Paylaş
Bu yıl bilinen klasik programa farklı bir dokunuş yapıldı. Geçtiğimiz günlerde, Meclis şeref salonunda açılan sergide seramik sehpaları tozlu depolardan çıkartılarak sergilenen seramik sanatçısı Füreya Koral’a ait desenler, Kadınlar Günü’ne renk kattı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Füreya Koral desenlerinden yaptırdığı fular, şal ve eşarpları Kadınlar Günü nedeniyle kadın milletvekillerine hediye etti. Türkiye’nin en önemli seramik sanatçısının yaratıcılığında 56 yıl önce ortaya çıkan desenler, artık kadın milletvekillerini süsleyecek. Yani, kadından kadına hediye oldu anlayacağınız. Meclis Başkanı da aracılık etmiş oldu.
ŞİDDETİ BAŞLATAN NOKTA
STALKING-ISRARLI TAKİP
YİNE Kadınlar Günü, yine klasik mesajlar, yine kadın cinayetleri, yine koca bir karadelik. Sorunu herkesin bildiğini, çözülmesi için samimi olduğunu varsaysak bile, bakış açısını değiştirmenin zamanı geldi. Mesela buradan başlanabilir: Stalking yani, “ısrarlı takibi” kastediyoruz.
Demek istediğimiz, özel hayatın gizliliği, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj gibi suçları içinde barındıran, başta AB olmak üzere birçok ülkede ayrı bir suç olarak düzenlenen “stalking” (ısrarlı takip), bizde suç değil.
Şöyle ki: CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) “ısrarlı takibin” suç sayılmasına yönelik hazırladığı yasa teklifinin öncelikli olarak görüşülmesi için uzun zamandan beri ısrarcı. Nihayet TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK), sekiz ay sonra toplanarak bu teklifi masaya yatırdı.
Kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde, komisyonun aylardan beri toplanmaması ayrıca eleştiri konusu oldu. Ancak tartışmalar gösterdi ki parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekilleri, bu konunun suç olarak tanımlanması, şiddet ve cinayetlerin ilk adımı olan bu sürecin cezalandırılmasını istediler. Böylece şiddet yanlılarının kadına ulaşması bir ölçüde de olsa engellenebilecek.
Komisyon başkanı AK Partili Fatma Aksal, “Israrlı takip çok uzun süredir zaten herkesin gündemindeydi. Bakanlığımızın da gündeminde. Ulusal Eylem Planı’nda var tabii ama artık bunun Ceza Kanunu’na girmesi gerekiyor” dedi. Düzenleme için reform paketinin beklenmesi konusunda ise görüş ayrılığı yaşandı.
Doğal olarak muhalefet, bakanlığın çalışmasını beklemeden komisyon olarak inisiyatif alınarak, ortak imzayla düzenlemenin acilen TBMM’nin önüne getirilebileceğini savundu.
Son derece mantıklı bu yaklaşım, maalesef destek görmedi.
Şimdi İnsan Hakları Eylem Planı’nın ete kemiğe bürünmesi beklenecek.
Paylaş