Paylaş
Prof.Dr. Chrles Johnson, dünyada her 3 çocuktan birinin cinsel istismara uğradığını söylemişti. Johnson’un söylediği şu sözler bir çocuk annesi benim kulağıma küpe oldu. Herkese de bunu kelimesi kelimesine sık sık hatırlatıyorum:
“Cinsel istismarcıları pis, kirli, yaşlı insanlar diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Güzel giyimli hoş bir kadın da cinsel istismarcı olabilir. Bir üniversite öğrencisi de. Çocuklarınızı dinleyin”
Chrles Johnson, cinsel istismarın üniversite öğrencileri arasında da yaygın olduğunu, yaptığı bir araştırmada üniversitelilerin yüzde 12’sinin cinsel istismarda bulunduğunu, bu öğrencilerin yüzde 9’unun küçük çocuklarla ilişki kurduğunu belirlediğini açıklamış, üniversitelerde erkek öğrencilerin yüzde 4.8’inin kendilerinden 5 yaş küçüklerle cinsel deneyim yaşadığını da anlatmıştı.
En yaygın bahaneler: Yaşlıyım ve sarhoştum
Cinsel istismarcıların çeşitli bahanelere sığındığını söyleyen Prof. Dr. Chrles Johnson, şöyle konuştu: “Yaşlıyım, sarhoşum, ben de uğramıştım. Çocuğun hatası. O büyüktü, yetişkindi’ gibi bahaneler uydururlar. İtiraz ederler. Ruhsal olarak çocukları öldürdükleri gibi, AIDS gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasına da neden olurlar. Olayı ciddiye almazlar. Defalarca tekrarlarlar.” Prof. Dr. Chrles Johnson, üvey babayla yaşayanların yüzde 17’sinin de cinsel istismara uğradığını söylemişti.
Dünyada 2 milyon çocuk cinsel meta olarak pazarlanıyor
Geçtiğimiz hafta çocuk kayıplarını duydukça Johnson’un bu sözlerini hatırlarken dünyada 2 milyon çocuğun fotoğraf veya filmi çekilerek cinsel yönden ticari meta olarak pazarlandığını da hatırlatmakta yarar var. Çocukların Türkiye de dahil dünyanın birçok yerinde dövülerek yetişkin ya da hayvanlarla ilişkiye zorlandığını, bin çocuktan yedisinin cinsel şiddete uğradığının da üzülerek altını çiziyorum.
Ülkemizde kötü olan durum cinsel istismarın saklanması. Bilinen cinsel istismarı oranı ancak yüzde 10 civarında. Oysa, birkaç aylık bebek bile cinsel istismara uğruyor.
Ya biz ne yapıyoruz? Sorunları hep kapatarak, görmezden gelerek yok sayıyoruz.
Unutmayın çocuklara en çok zarar veren Adana’daki Gizem olayında olduğu gibi en yakınları. Her kesimden, her insan çocuklara zarar verebilir. Yuva öğretmeni, din adamı, sporcu, çocuk doktoru, yakın bir akraba, komşu, çocuğun en yakınındaki herkes ama herkes konusunda daha dikkatli olun.
Ne yapmalı?
Anne baba olarak çocuklarımızı öncelikle bu konuda eğiterek bu tüyler ürpertici tehlikeden uzak tutabiliriz. Öncelikle çocuğa “hayır” demesini öğretmeliyiz.
Sonra başına gelenlerde kendi kabahatinin olmadığını ona anlatmalı ve korkmamasını sağlamalıyız.
Biliyorum can sıkıcı bir konu. Ama uyuşturucu pazarı kadar büyüyen çocuk pornografisinin önüne geçmek için hepimize görev düşüyor.
Başta anne babalar ve bir o kadar da öğretmenlere
Paylaş