Bireysel emeklilik sisteminde getiriler ve şirket kesintileri
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
SON birkaç haftaki yazılarımda bireysel emeklilik sistemindeki değişiklikleri anlatıyorum.
Okuyuculardan da sürekli olarak, emeklilik fonlarının getirileri ve emeklilik şirketlerinin yaptığı kesintilerden bahsetmem konusunda talepler geliyor. Daha doğrusu, ‘değişiklikleri anlatıyorsun da biz bu sistemden doğru dürüst getiri elde edemiyoruz, üstüne bir de yüksek kesintilere maruz kalıyoruz’ şeklinde eleştiriler alıyorum. Hoş, bu şikayetler, son birkaç yıldır okuyuculardan sıkça geliyor. Lafı fazla uzatmadan her iki konuya da değineyim. Getirilerden başlayalım. Çok da fazla rakamlardan bahsedip, kafanızı karıştırmadan anlatayım. Katılımcıların tercihi doğrultusunda, bireysel emeklilik sistemindeki birikimlerin yüzde 70’e yakını kamu borçlanma senetleri ve repoda; sadece yüzde 12’si hisse senetlerinde değerlendiriliyor. Yani, bir taraftan katılımcılar, ‘aman risk almayayım, küçük olsun benim olsun’ diyerek, temkinli yaklaşıyor. Diğer taraftan ise, katılımcılarda, yüksek enflasyon döneminden kalma, yüksek faiz beklentisi halen devam ediyor. Ancak son yıllarda faizlerin durumu da ortada, dişe dokunur bir getiri sağlamıyor. Hal böyle olunca da bireysel emeklilik sisteminden memnuniyetsizlik başlıyor. Daha açık şöyle anlatayım. Sisteme girenler, birikimleri konusunda hem risk almayıp, hem de yüksek beklenti içine girdiklerinden... Emeklilik şirketlerinin de elinde sihirli değnek olmadığından. Bireysel emekliliğe girenler de sistemde ortalama üç yıl kaldıklarından. Her geçen gün şikayetler artıyor. HİSSE FONLARI YÜZDE 244 GETİRİ SAĞLADI Gelelim, işin öbür boyutuna; sistem kurulduğundan bu yana geçen 9 yıllık sürede, emeklilik fonları yüzde 196 getiri sağladı ki, bu da yıllık ortalama yüzde 24.5 getiri demektir. Bunu bir örnekle anlatayım. Yukarıda da belirttiğim gibi çok fazla hesap kitapla, kafanızı karıştırmayacağım. Bireysel emeklilik sistemine 9 yıl boyunca, her yıl bin lira yatıran birinin, bu yılın mart ayında toplam birikimi 17 bin 900 lira oluyor. Buna bir de katılımcının vergi avantajından yararlandığını eklerseniz ki, yeni düzenlemede herkes yüzde 25’lik devlet katkısından yararlanacak, birikim miktarı 22 bin liraya kadar çıkıyor. Bu birikim miktarı iyidir-kötüdür diye bir yorumda bulunmayacağım. Takdiri siz okuyuculara bırakıyorum. Ama bu konuda bir-iki tespitte bulunmak istiyorum. 2004’ten, 2008 yılına kadarki dönemde hazine bonolarının getirileri yüksekti. Ancak sonraları getiriler yüzde 8’lere kadar düştü. Aynı şekilde, 2011 yılında Avrupa’daki çalkantılar, sermaye piyasalarını olumsuz etkiledi, dolayısıyla bundan bireysel emeklilik katılımcıları da nasibini aldı. Bu açıdan bakıldığında doğrudur... Sistemdeki kişiler, geçen yıl, yüzde 10’lara varan oranda negatif getiriler elde ettiler. Ama 2012’nin başında bu negatif getiriler artıya döndü. Her zaman söylüyorum, bir kere daha tekrarlayayım. Bireysel emeklilik, bugünden yarına değerlendirilecek kısa vadeli bir sistem değil... Uzun vadeli bir yatırım ve tasarruf enstrümanı. Nitekim, geçen sene birikimler negatif getiri elde ederken, 9 yılda yüzde 196’ya varan kazanç sağlandı. Yani, siz 2010 yılında sisteme girip, 2012’de çıkmak isterseniz kaybedersiniz... Sonra da, ‘bu sistemden hiçbir şey kazanamadığım gibi zarar ettim’ diye sızlanırsınız. Peki, ne yapmak lazım? Şunu herkes kabul etmeli. Artık, faizlerden yüksek getiriler elde etme dönemi kapandı. Halen, risk almayıp, aşırı tedbirli davranmak isteyenlere diyecek bir sözüm yok. Ama bu sisteme, 15 hatta 20 yıl vadeli bakanlara naçizane bir önerim var. Korkmadan birikimlerinin bir kısmını hisse senedi fonlarında değerlendirmelerini tavsiye ederim. Bir kısmı derken de kastım, yüzde 15-20 değil. Daha fazla. Keza, sistem kurulduğundan bu yana birikimlerini hisse fonlarında değerlendirenler, yüzde 244 getiri elde ettiler. ŞİRKET KESİNTİLERİ YÜKSEK Mİ? Gelelim, şu çok tartışılan ve şikayet edilen kesintiler konusuna. Emeklilik sisteminde üç farklı kesinti var. Birincisi, giriş aidatı kesintisi ama bu kesintiyi bugün hemen hemen hiçbir şirket yapmıyor. Ya da erken çıkışlarda almaya çalışılıyor. Bir diğeri ise, yönetim gideri kesintisi ki, kanuna göre emeklilik şirketlerinin katkı payları üzerinden yüzde 8 oranında kesinti yapma hakları varken, bu oran yüzde 3’lerde. Bir de yüzde 2’lik fon işletim gideri kesintisi yapılıyor. Bu da yıllar itibariyle azalıyor. Emeklilik şirketleri verdikleri tüm hizmetler karşılığında bu kesintileri yapıyorlar... Daha doğrusu yapmaya çalışıyorlar. Yapamadıklarından da bugün şirketlerin büyük bir kısmı, zarar açıklıyor. Kesintiler konusunun daha iyi anlaşılması için bir örnek vereyim. Kurulduğundan bu yana sistemde olup da birikimi 22 bin liraya ulaşmış bir katılımcıdan, yapılan yönetim gideri kesintisi toplam 290 lirayı buluyor. Bu kesintiler yüksek mi? Evet, sisteme bugün girip, yarın çıkacak olanlar için çok çok yüksek. Uzun üre sistemde kalan için yüksek mi? Takdiri yine size bırakıyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim... Katılımcı sayısı arttıkça, birikimler ve fonlar büyüdükçe, emeklilik şirketleri de para kazanmaya başladıkça kesintiler de azalacaktır.