Paylaş
Harvard Üniversitesi Uluslararası Eğitim Politikası Bölüm Başkanı Prof. Fernando M. Reimers, küresel eğitim alanında bir uzman olarak araştırma ve öğretim çalışmalarında çocukların ve gençlerin yirmi birinci yüzyılda başarılı olabilmeleri için nasıl eğitilebileceğini anlamaya odaklanıyor. Geçtiğimiz günlerde Aydın Eğitim Yayınları tarafından ‘Cesur Eğitim Hedefleri’ başlıklı kitabı Türkçe olarak yayımlandı. Pandeminin dünyayı karmaşık hale getirdiğini, böylesi zor dönemlerde eğitimi sürdürmek için öğretmenlerin rolünün çok önemli olduğunu vurgulayan Reimers ile yenilikçi çözüm tasarımlarını ve dünya eğitimini konuştuk:
PANDEMİ FIRSAT OLDU
“Son üç yıldır, küresel eğitim alanındaki meslektaşlarımla birlikte COVID-19 salgınının eğitim alanındaki sonuçlarını ve hükümetlerin bu kritik dönemde eğitimi nasıl sürdürmeye çalıştıklarını inceliyoruz. Brezilya, Şili, Finlandiya, Japonya, Meksika, Norveç, Portekiz, Rusya, Singapur, İspanya, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’ni kapsayan geniş bir karşılaştırmalı çalışma yürüttük. Yürüttüğümüz bir diğer çalışma, UNESCO Eğitimin Geleceği Komisyonu’nun ‘Geleceğimizi Birlikte Yeniden Tasarlamak’ başlıklı son raporunda özetlenen cesur ve iddialı vizyonla uyumlu olan eğitim yeniliklerini incelemek oldu. Pandemi koşulları bir yandan muazzam eğitim kayıpları ve öğrenmeden kopuş yarattı. Ama diğer yandan, yaratıcılık ve yenilikçilik için bir fırsat doğdu. Eğitimciler büyük bir profesyonellikle, insanlık için en zor zamanda eğitimi sürdürdü.
DÜNYA KARMAŞIKLAŞTI
Bu pandemi, kendisinden önceki diğerleri gibi, dünyayı inanılmaz derecede daha karmaşık hale getirdi. Çünkü yeni zorluklar yarattı ve önceden var olan zorlukları arttırdı. Yoksulluk ya da eşitsizlik, hükümete güven gibi zorluklar buna örnek. Bu zorlukların akıllıca yönetilmediği takdirde bir başka büyük küresel çatışmaya, 3’üncü Dünya Savaşı’na yol açabileceğini söylemek abartı olmaz. Bu dönem, eğitim sistemlerinin barış temalı olması her zamankinden daha önemli. Pandemi sonrası eğitim rönesansı bu hedefle uyumlu olmalı.
Gezegendeki ortak yaşamımızda birbirimize bağlı ve bağımlı olduğumuz fikri, temelde ilerlemenin gruplar arasındaki rekabetin bir sonucu olduğunu söyleyen milliyetçi, popülist, dışlayıcı fikirler tarafından giderek daha fazla sorgulanıyor. Bu düşünce yapısı, bazı grupların diğerleri üzerinde daha fazla kaynak kontrol etme yarışına girmesine yol açıyor.
KOZMOPOLİT VATANDAŞLAR
Bir ırkın üyeleri diğerine, bir dinin üyeleri diğerine, bir ulusun üyeleri diğerine... Bir eğitim rönesansı, öğrencileri kozmopolit, küresel vatandaşlar olmaya yöneltir. Daha iyi bir geleceğin mümkün olduğuna dair umut beslememize ve bu geleceği inşa edecek becerilere sahip olmamızı sağlar. Böyle bir eğitim sürecinden geçen öğrenciler, ortak küresel zorlukları kendi kişisel sorumlulukları olarak görüp, bu sorumlulukları yerine getirmek için gerekli beceri ve eğilimlere sahip olmayı hedefler.
TÜRK EĞİTİMCİLER VE ÖĞRENCİLER HIRSLI
“Türk eğitimcilerin misafirperverliğini, dünyaya olan ilgilerini ve açıklıklarını takdir ettim. Bunlar çok önemli nitelikler ve olgun bir eğitim sisteminin işaretleri. Türkiye’de öğrencileri kozmopolit, küresel vatandaşlar olarak yetiştirmeye ve küresel karşılaştırmalı eğitim deneyimlerine büyük ilgi olduğunu görmekten özellikle memnunum. Kitaplarımı Türkçe olarak Aydın Yayınları’nın web sitesinde açık kaynak olarak bulabilirsiniz.
POTANSİYELLERİ YÜKSEK
Türk öğrenci ve öğretmenlerin öğretme ve öğrenme konusunda büyük bir adanmışlığa
ve önemli bir hırs ve potansiyele sahip olduklarına inanıyorum. Özellikle de Türkiye’deki devlet okullarının yanı sıra özel okulları ve sürekli gelişim amacıyla işbirliği yapan üniversiteler, yayıncılar gibi diğer kuruluşları da içeren zengin eğitim ekosistemini takdir ediyorum. Bu niteliklerin eğitim sisteminde kayda değer bir gelişme ve yeniliğe dönüşmesini bekliyorum.”
KİMDİR
Fernando Reimers, Harvard Üniversitesi Küresel Eğitim İnovasyon Girişimi Direktörü. Küresel Eğitim alanında bir uzman olan Reimers’in araştırmaları ve öğretileri, 21. yüzyılda başarılı olabilmeleri için çocukların ve gençlerin nasıl eğitileceğini anlamaya odaklanıyor. Pandemi döneminde, salgının eğitimsel sonuçlarını inceleyen, eğitim fırsatlarını sürdürmek ve daha iyisini inşa etmek için seçenekleri belirleyen çok sayıda karşılaştırmalı çalışmaya liderlik etti.
ÖĞRETMENLER SONSUZLUĞA DOKUNUR
“Bir öğretmenin sonsuzluğa dokunduğu söylenir ve ben de bu inancı paylaşıyorum. Öğretmenler sadece bir önceki neslin önem verdiği beceri ve değerleri değil, aynı zamanda dünyayı daha iyi hale getirme becerilerini de bir sonraki nesle aktarma kapasitesine sahiptir. Bu gerçek bir armağan ve fırsattır. Türkiye’nin öğretmenlerine çok şey borçlu olduğuna inanıyorum, çünkü onlar geleceğin kurucularıdır.”
Paylaş