Paylaş
Peki, ne değişti? Görüşmenin ertesi günü de dolar artışını sürdürdü, bu hafta başında da. Demek ki, neymiş? Dolardaki artışın Cumhurbaşkanı’nın söylemleri ile alakası yokmuş. Oysa haftalar öncesinden, ABD Merkez Bankası’nın (FED) tutumu, doların dünyada yükseliş trendinde olduğu, dengelerin değişeceği ve bundan ülke olarak bizim de etkileneceğimiz belliydi. Bunu görüp, pozisyon alabilseydik sorun yoktu ama biz ne yaptık? Dolardaki artışı faiz tartışmasıyla birleştirdik; yetmedi, siyasi çekişmelere alet ederek, alevlendirdik.
Nihayet anladık ama hem geç hem de faturası ağır oldu. Dikkat ettim de tüm olup bitenler arasında kimse dönüp de reel sektöre, ‘arkadaş durumun nedir’ diye sormadı; özellikle de ihracatçılara.
FİYATLAMA YAPILAMIYOR
Durumu çok kısa özetleyeyim. Reel sektör açısından bakacak olursak, seçim yılında olmamızın üzerine bir de içeride yaşadığımız faiz, dolar tartışması eklenince sektörlerde yavaşlama, satışlarda azalma, birkaç ay sonrasını kestirememe, kestiremeyince de doğru fiyatlama yapamama riski başladı. Özellikle de kurdaki oynaklık açık pozisyon ile çalışan şirketlerde sıkıntıyı daha da artırdı ki, reel sektörün dış borcunu ödemek için daha fazla kaynağa ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekiyor.
Gelelim, ihracatçılara. Hemen belirteyim, ‘kurdaki artış ihracatçının ekmeğine yağ sürüyor’ söylemi, kelimenin tam anlamıyla şehir efsanesi. İthalat, ağırlıklı dolar üzerinden, ihracat ise Euro üzerinden olduğundan, dolardaki artış ihracatçının girdi fiyatlarını da artırıyor ki, ithalatın yarısından fazlası ihracatçıların ara malı ithalatından oluşuyor. Demek ki, neymiş; bu kadar dalgalanma ihracatçının da canını yakıyormuş.
RİSKİ YÖNETMENİN ZAMANI
Peki, durum vahim boyutta mı, kurtarılamaz mı? Hiç değil ve kurtarılır. Neyse ki, içeride kendi kendimize yarattığımız tartışma bitti; dolar, faiz üzerine kurgulu spekülasyon da son buldu. Doğrudur, bu işten bazı kesimler maddi, manevi nemalandı ama kısa sürdü.
Çabuk toparlanırsak, piyasalar da çabuk dengeye oturursa, hem geçtiğimiz dönemi hem de gelecek dönemi en az hasarla atlatırız; hatta ihracatçılar durumu kendi lehlerine bile çevirebilir. Evet, dolardaki yurtdışı kaynaklı sorun devam edecektir –ki, dünya etkileniyor, bizim de etkilenmemiz mümkün değil- ama zaten reel sektörün, ihracatçıların artık iş yapış şekillerinde yurtdışı kaynaklı riskleri görüp, ona göre pozisyon almaları gerekiyor.
Son olarak şunu da belirteyim, önümüzdeki dönemde tüm kesimlerin kur ve paritedeki değişikliklere ve belirsizliklere karşı risklerini iyi yönetmeleri ve yönetirken de faktoring, alacak sigorta gibi gerekli enstrümanları kullanmaları gerekiyor.
Paylaş