Paylaş
HÜRRİYET’in , 6 Aralık’ta düzenlediği Türkiye Finans Forumu’nun, Sermaye Piyasaları Oturumu’nda konuşulanlar ve katılımcıların sermaye piyasalarının gelişimine yönelik verdikleri bilgiler önemliydi; özellikle de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) tarafı. Önemliydi, çünkü 1 Ocak 2018’den itibaren emeklilik şirketlerinde, bugün için biriken 75 milyar liralık fonun yönetiminde önemli değişiklik olacak. Büyük tartışmalara neden olan; emeklilik şirketlerindeki fonların yüzde 40’ından fazlasını aynı portföy yönetim şirketi tarafından yönetilemeyeceğine yönelik uygulama, yeni yılla birlikte başlıyor. Emeklilik şirketleri artık, bir şirket yerine en az 4 portföy yönetim şirketi ile çalışacak. Bu da 75 milyar liralık fonun el değiştireceği anlamına geliyor.
Nitekim, panelde, bu konu gündeme geldi ve portföy yönetim şirketleri uygulamanın, yaratacağı sıkıntıya dikkat çekti. Yeni uygulama, rekabet ortamını artırır gibi görünse de fon yönetiminin, performansa dayalı olduğu söylenerek, yatırım yapabilecek ve performans gösterecek portföy şirketlerinin sayısının az olduğu belirtildi. Daha da önemlisi emeklilik sektöründe 75 milyar TL olan varlığın, yüzde 60’ının bir gecede hem yönetiminin hem karar alma sürecinin değişeceği; bunun da yatırım kararlarını etkileyeceği söylendi.
SİSTEME ENTEGRE OLMUYOR
Ama panelde asıl dikkatimi çeken ve bana ilginç gelen, Borsa İstanbul (BİST) Başkanı ve Türkiye Varlık Fonu Başkan Vekili Himmet Karadağ’ın bireysel emeklilik hakkındaki söylemleri oldu. Sizlerle de paylaşayım. Karadağ, sermaye piyasasının güven artırıcı ürünlere ihtiyacı olduğunu belirterek, bu ürünlerin de mevcut sistemle uyumlu olması gerektiğini söylüyor.
“Bizim güzel ürünlerimiz var ama mevcut sistemle o kadar uyumsuz ki, bazen ölçeğini yakalamamış oluyor” diyen Himmet Karadağ, bu noktada sözü BES’e getiriyor ve şu tespiti yapıyor: “BES bizim çok güzel bir ürünümüz ama hiçbir taraf uyumu yok, sisteme entegre de olmuyor.” Ardından da konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Bireysel emeklilik hakkında kitap yazsak, 2 saat konuşsak yine yetmez. Yani, o kadar dolu olduğumuz bir ürün. İlk başlangıç hikayesini biliyorsunuz, ana paradan vergi alındığı bir şekilde başladı. Bir anlamda sermayenin vergilendirilmesi gibi bir uygulama ile başladı. Şimdi ise biraz daha düzeldi, regüle edildi.”
SEKTÖRÜN UÇMASI LAZIM
Himmet Karadağ, gönülle BES’ten ve otomatik katılımdan bahsederek, bireysel emeklilik sistemlerinin kendi içinde birbirleri ile entegrasyonu olmadığını da vurguluyor ve “Nasıl bir ürün ki, benim elimde binek otomobilim var, kamyon tekeri gibi duruyor” diyerek, ilginç bir benzetme yapıyor. Karadağ, BES’teki yüzde 25’lik devlet katkısına da değinerek, şunları söylüyor:
“Aslında verilenlere baktığınızda ciro üzerinden, hasılat üzerinden yüzde 25 devletin verdiği bir sektör düşünün; uçması lazım. Bugünkü rakamlar devede kulak kalır. Hangi sektöre, mesela inşaatçılara, ciro üzerinden yüzde 25 verin; dünyada Türk şirketleri dışında şirket kalmaz. Bu o kadar basit değil, ciro üzerinden yüzde 25’ten bahsediyoruz; kar, falan değil. Ona rağmen halen tırmalıyoruz.”
Paylaş