Paylaş
Dünyanın en ileri laboratuvarları hem COVID-19’a çare arıyor, hem de kaynağını çözmeye çalışıyor. Ama en yetenekli bilim insanları ve istihbarat kurumları bile henüz o sorunun yanıtında uzlaşmış değil: “COVID-19 üretilmiş bir biyolojik silah mı?” Dünyaca saygın bazı bilim insanlarına göre “insana tutunan proteini laboratuvarda üretildi”. Ancak çoğu bilim insanına göre ise virüsün süreci “doğal”. Türk bilim insanları bu konuya kafa yoruyor. Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı diğer yandan “daha ötesinin” görülmesi gerektiğini vurguluyor. Prof. Dr. Hancı, öncelikle COVID-19’un yolculuğunu yorumladı:
“Biyolojik bir silahın kullanılmasından ilk hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen süre 1 gün ila 2 hafta arasındadır. Pencere dönemi denilen bu süre, ajanın kullanıldığı yerin ve etkilenenlerin süratle tespit edilmesini zorlaştırır. Dünyada yapılan ciddi araştırmalarda, COVID-19’un zaman içinde ve doğal yollardan mutasyona uğradığı, laboratuvarda bir amaç doğrultusunda oluşturulmadığı, yarasalarda ortaya çıktığı ve başka hayvan konakçılar aracılığıyla insana sıçradığına dair sonuçlara varıldı. Ancak bu, virüsün insana sıçrar sıçramaz hasta ettiği anlamına da gelmemektedir. Alternatif bir olasılığa göre virüs, hasta edecek şekilde değişmeden önce atlamış ve insanlar arasında sessizce beklemiş de olabilir.”
Bu soru yanıtını bulsa da bulmasa da devletleri bekleyen görevler var. “Biyolojik silah fabrika istemez” diyen Prof. Dr. Hancı uyarıyor ve öneriyor:
“Yapılacak en doğru hareket saldırganı ve silahlarını tanımak olacaktır. Antibiyotik, aşı, gıda ve içecek üretiminde kullanılan tesislerin birçoğu biyolojik silah hammaddesi yapımı için de kullanılabilir. Havada hissedilmezler, genetik mühendisliğiyle etkinliği arttırılabilir, kolay depolanabilir, kolay uygulanır. Yabancı ülkelerin sivil ve askeri sağlık kapasitelerinin izleneceği, kendi ihtiyaçlarımızın tespit edileceği tıbbi istihbarat birimi oluşturulmalı. Biyolojik ve kimyasal silahlara karşı savunma konseyi kurulmalı. Konseyde yer alacaklar sadece mikrobiyoloji alanından değil halk sağlığı, afet, biyoloji, adli tıp, acil tıp, ekonomi, güvenlik gibi alanlardan da olmalı. Sadece genel salgın boyutu değil, zirai ürünlere, gıdaya, hatta suya yapılacak saldırı boyutu ele alınmalı. Kimyasal, biyolojik silahlar konusunda köpekler hatta diğer hayvanlardan yararlanıp yararlanılmayacağı adli veteriner hekimliklerce incelenmeli. İçişleri Bakanlığı’na bağlı görev hayvanları daire başkanlığı kurulmalı.”
Paylaş