Bakan Özer’in önündeki üç başlık

Son günlerde dikkatinizi çekmiştir. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, kendi eğitim stratejisini anlatmak için seferber oldu.

Haberin Devamı

Özer, ‘yoğurdu nasıl yiyeceğini, sorunları nasıl çözeceğini’ anlatmaya çalışıyor. Bütün bunlardan önce milletvekillerinin karşısına çıkan Bakan, Ankara dışında eğitim sorunlarının gerçekte nasıl göründüğüne ilişkin çarpıcı değerlendirmeleri dinledi. Vekiller, “Mesleki eğitime yeterince öncelik verilmemesi, eğitim kalitesinin düşüklüğü ve kalabalık sınıflar” konusunda yakındı.

Bakan Özer’in önündeki üç başlık

Bakan Özer, geçtiğimiz haftalarda üst üste yapılan parti toplantılarındaki mesajı almış olmalı ki; kendi önceliklerini anlatırken çerçeveyi buradan çizdi. Öğrendiğimize göre, Özer bu toplantılarda, hem eğitimin kalitesi, hem fırsat eşitliği, hem de mesleki eğitimin yetersizliği konusunda vekillere hak verdi. Tek hak vermediği konunun, kalabalık sınıflar olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul ve Şanlıurfa dışında sınıf ortalamalarının 25 kişi olduğunda ısrarcı oldu. Bakan’ın şu sözleri, vekillerin ilgisini çekti: “Öncelik fırsat eşitliğinde olacak. Milli Eğitim Şuramızın ana konusunu bu oluşturacak. Bundan sonra eğitimde cek-cak olmayacak, söylüyorsak yapacağız. Eğitimi üçe ayırıyoruz; temel eğitim, mesleki eğitim ve öğretmen eğitimi. Biliyoruz ara eleman yetiştirmekte yetersizliğimiz var. Bundan sonra sanayiciye ‘İstediğinizi söyleyin onu yetiştirelim’ diyeceğiz.”

Yılların sorunlarına yeni bakış açısı böyle. Şimdi, verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini gözleme zamanı.

Haberin Devamı

KORONAVİRÜS YANLIŞLARI

YENİ
bir pandemi kışına girerken, geçen süre doğru bildiğimiz yanlışlarla ilgili veriler de oluşturdu. Bunlardan biri, testleri pozitif çıkan ve tedaviye ihtiyaç duyan kişilere verilen ilaçlarla ilgili oldu.

Öğrendiğimize göre, Türk doktorları, pandemi süresince kullanılan antiviral ilaçların etkileriyle ilgili bir araştırma yaptılar. Daha doğrusu, Türk doktorlar, dünyada yapılmış araştırmalardan yola çıkarak bir analiz yaptılar ve bu bilimsel dergilerde yayınlandı.

Araştırma, antiviral ilaçları kullanmanın yoğun bakım ve ölüm sürecine bir etkisinin olmadığını ortaya koydu. Yani, yoğun bakıma düşen pandemi hastalarının yarıya yakınının antiviral ilaçları kullandığı, geri kalanın ise kullanmadığı saptandı. Bu hastaların durumunda, ilaç kullanımına bağlı bir olumlu sonuç saptanmadı. Sonuçta tek kurtarıcı aşı. Yol aldıkça hem virüs, hem tedavi yöntemleriyle ilgili bilinenler değişebiliyor. Ama geçen 1.5 yıl boyunca net olarak gördüğümüz bir şey, maske ve mesafenin ortaya koyduğu başarılı korunma oldu.

Haberin Devamı

Kapalı mekanlara geçiş ve okulların açılmasıyla birlikte, ekim ayındaki vaka sayısının bir önceki ayın aynı dönemine kıyasla yüzde 25 arttığı gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Türkiye, en az iki doz aşı olmuş kişilerin genel nüfus içindeki oranına göre, Avrupa ülkeleri arasında Ukrayna, Romanya, Rusya ve Polonya’nın önünde, diğer ülkelerin gerisinde yer alıyor. Bu da atlanmaması gereken bir veri. Bunca gerçek veri varken, kötü kurgulu fantastik hikâyelerin peşine takılanlara sözümüz yok.

Yazarın Tüm Yazıları