Bireysel emeklilik sistemini nasıl bilirsiniz

BUNDAN 22 yıl önceydi. Gazeteciliğe dolayısıyla da iş hayatına yeni başlamıştım. Hem üniversitede okuyor, hem de çalışıyordum. Hiç unutmuyorum, o dönemde müdürüm olan kişi, her ay başı maaşını alır almaz kuyumcuya gidip, bir çeyrek altın alırdı. Dikkatimi çekmişti... Sorduğumda ise bana aynen şunları söylemişti: "Yıllardır tasarruf amacıyla her ay altın alırım. Bunları da evde bir kavanozun içine koyarım. Bu sayede her iki çocuğumu da okuttum."

Bu laf beni çok etkilemişti. O zaman kendi kendime karar verdim... Ben de aynısını yapacaktım. Yapabildim mi? Hayır. Bir türlü olmadı.

Gerçekten kişilerin kendi iradeleri ile yine kendi kendilerine tasarruf yapmaları zordur. Bugün elinizdeki 100 ya da 150 lira ile gidip bankada vadeli hesap bile açtıramazsanız. ’Bu paraya ne kadar faiz veriyorsunuz’ deseniz, size gülerler.

İşte hayat sigortaları ya da bireysel emeklilik sistemi de bu yüzden vardır... Küçük tasarruflarınızı düzenli olarak değerlendirmek. Ama, uzun vadeli değerlendirmek.

Lafı fazla dallandırıp, budaklandırmayacağım. Evet, Türkiye’de hayat sigortacılığı konusunda geçmiş dönemde birçok hatalar yapılmıştır. Bu hatalarda da herkesin payı vardır. Köy kahvelerine kadar gidip, ’şu kadar para yatırın size bu kadar toplu para vereceğiz, traktör sahibi yapacağız’ diye yanlış, ya da sigortalının birikimlerinden ilk üç yılda ciddi oranda şirket gideri kesintisi yapıldığını söylemeyip, saklayarak aldatıcı pazarlama yapan şirketlerden tutun da; o dönemde hayat sigortacılığının yasal sınırlarını tam olarak çizmeyen kamu yönetimine, yüksek enflasyona rağmen yıllarca her ay birer lira yatırıp, emekliliği geldiğinde de sigorta şirketinden milyarlarca lira almayı bekleyen sigortalılara kadar. Bu yüzden de, bu ülkede ciddi sayıda hayat sigortası mağduru bulunmaktadır.

EMEKLİLİKTEN KASIT NE

Evet doğrudur, geçmişte hayat sigortası satan şirketlerin neredeyse tamamına yakını bireysel emeklilik sisteminin başlamasıyla birlikte emeklilik şirketine dönüşmüşlerdir. Ancak şunu da unutmamak lazım ki, geçmişte birtakım yanlışlar yapılması bugün de yanlış yapılıyor anlamına gelmez.

Nitekim, geçmişte yapılan hatalardan ders alındığından, önce bireysel emeklilik sisteminin, ardından da hayat sigortacılığının yasal altyapısı hiçbir açığa yer vermeyecek şekilde, kesin çizgilerle kamu yönetimi tarafından çizilmiştir. Şirketler de tamamen bu sınırlar içinde faaliyet göstermektedir.

Gelelim kritik soru ve sorulara. Bireysel emeklilik sistemi emekli eder mi ya da ettiğinde dişe dokunur bir emeklilik geliri elde etmenizi sağlar mı? Yazımın bundan sonrasında bireysel emeklilik sistemi ile ilgili önemli noktaları satır başları halinde sizlerle paylaşacağım ki, daha net anlaşılsın.

ÆÖncelikle şunu belirteyim. Ne geçmişteki hayat şirketlerinin ne de bugünkü emeklilik şirketlerinin ellerinde sihirli değnek yok. Bireysel emeklilik sistemi bir anlamda fon yönetimi. Ve ülkenin, günün şartlarına göre katılımcıların her ay yatırdıkları küçük tasarruflar, değerlendiriliyor. Daha açık anlatımla, emeklilik şirketlerine 100 birim yatıracaksınız, sene sonu geldiğinde 200 birim olacak diye beklenti içine girmek ancak hayalcilik olur.

ÇOK TARTIŞILAN KESİNTİLER


Bu şirketler amme hizmeti yapmadıkları gibi, kamu kurumu da değiller. Bünyelerinde yüzlerce kişiyi çalıştırıyorlar. Bu çalışanlar da sadece bir tane emeklilik planı satabilmek için günlerce, hatta aylarca emek harcıyorlar. Unutmamak lazım ki, bu ülkede ne geçmişte, ne de bugün hiç kimse, ’hadi bugün bir emeklilik planı alayım ya da hayat sigortası yaptırayım’ diye yatağından kalkmıyor.

Bugün, bireysel emeklilik sistemine katılanlardan; her ay yatırdıkları katkı payı tutarlarından yüzde 8 oranını aşmamak kaydıyla yönetim gideri ile günlük yüz binde on oranında da -ki, bu da azami orandır ve yıllık 3.65’e gelmektedir- fon işletim gideri kesintisi yapılıyor. Bankaya gidip likit fon aldığınızda, bankaların yaptığı kesinti yüz binde 15-20 arasında değişiyor ki, bu da yıllık yüzde 7.2’ye denk geliyor. Yüzde 8 yönetim gideri ise yıllar itibariyle altılara, beşlere ve daha da aşağılara çekiliyor.

Bireysel emeklilik için aylık kişisel gelirin yüzde 5’i ile 10’u arasında bir tutarı ayırmak gerekiyor ve en az 15-20 yıl da yatırılması gerekiyor. Çok net söylüyorum, aksi takdirde emeklilik diye bir şeyden bahsedilemez. Hatta bir adım daha ileri gideyim ve şunu da belirteyim. Asgari ücret alan birinin bireysel emekliliğe aylık 50-60 YTL katkı payı yatırması halinde emekliliğinde alacağı para, şu anki aylık gelirinden bir miktar daha düşük olacaktır.

SİSTEM İLK EMEKLİLERİNİ VERDİ

Bireysel emeklilik sistemi geçen yılın sonunda ilk emeklilerini verdi. Bunlar da 2006 yılına kadar hayat sigortası olup da bireysel emekliliğe aktarım yapanlar. Bu kişilerin toplam sayısı 370 kişi. İşte bu kişilere emeklilik şirketleri, toplam 14.1milyon TL ödeme yaptı. Bu da gösteriyor ki, ortalama adam başı 39 bin TL düşmüş.

Sözün özü, bireysel emeklilik sistemi 20-25 yıllık uzun vadeli bir yatırım enstrümanıdır. Bu sisteme hiçbir zaman kısa vadeli bakılmayacağı gibi, aylık üç kuruş para yatırarak da emeklilik geliri elde edilemez. İyi bir emeklilik için iki alternatif vardır. Ya ayda 100-160 lira arası bir parayı 25 yıl boyunca yatıracaksınız, tabii ki, her yıl bu rakamı belli oranda artıracaksınız; ya da ayda en az 300-400 TL’yi 15 yıl boyunca yatıracaksınız. Bu kadar basit.

Veya da bunların hepsini unutup, yazımın başında da söylediğim gibi her ay bir altın alıp, yastık altına atacaksınız.
Yazarın Tüm Yazıları