Paylaş
BAŞBAKAN Davutoğlu’nun CHP ile koalisyon kuramadıklarını açıklamasının ardından, piyasalar için yeni bir belirsizlik dönemi başlamış oldu. Piyasalar açıklamadan önce bu ihtimali bir ölçüde fiyatladılar ama görünen o ki; bu olumsuzluğu fiyatlamaya devam edecekler. Bir başka deyişle kurlarda ve faizde “rekor üzerine rekor” dönemi başlamış oldu.
Siyasetteki bu yeni gelişme üzerine, en az 3 ay sürecek yeni ve yoğun bir belirsizlik ve buna bağlı piyasalarda spekülasyon döneminin başladığını söylemek yerinde olacak. Bir başka deyişle yeni bir seçim yapılıp, yeni bir hükümet kurulana kadar söylentisi bol, aşırı hareketli bir süreç yaşamamız kaçınılmaz olacak. FED’in faiz artırımına ilişkin haberler başta olmak üzere, olası küresel gelişmeler de hareketlerin boyutunu iyice büyütebilir.
Konuştuğumuz piyasa oyuncuları dün TL’nin dolar karşısındaki değer kaybının devam ettiğini ama siyasi belirsizliğin büyük ölçüde artık fiyatlandığını söylediler. Dolayısıyla koalisyon kurulamaması nedeniyle TL’nin bundan sonra aşırı değer kaybı yaşamayacağını tahmin ediyorlar. Buna karşılık FED’den gelecek haberlere bağlı olarak içerde doların değer kazancının devam edebileceği görüşü hakim. FED’in yanı sıra Çin’den gelen yeni hareket üzerine Avrupa ve diğer gelişmekte olan ülkelerin takınacağı tutum da, bu 3 aylık sürede yaşanacak hareketleri yakından etkileyecek.
Tüm bu unsurlara ek olarak, İncirlik’ten İŞİD bombalamasının başlamasını ve bunun terör hareketlerinde yaratacağı büyütücü etkiyi de gözönüne almak gerekiyor. Dolayısıyla terör hareketlerinin artma riski, önümüzdeki dönem piyasayı bozma ihtimali yüksek unsurlar içinde görülüyor.
Böylesine bir süreçten geçmemize rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin koalisyona yanaşmaması, piyasalarda “Bile bile ekonominin tehlikeye atılması” olarak yorumlanıyor.
Şimdi yeni seçim ve ardından kurulabilecek hükümet formülleri hep gündemde olacak ve her yeni haber yeni spekülasyon anlamına gelecek. Yani koalisyon kurmamakla, yeni yoğun bir spekülasyon döneminin önü bilerek açılmış oldu.
KUR MERKEZ’E BAĞLI
Piyasa uzmanların bu noktada merak ettiği konuların başında Merkez Bankası’nın tavrı geliyor. Merkez Bankası’nın uzun zamandır gelişmelerin arkasından geldiğini hatırlatan bankacılar, dünkü döviz deposu faizlerine ilişkin kararın da bu kapsamda olduğunu, Merkez’in hâlâ bu tür önlemlerle kuru durduramayacağını anlamadığını söylüyorlar.
Dolayısıyla Merkez Bankası’nın mevcut tavrı sürdüğü müddetçe doların tutulmasının pek mümkün olamayacağı görüşü giderek ağırlık kazanıyor.
Döviz rezervleri sınırlı olduğu için bu noktada yapılacak tek ve en etkili hareketin Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yükseltmesi olduğu açık. Bunu faiz bandını bırakıp, tek faize dönme bahanesi kullanarak, hemen yapacak mı merak ediliyor. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz artırımına karşı tutumunu sürdürmesi, faiz artırımını yine engellemesi halinde kurun tutulması pek mümkün görülmüyor.
Piyasa uzmanları dün sepet bazında 3 TL’nin görüldüğünü hatırlatarak, kurlarda bundan sonra aşağı inişin çok zor olduğu görüşündeler. Nereye kadar çıkacağı ise hem küresel iklime, hem iç siyasi gelişmelere, hem de Merkez’in alacağı karara göre değişebilecek. Bence küçük oranlı faiz artırımının bile, kurdaki artışı artık durduramayacağı bir noktaya gelmiş bulunuyoruz.
AKP ülkeyi yeniden seçime götürmenin siyasi ve ekonomik faturasını ödememek için elinden gelen her şeyi yapacak ama mızrak çuvala sığacak mı?
Paylaş