TSE onaylayacak hasarlı araçlarda yerli parça kullanılacak

1 Haziran’dan itibaren artık hasarlı araçların onarımında eşdeğer yedek parça kullanımı resmen başlayacak.

Haberin Devamı

‘Bu da nereden çıktı’ diyecek olursanız, Sanayi Bakanlığı’nın bir süredir otomotiv sanayinde yerli malı parça kullanımını teşvik için yaptığı çalışma bitti, uygulama iki ay sonra başlayacak. Amaç, yerli üretimi desteklemek. Konu, otomotiv ve yedek parça olunca, haliyle yeni uygulama en çok sigorta şirketlerini ve sigortalı araç sürücülerini ilgilendiriyor ki, yıllardır tüketici ile sigortacı arasındaki anlaşmazlıklarda ilk sırayı bu eşdeğer parça konusu alıyor. Neden? Çünkü otomobil şirketleri asıl parayı araç satışından değil de parçadan kazanıyor, hem de okkalı kazanıyor. Bu da sigortacıların hasar maliyetlerini artırıyor ki, tıpkı bu dönemde olduğu gibi kurdaki artışlar maliyeti ikiye hatta üçe katlıyor. Hal böyle olunca da sigortacılar hasarlı aracın onarımında eşdeğer yedek parça kullanmakta, tüketici ise, ‘sigortam var, elbette orijinal parça kullanılacak, aracımın orijinalliği bozuluyor’ diyerek ısrar ediyor. İki yıl önce yapılan düzenleme ile kasko sigortasında bu anlaşmazlık bitti ama trafik sigortasından karşılanan hasarlarda devam ediyor. 1 Haziran’dan itibaren bu tartışma artık bitecek.

Haberin Devamı

TSE’NİN DENEYİMİ VAR MI?

Detaya geçmeden ‘eşdeğer parça’ konusuna da değineyim. Sordum, soruşturdum; en basit şekilde anlatayım. Ambalajın üzerinde şirketin markası, amblemi varsa, orijinal parça. Aynı şirketin, aynı parçayı bir başka ülkede patentle üretip, marka basmadan pazara sunduğu, sertifikasyon şirketleri tarafından da onaylanan parça, eşdeğer parça. Orijinal parçanın fiyatı misal, 100 liraysa, eşdeğer parçanın 60 lira. Sigorta şirketleri de işte bu eşdeğer parçaları kullanıyor ya da kullanmakta ısrar ediyor. Bir de düşük kalitede üretilen, yan sanayi diye adlandırılan veya merdiven altında üretilen kalitesiz parçalar var ki, bunlar sigortacıların alanına girmediği gibi sertifikasyona da tabi değiller ama eşdeğer parça deniyor.
Gelelim, asıl konumuza. 1 Haziran’dan itibaren sigortalı araçların onarımında eşdeğer parça kullanımının önü açılıyor. Parçaların standardını ve sertifikasyonu Türk Standartları Enstitüsü (TSE) belirleyecek. Yani, yerli üreticinin parçalarını TSE onaylayacak; sigorta şirketleri de TSE’nin onayladığı eşdeğer parçaları araçlarda kullanacak.

Haberin Devamı

İNSAN HAYATI SÖZ KONUSU

Peki, TSE’nin böyle bir altyapısı, deneyimi, uzmanlığı var mı? Bildiğimiz kadarıyla yok. Hatta şunun şurasında iki ay kalmışken, TSE’nin binlerce yedek parçayı test edeceği altyapıyı kurduğuna yönelik bir bilgi de yok. Ama bir bilgi var; iki yıl önce de TSE, yedek parça testine kalkışmış; Türkiye’de de bu alanda faaliyet gösteren dünyanın sayılı sertifikasyon firmalarının altyapısını ve test kriterlerini almak istemiş, haliyle kabul görmeyince de bu işten vazgeçmiş. Şimdi ise TSE, bu konuda tek yetkili kuruluş olarak görevlendirildi.
Bakın, bu iş diğer işlere benzemez, şakası yok; insan hayatı söz konusu. Evet, yerli üreticiyi destekleyelim; evet, bu işi de TSE yapsın, diyecek sözümüz yok. Ancak TSE’nin ne deneyimi ne de altyapısı var. Açıkça söyleyeyim, bu konuda sağlıklı test yapılıp, sağlıklı sertifika verilmez, yerli üreticiyi teşvik diyerek, sadece tasdik işlemi ile sistem yürütülür, tüketici de güvenip, satın alırsa; bunun vebali büyük olur ve sonuçlarının altından kimse kalkamaz.
Eğer yanılıyorsam, o zaman da TSE’nin çıkıp, ‘altyapı hazır, güvenli sistemi kurdum’ diyerek, açıklama yapması gerekir. Yok değilse, ileride olacakları düşünmek bile istemiyor. Hatırlatayım, bu ülkede, tamircinin kaynakla yaptığı direksiyon milini yedek parça diye aracına takıp, sonra da direksiyonun kilitlenmesi gibi benzeri olaylardan onlarca insan ölüyor.
Diyeceğim o ki, sonradan, ‘beni ilgilendirmez TSE’ye güvenip kullandım, oraya dava açın’ ya da ‘TSE damgası vardı biz de güvenip taktık’ şeklinde dövüneceğimize şimdiden tartışalım. Yine TSE yapsın ama artı zaman gerekiyorsa onu verelim, altyapıyı kurması için kime görev düşüyorsa destek versin. Altını bir kere daha çizeyim, bu iş hayat meselesi.

Yazarın Tüm Yazıları