Yeni kredi mi alalım mevcut borçları mı çevirelim?

Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent, Salı günkü, ‘Şirket kredileri yeniden yapılansın!’ başlıklı yazısında, konuyu gündeme getirdi.

Haberin Devamı

Ben de oradan devam edeyim. 15 gün önce KOBİ’lerin finansman sorununun tartışıldığı toplantılar vesilesi ile birkaç ili ziyaret ettim ve hem reel sektör temsilcileri hem de sivil toplum kuruluşları ile sohbet etme fırsatı buldum. Tam da bir taraftan KOSGEB’in sıfır faizli kredi desteğinin diğer taraftan da KOBİ’lere yönelik nefes kredisinin yeni konuşulduğu günlerdi. Konuşmaların odağında da bu konu vardı; işletmelerin yeni kredi iştahının olup, olmadığı. Konunun detayına girmeden önce genel bir tabloyu çizeyim ki, daha net anlaşılsın.

BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI

Merkez Bankası, 2016 Kasım ayı Finansal İstikrar Raporu’nu açıkladı. Son 6 aylık dönemde ticari kredilerde yavaşlama gözlendiğine değinilen Raporda, nedenler şöyle sıralandı: Kredi faiz oranlarının seviyesi, bankaların kredi standartlarını sıkılaştırması, ekonomik faaliyetteki yavaşlama, yatırım iştahındaki zayıflık ve yatırım talebindeki durgunluk sayılıyor. Bir bilgi daha paylaşayım. Son açıklanan verilere göre, bu yılın 11 ayında 25 milyar TL’lik, 730 binin üzerinde çek karşılıksız çıkmış.

Haberin Devamı

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor? Bir, reel sektörün, yani işletmelerin, özellikle de KOBİ’lerin yatırım iştahının, buna bağlı olarak da kredi talebinin olmadığını; iki, piyasalarda daralma ve nakit sıkışıklığı olduğunu, daha da önemlisi tahsilat sorunu yaşandığını gösteriyor. Nitekim, konuştuğum reel sektör temsilcileri de bu konudan bahsediyor. işletmelerin hem yurtiçine hem yurtdışına mal satmakta zorlandıklarından, tahsilat sıkıntısından ve ‘paramı alamam’ korkusuyla mal satmak bile istemediklerinden bahsediyorlar. Ve konu dönüp dolaşıp, en kritik noktaya geliyor; mal satamama ve tahsilat sıkıntısı, işletmelerin bankalara olan borçlarını ödememe riskini doğuruyor.

KREDİ İLE BORÇ ÇEVRİLİR Mİ?

Açıkça söyleyeyim, bugün birçok işletme bu riskle karşı karşıya. Hal böyle olunca da kimsede yeni kredi alıp, yeni yatırım yapma gibi bir iştah yok; aksine, nakit akışı sağlayıp, mevcudu çevirmeye çalışıyorlar. Hatta bir adım daha öteye gideyim; bugün gerek KOSGEB’in sunduğu kredi imkanlarına gerekse de sıradaki diğer kredilere talebin yoğun olmasının nedeni de bir şekilde nakit girdisi sağlayıp, piyasaya ve bankalar olan borçların çevrilmesi. Argo tabiriyle kredi ile ya kredi ya da borç kapatılacak. Ve 2017’de de durum bundan pek farklı olmayacak. İşletmelerin çoğu 2017’de yatırım ve büyüme yerine, nakit akışını iyi yönetip, tahsilat riskini minimuma indirmeye odaklanacak. Şunu da belirteyim, bu durum sadece Türkiye’ye has değil; Amerika’da yaşananlar, Avrupa’daki kriz, dövizdeki artış, dünya ticaretindeki daralma nedeniyle 2017’de dünya şirketleri de tahsilat riskini yönetmeye odaklanacak.

Haberin Devamı

Diyeceğim o ki, yeni yatırım yapıp, büyüyecekler için yeni kredileri, yeni finansal destekleri elbette konuşalım ama reel sektörün, özellikle de KOBİ’lerin mevcut borçlarını nasıl çevireceklerini de konuşalım, bu noktada bir yapılanmaya gereksinim olduğunu da gözardı etmeyelim.  

Yazarın Tüm Yazıları