Öyle ki hakkında Ekşi Sözlük’te başlık açılmış, “Ankara’nın en çok İstanbul’a geri dönüşünü sevmek geyiğinin amcaoğlu” olarak tanımlanmıştır. Vaziyet böyleyken, @cahzemifeme, geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından, “Ankara’nın denize çıkarmış gibi yaptığı sokağı” notuyla bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta, bir sokağın sonundaki, deniz olduğu hayal edilen mavilik göze çarparken, paylaşıma yorum yağdı. Kimi fotoğrafın gerçek olmadığı iddiasında bulundu, kimiyse harita üzerinden bu noktayı tarif etti. İşte o yorumlar:
@YoncaGunes İstanbul Yıldız Sarayı’ndan Beşiktaş’a inen yokuş olduğuna yemin edebilirim.
@feynurclk Aşırı üzücü bir görsel ya.
@tlgozdemr Yerlerde eskort kartları yok Ankara diye kandırmayın milleti.
@Segmen1 Bu yanılmayı yaklaşık 6 yıl önce fark ettim. Başkalarının da fark ediyor olması beni çok mutlu etti.
@GonulSayfam3 Beni çıldırtmak mı istiyorsun sizin deniziniz yok...
Sokak hayvanlarından ulaşıma, yeşil enerjiden toplu taşımaya, Ankara Kalesi’nden Elmadağ’a pek çok konu, sosyal medya sakinleri tarafından masaya yatırıldı. Talepler arasında belediyede staj yapmak da vardı, Ankaray’daki ekranlardan sabah saatlerinde çizgi film yayını yapılması da... Trafikte ve toplu taşımada mücadele veren yayalar, #2020Ankara hashtagi ile şu temennilerde bulundu:
@silayenilmez 81 kişilik otobüste 150 kişi yolculuk yapmamak... Çok mu şey istiyoruz başkanım?
@Mesmus1496 Bence otobüslere yolcu sayısı sınırı koyulmalı.
@_balcimurat Sokaklarda taşa takılıp düşeceğim, yanmayan sokak aydınlatması altında belediye çukuruna düşeceğim, paçalarım çamur olacak, bastığım taşın altında su fışkıracak diye korkmadan yürümek istiyorum.
@Mmmd_ Asfalt yolda giderken rögar kapaklarına düşmediğimiz bir #2020Ankara hayalimiz var @mansuryavas06 başkanım.
@ilkervebay Otomobil odaklı değil, insan odaklı bir ulaşım planı, nefes alınabilir bir Ankara.
@felisecey Metroda kapı açıldıktan sonra inenleri bekleyip sonra binen ve yürüyen merdivenlerde solda durmayan medeni insanların olduğu bir Ankara istiyorum, nasip olur umarım.
KENTLİDEN ÇEVRECİ TALEPLER
Emin Yoğurtcuoğlu, namıdiğer ‘@Birddetective’, kar altındaki kentte Ankara papağanlarının peşine düştü. Papağan fotoğraflarını eksi 11 derecede çektiğini söyleyen Yoğurtcuoğlu, “Birçok insan Türkiye’nin doğasında yaşayan papağanların farkındayken, bir o kadar insan da böyle bir şeyin mümkün olmasına ihtimal vermiyor” dedi ve ‘Türkiye’nin mülteci papağanları’ hakkında bildiklerini takipçileriyle paylaştı.
@AnkaraBeyfendi, metroda yer kapmaya çalışan kent sakinlerinin mücadelesini, “Survivor Ankara / Metro Oyunu” notuyla paylaştı. @furkannyzz, metroda, omzunda iguana olan bir gencin fotoğrafıyla şubat ayının ilgi çeken içeriklerinden birine imza attı. Sevgililer Günü’ne renk katan AdımODTÜ, kampüsün çeşitli noktalarına içinde kırmızı gül bulunan acil durum kutuları yerleştirdi ve “İlk görüşte aşk durumunda camı kırın” çağrısında bulundu.
@ankarageyiik, bu iki fotoğrafı, “Ankara’da sis. Fakirlerin gördüğü-Zenginlerin gördüğü” notuyla paylaştı.
Sis altındaki kent; Stephen King romanlarına, Matrix’e, Harry Potter setine, Sırlar Dünyası’na, The Walking Dead’e, Elm Sokağı’na ve hatta pudralanmış bebek poposuna benzetildi. Sisli fotoğraflarına Ceza’nın Suspus şarkısının sözlerini eklemeyenler ise sosyal medya kullanımından men edildi. Hep bir ağızdan “Göz gözü görmüyor hep pus” diye haykıran Twitter sakinleri, şu benzetmeleri yaptı:
@dilah2o Ankara’daki sis o kadar güzel ki her şey uçsuz bucaksız. Binanın kapısı var, çatısı yok. Herkes sislerin arasından Matrix gibi geliyor. MOBESE kayıtlarında kendimi arayacağım belki güzel bir fotoğrafım çıkar ortaya.
@vekerim Ankara Stephen King romanlarına döndü.
@trknyldz_ #Ankara sis yüzünden Sırlar Dünyası setine döndü.
Mutlaka bu tip yakınmalarda bulunmuş ya da benzer cümleleri duymuşsunuzdur. Elin çocuğu neden uslu, bizimkileri zapt etmek neden böyle zor ben bilemem. Ama şunu biliyorum, Avrupalı’nın kedisi de uslu...
İskoçya’nın başkenti Edinburgh’tan başlayarak bisikletiyle dünya turuna çıkan Dean Nicholson, kedisi Nala ile birlikte geçtiğimiz günlerde Ankara’ya geldi. Bosna sınırından Karadağ’a geçerken bir miyavlama sesi duyan bisikletli, Nala’yı burada bulmuş ve sahiplenmiş. Dean Nicholson, yolculuğunun bundan sonrasına kedisiyle birlikte devam etmiş. Biz kedimizi veterinere zor götürürken, Nala ve Dean hâlâ dünyayı geziyor.
O KADAR YOL TEPİLİR Mİ
Ankara’da kaldıkları süreçte takipçileriyle de buluşan ikili, kimi zaman bir otelde, kimi zaman Beypazarı’nda çadırda, kimi zamansa buldukları bir kanepede, uyku tulumunda konakladı. Twitter kullanıcısı @andbenersays “Asıl yolculuk şimdi başlıyor” derken, diğer yorumlar şunlar oldu:
@ladiemacbeth Beypazarı kurusu ve sarması için o kadar yol tepilir mi?
Etkinlik sosyal medyaya da yansırken, @twiitankara, yukarıdaki fotoğrafı, “Burası Ankara Kızılay’da bir sokak. Kim demiş Ankara gri şehir diye” notuyla paylaştı. Takipçilerinin de etkinlikten çeşitli fotoğraflarla desteklediği @twiitankara’ya gelen yanıtlarsa şunlar oldu:
@Sebahat_93 Beğenmeyen AŞTİ’ye.
@betulg6 Her renk ayrı yakışır güzel Ankara’mıza.
@Attila06701 80 vilayet gurban olsun Angara’ma.
@benthebt Bunlar hep görmek istediğimiz manzaralar.
@barzoman21 Gri şehrin grafitisi bol olur. bkz: Detroit.
MUHAMMET’E DE BİR DUVAR AYIRIN
@ozunyeniaygrgl “Nasıl anlatsam nerden başlasam... Seven seviyor işte. Anlatmaya kalksam flood yapmak zorunda kalırım” derken, @gkhaneken1’in yorumu ise “Her İstanbullunun(?!) dönüşünü sevdiği şehir Ankara. Her gün yeniden tanırsın, gri görünür ama süt kadar beyazdır, lekeyi çabuk gösterir. Samimidir bir de” oldu. Kentli, Ankaralı olmak ne demektir, şu satırlarla anlattı:
@arizonakaktusu Garip bir güzelliktedir. Ankaralılar güzelin öznel olduğunu bilir sanırım. Seviyoruz bitti, çünküsü yok :) Galiba kendini sadece sevdiğini hissettirenlere gösteren kapalı bir kutu. Yaşamayı bilene, görmeyi isteyene güzel.
GİDERSEM AKLIM KALIR
@Cyhntmc Aralık ayazında Yüksel Caddesi’nde sevgilinle yürürken, elleriniz üşümesin diye montun/paltonun/gocuğun cebinde el ele tutuşmaktır...
@ernaky Göğe baktıran balkonlar.
Kurtuluş Parkı’na ulaşınca içinden geçmek, geçerken de göğe bakıp Sarı Kız Heykeli’ne selam çakmak gerekir. Kızılay’a ulaştığınızda ruhunuz çoktan kulak memesi kıvamına gelmiştir. Aynı etkiyi Tunalı-Kızılay ya da Sıhhiye-Kızılay güzergahlarında yakalamak mümkün değildir.
Sosyal medyanın sevilen ikilisi Nevzat Can Ünsal ve Kaan Karabüber geçtiğimiz günlerde ‘Cebeci’den Kızılay’a Yürümek ve AŞTİ Turu’ başlıklı bir video paylaştı. Gri şehrin kara mizahını yapan @kurcalaa ekibinden Nevzat, ‘Türkiye’nin en önemli rotalarından biri’ olarak niteledikleri bu yolun neden meşhur olduğunu da şu sözlerle anlattı:
“Bir kere düz bir yol ve geniş bir kaldırıma sahip. İki kilometre, yaklaşık 20 dakikada yürünebiliyor. Ne çok yoracak kadar uzun ne de kısa. Dolmuşa binsen binilmez, taksiye binsen almaz. Bari yürüyelim dediğimiz bir yol.”
Bu yolun rahatlatıcı etkisi olduğuna inandığını belirten Kaan ise “Hatta birçok insanın sorununu çözmek için bu yolu yürüdüğünü düşünüyorum” diyor. İkili, yürüyüşün ardından soluğu AŞTİ’de alırken, Nevzat’ın yorumu, “Ankara’da üç tane gezilecek yer say deseler, bunlardan biri kesinlikle AŞTİ olur. İkincisi aklıma gelmiyor” oluyor. Yolu Ankara’dan geçenlerin anılarını depreştiren paylaşıma Twitter sakinlerinden gelen yorumlarsa şöyle:
AYDINLANMA GÜZERGÂHI
@nevyunani