Paylaş
PİYASA DEĞERİNDEN SATIN ALMA
Önce, birleşme sürecini özetle anlatayım. Aslında bu bir birleşme değil, satın alma. TVF, biri; trafik, kasko, konut, sağlık gibi hayat dışı sigortalarda (elementer sigorta), diğeri ise hayat ve bireysel emeklilik alanında faaliyet gösterecek iki ayrı şirket kuracak. Bunlardan biri olan elementer şirket; Güneş Sigorta, Halk Sigorta ve Ziraat Sigorta’yı satın alacak. Kurulacak bir diğer hayat ve emeklilik şirketi ise Vakıf Emeklilik ve Hayat, Ziraat Hayat ve Emeklilik, Halk Hayat ve Emeklilik’i satın alarak, bünyesine katacak. TVF, bu şirketlerin hepsini de adil bir şekilde, piyasada değeri üzerinden satın alacak.
Doğrudur; bu şirketlerde yüzlerce çalışan ve bu şirketlerin yüzlerce acentesi var. Acenteler açısından sorun yok; 6 ayrı kamu şirketi yerine TVF çatısı altında kurulacak iki şirketin acenteliğini yapacaklar. Kaldı ki, acenteler zaten tek bir sigorta şirketi ile çalışmıyor; en az üç-dört şirketin acenteliğini yapıyorlar. Çalışan personel açısından da sorun olacağını sanmıyorum; çünkü kamu sigorta şirketlerinde çalışan sayısı öyle sanıldığı kadar yüksek değil. Şöyle anlatayım, üç kamu sigorta şirketinin toplam çalışan sayısı, bugün sigorta sektöründe bir şirketteki çalışan sayısına neredeyse eş. Birleşmeler sonrası her iki şirketin ulaşacağı büyüklük, tahmin ediyorum çalışanların tamamını kapsamaya yeter.
SPEKÜLASYONA GEREK YOK
Gelelim, küçük yatırımcıların durumuna. Malum, Güneş Sigorta ve Halk Sigorta halka açık şirketler. Bir süredir takip ediyorum, birleşme konusu gündeme geldiğinden beri halka açık şirketler üzerinden spekülasyon yapılmaya çalışılıyor. Hepsi nafile çabalar. Bu çaba içinde olanlara, TVF kanununu ile istisna ve muafiyetleri okumalarını öneririm. Öncelikle TVF, Sermaye Piyasası Kanunu’ndan muaf. İkincisi, halka açık sigorta şirketlerinin hisse devir işlemlerinden dolayı Sermaye Piyasası Kurulu’nun çağrı yükümlülüğü doğmuyor. Özetle, ‘bu şirketler birleşiyor, şu işten kar edeyim’ diyenlere sözüm; buradan size iş çıkmaz.
İşin, kamu şirketlerini satın alma boyutuna gelince. Süreç, şirketlerin değerlerinin doğru tespiti ve hem SPK’nın hem de uluslararası denetleme ve değerleme standartlarına uygun; şirketlerin halka açık paylarına sahip olan yatırımcıların da hakları gözetilecek şekilde yürütülüyor.
Şunu da belirteyim, gelen sorulardan biri de bu birleşmenin Rekabet Kanunu’na ayrı olup olmadığı yönünde. Türkiye Varlık Fonu, Rekabet Kanunu’ndan da muaf.
Paylaş