Paylaş
Göstermesinler; önce bir konuşalım, tartışalım. Bahsedeceğim konu, yedek parça; özellikle de hasarlı araçlarda kullanılan yedek parçalar. Şimdi, birileri diyecektir ki, ‘alt tarafı parça işte, bahis edilecek konu mu?’. O kadar basit değil. Basit denilen yedek parçanın, cari açıktan tutun da kasko ve trafik sigortalarındaki fiyat artışına kadar etkisi var. Yedek parça, bugün de dahil yıllardır otomotivciler, sigortacılar, tüketici arasında tartışma konusudur. Özellikle geçen senenin son çeyreğinde dövizdeki artıştan dolayı bu tartışma daha da alevlendi. Adım adım gidelim.
Hasarlı araçların tamiri olmak üzere bakım ve onarımda kullanılan yedek parça, 7 milyar liranın üzerinde bir pazar. Bu pazarın yüzde 85’ini sigortacılar finanse ediyor. Yani, sigortalı olup da hasar gören araçların onarımı için sigortacılar, yedek parçaya 6 milyar liraya yakın para ödüyor. İster orijinal olsun, ister eşdeğer, yedek parçaların yüzde 80’e yakını da ithal ediliyor.
YEDEK PARÇA DEYİP GEÇMEYİN
Peki, orijinal parça ne, eşdeğer parça ne? Ortalama bir araçta 6 bine yakın parça bulunuyor; bunun yüzde 15’ini otomotiv üreticisi kendi üretiyor, kalanı da anlaşma yoluyla, patentli dışarıya ürettiriyor, kendi logosunu basıyor. Buna orijinal parça deniyor. Orijinal parçanın aynısının üretilip, akredite kurumlar tarafından test edilip onaylanan parçalara da eşdeğer parça deniyor. Orijinal parça da eşdeğer parça da hemen hemen aynı üreticiler tarafından üretilip, pazara sunuluyor. Biri otomotiv şirketinin patentiyle ve logosuyla diğeri ise akredite kurumlarının testi ve onayıyla üretiliyor. Tek fark var; misal, orijinal parça 100 liraysa, eşdeğer parça 50-60 lira. Üstelik bu eşdeğer parçaların yüzde 80’ini de ithal ediliyor.
Şimdi; 7 milyar liralık pazardan bahsediyoruz ya, bunun yüzde 80’ini döviz ödenerek ithal ediliyor ya, ithalatın çoğunluğu da eşdeğer parça ya, pazarın yüzde 85’ini de sigortacılar finanse ediyor ya; işte, sigortacılar da diyor ki, ithal etmeyelim, eşdeğer parça Türkiye’de üretilsin, biz de yerli ve milli üretilen parçaları kullanalım. Haksızlar mı? Birincisi, kimse aracın motor ya da emniyetle ilgili kısımlarında eşdeğer parça kullanılsın istemiyor; zaten de kullanılmıyor da. Ama karoser grubu denilen tampon, çamurluk, aydınlatma gibi parçalarda –ki, bunlar sigorta sektörünün en çok kullandığı ve en fazla para ödenen parçalar- neden eşdeğer parça kullanılmasın? Zaten bu parçalar eşdeğer olarak yurtdışından ithal ediliyor.
EMRE ÖZPEYNİRCİ NE DİYECEK?
İkincisi, en basit hesapla yedek parça için 600 milyon dolara yakın para ödeyip, ithalat yapıyoruz. Hal böyle olunca da geçen senenin sonlarında yaşanan döviz kurundaki yükselişlerin maliyeti de yüksek oluyor. Bu da tüketiciye fiyat artışı olarak yansıyor. İşin ilginç tarafı daha var. Biz bu parçaları Türkiye’de üretebiliriz, üretiyoruz da. İthal ettiğimiz parçaların bazıları Türkiye’de üretiliyor, ihraç ediliyor, sonra yurtdışından bize geliyor. Böyle de bir durum var.
Diyeceğim o ki; yedek parçada dışa bağımlılığı azaltıp, cari açığı düşürme imkanı varken, yerli üretim yapabiliyorken, 100 liralık bir parçaya 50 lira ödemek varken, ürettiğimiz parçayı test edip, onaylayacak sistemimiz ve kurumlarımız da varken, neden bu konuyu tartışmayalım. Neden el birliği ile yerli ve milli eşdeğer parça üretimini teşvik edip, desteklemeyelim. Sonuçta ülke meselesi. Şunu da belirteyim; otomotiv konusu Hürriyet yazarı Emre Özpeynirci’nin alanı. Bakalım, Emre Özpeynirci bu işe ne diyecek?
Paylaş