Paylaş
“Sayın Doğan, babamızın küçük bir seramik atölyesi var. Ben ve kardeşim, babam ile birlikte çalışıyoruz. Geçen yılın sonunda babam, KOSGEB’in 50 bin liralık, sıfır faizli kredisinden yararlandı. Maalesef geçen ayın başında babamızı kaybettik. Bankaya müracaat ettiğimizde kredi verilirken sigorta yapılmadığı bilgisini aldık. Birkaç kişiye sorduk bazıları hayat sigortasının zorunlu olduğunu, bankanın krediyi verirken yaptırması gerektiğini söyledi, bazıları da zorunlu değil dedi. Hangisi doğru? Banka bilerek yaptırmadıysa, herhangi bir hak iddia edebilir miyiz?”
ZORUNLU HAYAT SİGORTASI
Hadi, KOSGEB kredileri hem sıfır faizli, bir yıl ötelemeli hem de krediye konu olan miktar çok büyük değil. Sonunda iki kardeş, babalarından kalan işyerinde çalışıp, kredi borcunu ödeyebilir. Peki, son dönemde Hazine kefaletinde, Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığı ile bankalardan 250-500 milyon TL kredi kullanan KOBİ’ler benzer bir durum karşısında ne yapacak? Şimdi eminim birileri, ‘Hazine zaten kefil olmuş, bir de sigortaya ne gerek var’ diyecektir. Hazine kefaleti, teminat sorunu çeken işletmeler sıkıntı yaşamasın diye getirildi. Doğru, işletme zora düşer de krediyi ödeyemezse Hazine, kefil. Kime karşı? Bankaya karşı, kefil. Yoksa, kredi kullanan vefat eder, varisleri borcu ödeyemezse diye kefil olmuyor.
Daha açık şöyle anlatayım. Özellikle küçük işletmeler, ister KOSGEB’den ister KGF aracılığı ile bankadan kredi kullansın sigorta yapılmışsa; işletme sahibi vefat eder ya da çalışamaz duruma düşerse, kalan kredi borcu sigorta tarafından bankaya ödenir, borç morç kalmaz. Okuyucumuzun örneğinde olduğu gibi sigorta yoksa banka, krediyi, varislerden öyle ya da böyle alır. O işletmenin zor duruma düşüp düşmeyeceği, kredinin hangi amaçla, nerede kullanıldığı, varislerin ödeme gücünün olup olmadığı bankayı ilgilendirmez. Zaten hayat sigortası da bunun için var ve bu gibi beklenmedik durumların yaratacağı sorunlar için yapılıyor. Açıkça söyleyeyim, banka için hiç sorun yok. Döner, işletmenin mal varlığına el koyar, olmadı işletme sahibinin mal varlığına el koyar; döner, Hazine kefaletini bozdurur, verdiği krediyi bir şekilde alır. Ne mi demek istiyorum? Hayat sigortası, bankayı değil asıl krediyi kullanan esnafı, KOBİ’yi koruyor diyorum.
Eminim yine birileri, ‘İyi de kardeşim bankalar verdikleri kredilerden ciddi kesinti yapıyor. 50 bin liralık kredi için 5 bin lira zorunlu hayat sigortası kesiliyor. 20 bin liralık kredi için 3 bin lira kesen bile var’. Bankaların kesinti kalemlerini ve tutarlarını bilmem ama konu hayat sigortasıysa, böyle rakamlar yok. 20 bin liralık kredi için kesilen hayat sigortası primi yaşa ve vadeye göre 300 lira ile 500 lira arasında değişiyor. Ama yok krediye konu tutar, 500 bin liraysa, prim kesintisi de 4 bin lira ile 15 bin lira arasında değişiyor.
Son olarak şunu da belirteyim. Hayat sigortası zorunlu değildir. Kanuni olarak bankalar kredi verirken sigortayı zorunlu tutamaz; tutsa da, ‘sigortayı benden yaptıracaksın’ diyemez. ‘İyi de canım banka, sigorta yoksa kredi de yok’ diyor. İşin o tarafını bilemem. Ben size kanunun ne söylediğini söylüyorum. Peki, bankalar neden sigortada ısrar ediyor. Basit, kredi kullandırdığının başına bir şey gelirse varislerle, mahkemelerle uğraşmasın, sigortadan parayı hemen alsın diye. Oysa asıl ısrar etmesi gereken bana göre banka değil krediyi kullanan olması lazım ki, başına bir şey gelirse hem kendi hem de geride kalanlar dara düşmesin.
Paylaş