Seyahati sevmem ama seyahat kitaplarını severim

Nazmi Elbirlik’in ‘Denizde 82 Gün - Atlantik’ten Akdeniz’e’ kitabı, denize açılacak olanlar için bir tür rehber niteliğinde...

Haberin Devamı

Denizde 82 gün nasıl geçirirsiniz? Elbet birçok yer görürsünüz ama çok sevseniz de tahammül eder misiniz?

Nazmi Elbirlik’in ‘Denizde 82 Gün- Atlantik’ten Akdeniz’e’ kitabını okurken hem hoşuma gitti hem de ‘Ben olsam ne yapardım’ sorusuna cevap vermeye çalıştım.

Kitabın ne olduğunu ‘Önsöz’den öğrenebilirsiniz: “Elinizde bulunan bu kitap, 82 gün boyunca Atlantik’in Biskay Körfezi’nden Cebelitarık’a kadar ve Akdeniz’de Balear Adaları’ndan Minorka’ya kadar kıyı kıyı dolaştığımız şehir ve marinaları anlatıyor. Kızımız Lollipop ve ekip arkadaşlarımızla yaptığımız yolculuğu, bu esnada yaşadığımız deneyimleri, gezip gördüğümüz güzellikleri ve tattığımız lezzetleri sizlere bu kitabın satırlarında ve çektiğimiz fotoğraf karelerinde aktarmaya çalıştım.”
Seyahati sevmem ama seyahat kitaplarını severim
‘Denizde 82 Gün - Atlantik’ten Akdeniz’e Yazan: Nazmi Elbirlik Yazar danışmanı: Ahmet Çağan Editör: Turgay Noyan, Esra Taşlıyük,
Ayşegül Bakış Naviga Yayınları

Haberin Devamı

Bu tür kitaplar, denize açılacak olanlar için bir tür danışma, rehber niteliğinde. Diğer açıdan, gezginin başına neler gelir sorusunun yanıtını bulacaksınız. Birçok yeni ülke tanıyacaksınız, belki gezi, tatil programlarında bu kitaptan yararlanabilirsiniz.

Denize açılmak için kendinizi nasıl hazır hissedeceksiniz? İşte yazarın tavsiyeleri:

 “Fenikeliler kadar cesur, Vikingler kadar yatkın, Kolomb ve Macellan kadar keşfetmeye tutkulu olmak.”

“Denizcilik bir meslek ya da bir hobi olarak tarif edilemez ancak ‘bir yaşam tarzı’ ifadesiyle açıklanabilir. İnsan denizin tuzunu bir kere yuttu mu, bir kere o tutkuya kapıldı mı karada tatmin olamaz. Eğer denizde yaşamayı seçiyorsanız ve tercihiniz denizdeki yaşamsa burada yaş alırsınız ancak yaşlanmazsınız.”

DERYAYA UYUM SAĞLAMA

“Kara ve deniz gezgininin farkı nedir?” sorusunu şöyle cevaplıyor:

“Deniz gezginini, kara gezgininden ayıran en önemli fark, her türlü tabiat şartına ve bu şartlara göre devamlı oynayan bir zeminde bu deryaya uyum sağlama zorunluluğudur. Karada seyahat edenlerin böyle bir sorunu pek olmaz. Zira ayaklar sağlam zemindedir ve aşağı yukarı gidilecek yer bilinip her türlü önlem alınabilir.”

Bazı nasihatleri var:

Haberin Devamı

“Büyük kaptan Sadun Boro’ya sormuşlar: ‘Nasıl iyi kaptan olunur?’ Sadun Boro da cevap vermiş: ‘Kötü havada denize açılmayarak.’

Bölüm başlıklarında, bizi seyahate teşvik eden seçme sözler yer alıyor. Birçok ülkeyi gezerken oranın fotoğraflarını da görüyorsunuz. Yazıyla birlikte fotoğrafları da gördüğünüzde beni bilmem ama sizler oraları görmek isteyebilirsiniz.

Teknede yaşayanları anımsatalım:

Değerli heykeltıraş İlhan Koman. İsveç’te Hulda adlı teknesinde yaşadı. Ressam Salih Acar, Bebek açıklarında teknede kalırdı.

Müzeyyen Senar yaşamının bir bölümünde tekneye yerleşmişti.

İnci Asena da teknede yaşamanın güzelliğinden söz etmişti.

Yazar “Bu kitabı ileride deniz sevdalıları olacaklarından emin olduğum sevgili torunlarım Nihad’a, Cem ve Atlas’a ithaf ediyorum” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları