SİGORTACILAR, sahte hasarla mücadelede ilginç bir yöntem bulmuşlar. Belki de dünyada eşi benzeri olmayan bir yöntem. Eminim, anlattığımda birçok kişinin de komiğine gidecektir. Ama önce şu sahte hasar kavramına kısaca değinmek istiyorum. Çünkü bir süredir sigortacılar, bu kavramı dillerinden hiç düşürmüyorlar.
Aslında bu sürecin hikayesi de ilginç. Kaza tespit tutanağı uygulaması başladıktan birkaç yıl sonra sigorta şirketleri, ödedikleri hasarlarda ciddi artış olduğunu fark ediyorlar. Tutanak uygulamasının başladığı 2008 yılına kadar sattıkları her 100 trafik poliçesinin 6’sına hasar öderlerken, 2009 yılında bu oranın 15’e çıktığını, sonraki yıl daha da arttığını görüyorlar. Bunun üzerine de, ‘hasardaki bu artış tesadüf mü yoksa bilinçli mi’ diyerek, araştırma başlatıyorlar. Sonuçlar, şaşırtıcı... Kaza tespit tutanağının başladığı 2008 yılından, 2011’in Haziran ayına kadarki sürede meydana gelen 2 milyon 400 bine yakın trafik kazasından, yüzde 25’inin otoparklarda park halindeki araçların çarpışmasından; yüzde 10’unun da düz yolda geri geri giden araçların neden olduğu kazalardan kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Sigorta şirketleri, araştırmayı biraz daha derinleştirince, belli araçların yıl içinde 25-30 kazaya karıştığını ve her yıl da farklı şirketlerden poliçe satın aldıklarını tespit ediyorlar. Sonuçta, hasardaki artışın hiç de tesadüf olmadığına; mizansen kazalarla, sahte tutanaklar düzenlenerek, sigortadan para alınmaya çalışıldığına karar veriyorlar. Dikkatinizi çekerim, bahsi geçen rakamlar öyle yabana atılır rakamlar da değil. Sadece otomobil sigortalarında, 1 milyar TL’ye yakın sahte hasara ödeme yapıldığından bahsediliyor. Nitelikli dolandırıcılık İşte sigorta şirketleri, bu gelişmeden sonra sahte hasar kavramını dillerinden hiç düşürmedikleri gibi, sigorta sahtekarlığına karşı da ortak mücadele başlattılar. Şimdi gelelim, sigortacıların sahte hasarla mücadelede buldukları ilginç yönteme. Daha doğrusu yöntemlerden birine. Hani dedik ya, ortak mücadele başlattılar diye… Sigorta sahtekarlıklarının ihbar edilmesi için ‘Sigorta Sahtekarlıkları Bilgi Sistemi’ adı altında internet sitesi kurmuşlar. Amaç, vatandaşların, tanık oldukları ya da etraflarında duydukları sigorta ile ilgili sahtekarlıkları bu internet sitesine ihbar etmelerini sağlamak. Siteye ise, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) üzerinden giriliyor. Merak ettim, baktım. İhbarda bulunacak olanlar isterlerse isimlerini veriyorlar, isterlerse isimsiz, sadece olayı anlatabiliyorlar. İçinizden, ‘kardeşim, kim böyle bir ihbar yapar ki’ diye geçiriyorsunuzdur. Yanılıyorsunuz… İnternet sitesi açılalı çok kısa bir zaman olmasına rağmen, 340 kişi ihbarda bulunmuş. İhbarların büyük bir çoğunluğu da oto sigortalarına yönelik sahtekarlıklarla ilgili. Kimileri prim yolsuzluğunu, kimileri hasar sonrası sigorta yapıldığını, kimileri de sahte poliçeler ve kaza tespit tutanakları düzenlendiğini ihbar etmiş. Tabi, sigortacıların sahte hasarla mücadelesi bu kadarla sınırlı değil. Eskiden sigorta şirketleri sahte hasara meyledenleri tespit ettiklerinde, anlaşma yoluna giderlerdi. Şimdi ise tereddütsüz, hukuk yoluna başvuruyorlar. Son olarak şunu da belirteyim. Sigorta sahtekarlığı öyle basit bir suç sayılmıyor. Nitelikli ve organize dolandırıcılığa giriyor... Yedi yıla kadar hapis ve adli para cezası ile sonuçlanıyor. Benden söylemesi.