Paylaş
Ancak biz biliyoruz ki; siyasetbilimciler, bu rakamlardan çok, seçmen refleksleriyle ilgili ipuçlarını merak ederler.
Eylül ayında, büyük bir kamuoyu şirketine “özel olarak yaptırılan” ve halen gün yüzüne çıkmayan bir araştırma elden ele dolaşıyor. Ankara kulislerinde çok ilgi çeken bu araştırmada, partilerin oyları üç eksik-bir fazla aynı gibi. Ancak, araştırmanın, “seçmenin ruh hali” denebilecek bölümleri ilginç.
- En çarpıcı yanı, “Siyasi tercihi olmayan, gizleyen veya söylemek istemeyenlerin” toplam oranının yüzde 36’ya çıktığının saptanması. Uzmanlar bunu “gri alan” olarak nitelendiriyorlar ve bu alanın ilk kez bu kadar geniş olduğunu iddia ediyorlar.
- Başka bir veri ise tüm siyasi partilerin çekirdek kadrolarında daralma yaşandığı yönünde. Yani ne olursa olsun partisine oy vermekten vazgeçmeyecek kitlenin küçüldüğü öne sürülüyor. Bu da oyların geçirgenliğinin arttığı anlamına geliyor. Araştırmadaki analize göre, bu kitle, henüz başka bir parti tercihi yapmadı.
- İlginç başka bir analiz ise ailelerin oy kullanma refleksi konusunda yapılmış. Oy kullanmada aile büyüklerinin ve ebeveynlerin etkisi giderek azalıyor. Özellikle taşra illerinde çok görülen aile bireylerinin toplu olarak aynı tercihi kullanmasında, önemli bir değişiklik görüldüğü saptandı. Aile bireylerinin tercihleri farklılık göstermeye başladı. Bunda kadın ve gençlerin tercihlerinin değişmesi etkili oldu.
Yani araştırmanın satır aralarından anlaşılan, çoğunluğu kadın ve gençlerden oluşan “gri alandaki seçmen”, seçimlerin kaderini belirleyecek.
Çözümü bulan ve önlem alan kazanacak.
ALO SESİM GELİYOR MU?
"Baz istasyonlarına izin vermek kolaylaştırılsın. Bu şirketlere kesilen cezalar affedilsin” diye tartışmaların kızıştığı sırada, AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi isyan etti ve yaşadığı sorunu şu sözlerle anlattı: “Şimdiye kadar bu alanla ilgili defalarca, belki 20’den, belki 30’dan fazla genel müdürlerle konuşmuşumdur. Operatör müdürlerini aradım. Yaa bizim oralarda 26-27 tane köy var, hiçbirinde hâlâ telefon çekmiyor.”
Çelebi, düzenlemenin gerekli olduğunu savunurken, çaresizliğini de anlatmış oldu.
Hacer Boyacıoğlu’nun aktardığına göre, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan renkli tartışmalar, baz istasyonlarının izin alma süreçlerini yeniden düzenleyen maddenin görüşmeleri sırasında yaşandı. Torba teklifte yer alan bu madde, çok ilgi çekti.
AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, düzenlemeyle baz istasyonları, kule, konteyner, kabin gibi yapılar için İmar Kanunu’nda talep edilen bazı belgelerin istenmeyeceğini belirtti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, baz istasyonlarına çeşitli nedenlerle kesilen cezaların da affedileceğini belirterek, itiraz etti.
İlgili bürokrat, affedilecek cezaların Yavuzyılmaz’ın iddia ettiği gibi 7 milyar olmadığını savunurken, “Belki onun yüzde 1-2’si kadardır” diye geçiştirince, İyi Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta da, “Belki değil, siz sildiğiniz şeyin ne kadar olduğunu bilmiyor musunuz?” tepkisini gösterdi. Madde, tartışmalar arasında yasalaştı.
Ancak herkesin aklında, AK Parti Ağrı Milletvekili Çelebi’nin, ilgilileri 30 kez araya girdiği halde, Ağrı’da cep telefonu çekmeme sorununu çözemediği kaldı.
MAÇ SIRASINDA OYUNCU DEĞİŞİKLİĞİ
Bakanlık ve kamu kurumları yöneticileri, en önemli sınavlarını “kriz anında” ne yaptıklarıyla verirler. Örneğin, deprem, sel felaketi, maden ocağı kazası, kuraklık gibi felaketler ve ani gelişen krizlerde “kalite ve kapasite” ortaya çıkar. 7 aydan beri herkesi rehin alan pandemide ise Sağlık Bakanlığı sınav veriyor.
Bu kadar uzun süren ve neredeyse hiç hız kaybetmeyen bir krizle daha önce karşılaşıldığı sanmıyorum. İşte bu süreçte, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere bakanlığın üst yönetimi ve bürokrasisi de sınavdan geçti. Kulislerde aldığımız bilgiye göre, geçtiğimiz aylarda bakanlıktaki bir dizi görev değişiklikleri yaşandı.
Sadece bunlar değil, son dönemlerde Sağlık Bakanı Koca’nın yakın çalışma arkadaşlarıyla ilgili tercihlerinin de değiştirdiği anlatılıyor. Koca, sağ kolu olarak nitelendirilen isimlerde değişikliğe gitti. Örneğin, en yetkili bakan yardımcısının pasifize edildiği, başka bakan yardımcısıyla daha yakın çalışmaya başladığı anlatılıyor. Hatta, “Bakan yardımcılarında değişiklik olursa şaşırmayın” diyenler de var.
Başta dediğimiz gibi, siyasiler ve bürokratlar için en önemli sınav, krizi nasıl yönettikleridir. Sağlık Bakanı Koca’nın koronavirüs salgının ilk aylarında kendi adına yarattığı olumlu hava, sürecin uzamasıyla birlikte değişiyor. Aralık ayı ile birlikte Avrupa ülkelerinin ardından Türkiye’nin de gündemine girmesi beklenen ikinci dalga hazırlıklarını birlikte göreceğiz.
Bakalım, yapılan son operasyonlar, bakanlığın imajına katkı sağlayacak mı?
Paylaş