Paylaş
Doğru ve isabetli bir karar. Hatta ben bir adım daha ileri götüreyim, sadece teşvikler için değil; esnafa, KOBİ’ye verilecek tüm kredi ve destekler için de aynı yöntem uygulanmalı.
Geçen senenin sonundan bu yılın ortalarına kadar ekonomiyi canlandırmak adına özellikle KOBİ’lere ciddi kredi desteği sağlandı.
KOSGEB bir taraftan, sivil toplum örgütlerinin özel bankalarla yaptığı anlaşmalar ve kamu bankaları diğer taraftan kredi musluklarını açtı.
Bunun üzerine bir de Hazine destekli Kredi Garanti Fonu kredileri eklendi. Tarım kredi kooperatifleri, esnaf kooperatiflerinin bu furya içinde üyelerine verdiği destekleri hesaba katmıyorum bile. Mutlaka unuttuğum da vardır.
KREDİNİN NE KADARI YATIRIMA GİTTİ?
Bir araştırma yaptım. Kaba bir hesapla, bu yılın ilk yarısında 200 binin üzerinde işletme kredi imkanından yararlanmış. Ağustos itibariyle bankaların KOBİ’lere kullandırdığı kredi tutarı 500 milyar liraya yaklaşmış. Tahminim odur ki, benzer destek ve teşvikler senenin son 3 ayında da devam edecek.
Şimdi gelelim, kritik soruya. Verilen bu kredi ve desteklerin ne kadarı üretime, istihdama döndü? Hem bankacılarla hem de reel sektör temsilcileri ile konuştum.
Kesin bir veri yok ama kullanılan kredinin en fazla yüzde 25’nin yatırıma dönüştüğü söyleniyor. Kredi faizinin cazip olması, arkasında Hazine desteğinin olması nedeniyle kredi alıp, bankaya mevduata yatıran bile var.
Personelin maaşını ödeyen, borcunu kapatan da var. İhtiyacı olmayan, yatırım yapmaya hevesi olmayanların bu furyadan yararlandığı da bir gerçek.
Araç, arsa alanlar bile var. Tamam, şunu kabul ediyorum; para ekonomiye kazandırılıyor ama asıl amaca hizmet etmiyor.
TEK ÇATI KİME, NE SAĞLAR?
Asıl amaç, yatırıma paralel; ihracatı, istihdamı artırmak. Ekonomi yönetiminin önümüzdeki döneme yönelik söylemleri de bu yönde.
Bunun için de yapılması gereken ister ‘nefes kredisi’ olsun, ister KGF ve KOSGEB desteği olsun; her ne ad altında olursa olsun, her kim verecek olursa olsun kredi ve desteklerin tek bir çatı altında toplanması ve buradan dağıtılması.
Bu çatının hangi çatı olacağı, kime bağlı olacağı da çok önemli değil. Ekonomi yönetiminden, reel sektör temsilcilerinden, sivil toplum kuruluşlarından, finansçılardan oluşacak bir kurul bile kurulabilir.
Peki, bu ne sağlayacak? Birincisi, bürokrasiyi azaltacak. İkincisi, yatırım yapıp, işini büyütmek isteyene destek verilecek; araba, arsa alacak olan elenecek.
Üçüncüsü, verilen kredinin nereye gittiği, hangi amaçla kullanılacağı takip edilecek.
Bu sayede üretim, istihdam artacak. Destek ve teşviklerin tek elde toplanıp, dağıtılması aynı zamanda üretime, yatırıma dair envanter çıkarılmasını da sağlayacak.
Paylaş