sonunda bunun bir destek programı olduğunu da açıklıyor. Öyle kıyafetini giyip, iyi-kötü sopa edinenlerin gidip yapabileceği bir spor olmadığı gerçek.
Çavuşoğlu’nun yoğun dış politika gündeminin arasına sıkışan bu sohbet ilgimizi çekti. Geçtiğimiz günlerde CNN TÜRK’e konuk olan bakan, en büyük stres atma aracı olarak bahsettiği golfle ilişkisini anlatırken, “Golf zengin sporu mudur?” sorusuna kendince farklı bir bakış açısıyla şöyle yanıt veriyor:
“Esasen çok da zengin sporu değil, herkes oynuyor. Ama tabii bir set almanız lazım, bir ayakkabı, kıyafet ama futbol oynarken de bunları almanız lazım. Aldığınız bir golf setini, 5 sene, 10 sene de kullanabilirsiniz. Ama tabii belli bir para da lazım. Görüyorum, golf sahalarında oynayan çocuklar var. Tunceli’den çocuklar mesela. Tunceli’den hepsi pırıl pırıl kardeşlerimiz var. İstanbul golf sahasında var, aynı şekilde Antalya’daki golf sahalarında, Bodrum’da her yerde o çocuklar var. Antalya’da bakıyoruz, bizim Serik’ten, köyden çocuklar. Tabii destekler veriliyor ama öyle hiç kimsenin oynamayacağı bir spor da değil. Ama her şey sudan ucuz demek de doğru değil tabii.”
DİPLOMASİDE DE İYİ BİR ARAÇ
Bu sohbette golfun diplomatik ilişkiler için iyi bir araç olduğunu da gördük. Çavuşoğlu’nun ABD Başkanı Donald Trump’la golf oynamak için seçimlerden sonrası için sözleştiğini, benzer bir sohbetin Obama ile yapıldığını ancak sonuçlanmadığını da öğrendik.
Eskisi kadar golf oynayamamaktan şikâyetçi olan bakan, bu sporun stresten uzaklaşmak ve dinlenmek için çok önemli bir etkisi olduğunu belirtiyor. Bu arada yurtdışı gezilerinde kendisine gelen golf oynama tekliflerini de kaçırmadığını anlatan Çavuşoğlu’nun, sopa sallamadığı golf sahası kalmamış gibi.
İngiliz aristokrasisinin 5 asır önce keşfettiği golf sporu, yüksek konsantrasyon, zihin kullanımı, dikkati odaklama gerektiriyor. Esneklik ve zindelik kazandırdığı, çok iyi bir sosyalleşme aracı olduğu belirtiliyor.
Tüm bunların diplomasi masasında da gerektiğini düşünürsek, “Zengin mi yapar, fakir ne kadar yapar?” tartışmalarını bir tarafa bırakıp golf sporunu, müzakerelere “ön hazırlık” olarak kabul edebiliriz.
KILIÇDAROĞLU’NA 97 YILLIK HEDİYE
1.5 MİLYON BELGENİN ARASINDAN ÇIKTI
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından 9 Eylül 1923’te kurulan ve bugüne kadar 7 genel başkanın görev yaptığı CHP’nin doğum gününde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na 1.5 milyon belgenin arasından bulup çıkarılan bir hediye verildi. 97 yaşındaki bu hediye, CHP’nin hem Osmanlıca hem Latin harflerle yazılmış kuruluş belgesi oldu.
İstanbul Mebusu Doktor Refik (Saydam), İzmir Mebusu Celal (Bayar), Erzurum Mebusu Münir Hüsrev (Göle) gibi Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinin altında imzası olan bu belgenin tozlu arşivlerden çıkmış olması, Kılıçdaroğlu’nu çok heyecanlandırdı. Şimdi, odasının duvarlarını süslüyor.
Rıfat Başaran’ın bilgisine göre CHP yönetimi, bir süreden beri orijinalleri Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde bulunan 1.5 milyon sayfalık arşivi tarıyor. Arşivi inceleme görevini ise Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Veli Özdemir yapıyor.
İçişleri Bakanlığı’na 23 Ekim 1923 tarihinde verilen CHP’nin kuruluş dilekçesi, bu incelemeler sırasında gün yüzüne çıktı. Özdemir, aslı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde bulunan kuruluş dilekçesinin bir kopyasını çerçeveletip Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na armağan etti. Özdemir’e çalışmalarında Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar da katkı sağladı.
KURUCULAR KURULU
Kuruluş dilekçesinin hem Osmanlıca hem de Latin harfleri örnekleri bulunuyor. Dilekçede kurucular olarak “Erzincan Mebusu Sabit (Sağıroğlu), İstanbul Mebusu Doktor Refik (Saydam), İzmir Mebusu Celal (Bayar), Erzurum Mebusu Münir Hüsrev (Göle), Tekirdağ Mebusu Cemil (Uybadın), Konya Mebusu Kazım Hüsnü, İzmit Mebusu Saffet (Arıkan), Diyarbekir Mebusu Zülfi (Tigrel) beyler, Halk Fıkrası Kâtib-i Umumilisinin de Kütahya Mebusu Recep (Peker) bey bulunduğu arzolunur” ifadesi yer aldı.
Parti 1923’te Ankara’da kurulduğunda, büyükelçilerin büyük bölümünün İstanbul’dan Ankara’ya gelmek istemediği bir dönemdi. Okuma-yazma bilen kişilerin mumla arandığı bir dönemde temeli atılmış ve bugüne gelmiş tek parti CHP.
Şimdi duvarda asılı duran kuruluş belgesine bakarak geçmişten güç alması gereken partinin, geleceğe dönük vizyon belgelerini de hazırlayıp aynı duvara asması gerekiyor.
Paylaş