Paylaş
Bu konuda önemli gelişmeler de yaşanıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in Başkanlığında Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu kuruldu. Hazine ve katılım bankaları pek çok kez başarılı Sukuk (kira sertifikası) ihracı gerçekleştirdi.
Gelinen nokta ne? Katılım bankalarının toplam bankacılık içindeki payı yüzde 5’lerde. Az mı? Düne göre (30 yıl öncesi) başarılı ama bizim gibi bir ülke için yetersiz. Bizim gibi demekle kastı şu. Bireysel emeklilik sistemine giren çalışanların yüzde 65’ine yakını –ki, kamuda çalışanlarda bu oran yüzde 80’nin üzerinde- birikimlerinin değerlenmesi için faizsiz fonları tercih etmiş. Demek ki, bu konuda bir hassasiyet ve bilinilirlik var.
FİNANS PİYASASI
İşin ilginci, yine düne kadar, katılım bankası sayısı 6 iken zaman içinde krizler ve birleşmelerle bu sayı 4’e kadar indi.
Geçen sene de FETÖ’nün finans ayağı olan Bank Asya, sistemden çıktı. Neyse ki, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılımın kurulmasıyla bugün katılım bankası sayısı 5 oldu. Beklenti ne? 2025 yılında faizsiz bankaların payının yüzde 15’e çıkması. Bu aynı zamanda hedef de.
Peki, bugünkü mevcut durumla bu hedefe ulaşılabilir mi? Şimdi gelin, eğri oturup doğru konuşalım.
Ama önce şu tespiti yapalım. Sukuk, finansal enstrüman olarak daha fazla kabul görüyor, faizsiz fonlar gelişiyor. Bu açıdan bakarsak katılım bankacılığına ve faizsiz enstrümanlara ihtiyaç var ve bu ihtiyaç önümüzdeki dönemde daha da artacak.
HALK KATILIM NEDEN GECİKİYOR?
Şunu da kabul edelim, bu iş sadece özel sektörle yürümez. Mutlaka kamunun daha fazla devreye girmesi gerekiyor.
Gerekiyor ki; hem özel sektör tarafından karşılanamayan alanlarda katılım bankaları etkin rol üstlensin hem de katılım bankacılığı daha ciddiye alınsın, kamuoyunun da ilgisini çeksin.
Bu açıdan bakıldığında da kuruluşu geciken Halk Katılımın biran önce kurulup, faaliyete geçmesi gerekiyor. Yine konuşulanlara göre tasfiye halinde Emlak Bank’ın katılım bankası olarak dönmesi bekleniyor ki, çok doğru bir adım olur ve özellikle de gayrimenkul alanında buna ihtiyaç var.
Eğer bu adımlar atılırsa hem yabancı sermayenin iştahı artar hem de belirlenen yüzde 15’lik hedef için 2025 beklenmez.
Paylaş