Paylaş
Bu durum sanayi kesimini tedirgin etmiş olacak ki, arayıp, ‘sigortacılar neyi kastediyor, artsa artsa enflasyon kadar artar, o da yılsonu hedefi yüzde 65, nedir bu panik anlamadık?’ diye soruyor. Kimi sanayi odalarının bu durumu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) taşıdığını, TOBB’un gündeminde olduğunu da biliyorum.
Keşke, sanayici dostların söylediği gibi o kadar basit olsaydı. Şunu da belirteyim, bu durumdan sadece sanayiciler değil sigortacılar da tedirgin. Peki, 2024’ün başında sanayi ve ticari kesimin fiyatları neden artacak? Madde madde anlatayım. Konu biraz teknik, basit haliyle anlatmaya çalışacağım. Önce bilmeyenler için kısa bir bilgi vereyim.
Fiyat artışının temel nedeni, reasürans. Nedir reasürans? Nasıl ki, sanayici olası hasarlara karşı prim ödeyip fabrikasını sigortalatıyorsa, sigorta olmadan üretim yapamayacaksa; sigorta şirketleri de prim ödeyip, kendilerini dünyanın büyük reasürans şirketlerine sigortalatıyorlar. Fabrikada hasar olduğunda da sigorta şirketi reasürans şirketinden parayı alıp, sigortaladığı fabrikanın sahibine ödüyor. Bu sisteme de reasürans deniyor. Mesela, Kahramanmaraş depreminde sigortalı hasar 5 milyar dolardı, bunun yüzde 95’ini reasürans şirketleri ödedi. Reasürans olmadan sigorta şirketi koca koca tesisleri sigortalayamıyor.
SİGORTACILARIN MALİYETİ ARTTI
Gelelim, fiyat artışının nedenlerine.
- İklim değişikliği nedeniyle dünyada yaşanan afetlerin dünya sigorta pazarına maliyeti bu yılın sonunda 130 milyar doları bulacak. Bu rakamın tamamına yakınını da reasürans şirketleri ödeyecek. Çünkü büyük sermayelerle bunun için kurulmuşlar, işleri bu. Beklenti, her geçen yıl afetlerin sigortaya maliyetinin katlanarak artması. Bu durum dünyada reasüransa olan talebi artırıyor. Reasürans şirketlerinin de enflasyon nedeniyle sermaye maliyetleri artıyor. Sonuçta, dünyada reasürans teminatına ciddi talep var ama bu kadar reasürans kapasitesi yok. Dolayısıyla reasürans teminatının fiyatı artıyor; bu da sigorta şirketlerinin maliyetini artırıyor. Misal, bu yıla kadar şirketler reasürans primi adı altında 100 birim öderken, 2024 başından itibaren 300 birim ödemek durumunda kalacak. Bu da sigorta fiyatlarına yansıyacak. Bu durum sadece Türkiye’ye has değil, dünyada sigorta maliyetleri artacak.
- Türkiye’de Şubat ayında Kahramanmaraş depremi yaşandı. Reasürans şirketleri depremde 5 milyar dolar hasar ödedi. Önümüzdeki seneden itibaren ödedikleri bu hasarı Türk sigorta pazarından çıkarmak istiyorlar. Daha da kötüsü beklenen bir Marmara depremi var. İkisini birleştirdiğinizde dünyadaki reasürans şirketleri açısından Türkiye riskli ülke ve hem reasürans vermek istemiyorlar hem de verecekleri teminatın fiyatını ikiye, üçe katlıyorlar. Bu da 2024 başından itibaren sigorta poliçelerinin fiyatını artıracak.
TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ
- Kahramanmaraş depremi sonrası yaşanan bazı sorunlar nedeniyle kamu yangın sigortaları ile birlikte verilen deprem teminatına yönelik düzenleme yaparak, deprem teminatının fiyatlarını artırdı. Yaklaşık yüzde 40’lara yakın bir artış oldu. Bu da 2024 başından itibaren sanayicilerin sigorta fiyatlarına artı olarak yansıyacak.
- Kahramanmaraş depremi yıllardır bilinen ama hasıraltı edilen bir sorunu ortaya çıkardı. Daha doğrusu iki sorunu. Birincisi, tamamen sigortacıların hatasından kaynaklanıyor. Şöyle ki, sanayi tesislerinde deprem teminatı yangın sigortalarının içinde veriliyor. Normal şartlarda yangın sigortalarının içinde yangın, deprem, sel gibi birçok teminatın da olması gerekirken; sigortacılar, yıllardır sanayi kesimine yaptıkları sigortalarda sadece deprem teminatı için prim aldı, diğer tüm teminatları neredeyse bedava verdi. Bunda birbirleriyle yoğun rekabetin de etkisi oldu. Bugüne kadar hasar olmadığı için de reasürans şirketleri bu saçma uygulamaya ses çıkarmadı. Kahramanmaraş depremi oldu; takke düştü kel göründü. Reasürans şirketleri 2024’ün başından itibaren deprem teminatına yangın poliçesi satılmasına artık izin vermecek. Bu da şu anlama geliyor; 2024 başından itibaren şirketler, sanayi tesislerine yangın sigortası yapacak ve sigortanın içinde verdikleri tüm teminatlar için ayrı ayrı prim alacak. Bu da sigorta primlerini artıracak.
ENFLASYON ETKİSİ
- Deprem ile birlikte ortaya çıkan ikinci sorun ise –ki, bu da tamamen sanayi kesiminden kaynaklanıyor- az prim ödemek için eksik sigorta yaptırılması. Eksik sigorta nedeniyle depremde sanayiciler eksik hasar aldı. Depremde acı tecrübe yaşayan sanayiciler, şimdilerde gerekli teminat neyse artık onu almak istiyorlar. Bu da 2024’ün başında sigortanın primini artıracak başka bir etken.
- Daha bitmedi. Tabi bir de enflasyondan ve döviz artışından kaynaklı kıymet artışları var. Sanayicinin tesisindeki makinesinden binasına, ürettiği mala kadar tüm kıymetinin değeri arttı. Düne kadar, misal, 100 bin dolara satın aldığı makine bugün artık 200 bin dolar. Sigortasını yenilerken de 200 bin dolar üzerinden yenileyecek, ona göre prim ödemek durumunda kalacak. Dolayısıyla sanayiciler 2024 başında, kıymet artışından kaynaklı fiyat artışları ile de karşı karşıya kalacak.
PRİMLER ÇOK ARTACAK
Özetlersem, buraya kadar sıraladığım altı etken, 2024 başında sigortalarını yenileyecek olan sanayicilerin karşısına fiyat artışı olarak çıkacak. Dikkatinizi çekeyim, yukarıda sıraladıklarımın hepsi birer fiyat artış etkisi yaratacak; paçal değil yani.
İşin iyi tarafı birkaç ay öncesine kadar sigortacıların en büyük endişesi reasürans teminatı bulamayacaklarından, sene başında sanayicileri sigortalayamamaktı. İyi haber, bu sorun artık masada yok; teminat bulunabilecek ama bu teminatın maliyeti hem sigorta şirketlerine hem de sanayicilere çok yüksek olacak. Peki, fiyatlar ne kadar artabilir? O tarafını bilemem ama enflasyonu, kıymet artışını falan dışarıda bırakırsanız; sigortacılar dolar bazında iki, üç kat artış olacağını söylüyor.
Şunu belirteyim, hem sanayiciler hem de sigortacılar artık son dönemeçteler. Sene sonuna, dolayısıyla sigorta yenilemelerine şurada bir şey kalmadı. Bence her iki kesimin de bir araya gelip, sorunlarını birbirleri ile paylaşmaları gerekiyor. Sanayiciler üzerine düşeni yapıp, taşın altına ellerini koyar; sigortacılar da biraz daha esnek davranırsa ortak noktada buluşabilirler. Diyeceğim o ki, sigortacılar için, ‘parasıyla değil mi, veririm parayı alırım reasürans teminatını’ dönemi kapandığı gibi sanayiciler için de ‘veririm üç kuruş, yaptırırım sigortayı, geceleri rahat uyurum’ devri bitti.
Paylaş