Binali Yıldırım, sigortacılara kıyak geçtiğinin farkında mı?

Trafik sigortasında yaşanan kaosa sonunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da müdahil oldu ve “Kasko ile trafik sigortasının içeriğini bir arada bulundurarak tek bir poliçeye dönüştürüp, yasal boşluktan kaynaklanan istismarın önüne geçerek yeni bir sigorta sistemini devreye sokacağız.

Haberin Devamı

Çalışmalar devam ediyor. Kısa sürede tamamlamış olacağız” dedi.Eminim, ‘Ulaştırma Bakanlığı’nın trafik sigortası ile ne alakası var?’ diye soracaksınız; açıkçası işin o tarafını ben de pek anlamadım. Konunun doğrudan muhatabı, Hazine’nin bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek. İkinci muhatabı ise trafik kanundan dolayı İçişleri Bakanlığı. Neyse, biz konuya dönelim. Trafik sigortası ile kasko birleşir mi? Birleşir, neden birleşmesin. Birleşmişi de var zaten. Kimi şirketler, tüketiciye kolaylık olsun diye ikisini birlikte bugün de satıyorlar. Peki, söylendiği gibi, yani trafik sigortasının primini düşürmek anlamında, derde deva olur mu? İşte o, olmaz. O yüzden de kafa yormaya da çene yormaya da hiç gerek yok.Peki, neden olmaz? Anlatayım. Bugüne kadar elli kere yazdım, elli birinciyi de yazayım. İşin odağında otomobil olsa da iki sigorta birbirinden çok farklı. Trafik, bir sorumluluk sigortası ve sürücülerin karşı tarafa verecekleri bedeni (ölüm, sakatlık) ve maddi zararları karşılıyor. Bu yüzden sorumluluk sigortası ve bu yüzden zorunlu. Kasko ise, kişinin, kendi aracına gelecek zararı (çalınma, yanma, kaza gibi) karşılıyor. Bu yüzden zorunlu değil, bu yüzden vatandaş bu sigortayı yaptırıp, yaptırmamakta serbest. Bir başka anlatımla da; trafik, can sigortası, kasko mal sigortası. Bu, bir.

 

Haberin Devamı

KASKO, TRAFİK BİRLEŞMESİ

 

İkincisi; iki sigortanın teminatlarına göre fiyatı da farklı. Kaskonun fiyatı, aracın değeri üzerinden belirleniyor. Daha iyi anlaşılması için örnekle anlatayım. Türkiye’de en çok satılan binek aracın sıfır fiyatı 70 bin lira. Aynı aracın kasko primi ise bin 800 lira. Yani, araç çalınır ya da kazada pert olursa, sigorta şirketi size en fazla 70 bin lira öder. Ama aynı araçla bir kazaya karışır ve o kazada da iki kişinin ölümüne neden olursanız, sigorta şirketi, ölen kişilerin yakınlarına toplam 500 bin liraya yakın vefat tazminatı öder. Hatta daha fazla kişinin ölümüne neden olursanız sigortanın ödeyeceği tazminat 1 milyon liraya kadar çıkar. Neden? Çünkü trafik sigortasının teminatları böyle. Nitekim devlet, 2016 yılı için binek araçların kazalarda karşı tarafa vereceği bedeni zararlarda kişi başına 310 bin lira, kaza başına da 1,5 milyon lira teminat belirlemiş. Hani diyorlar ya, ‘kardeşim, trafik sigortasının bedeli kaskoyu geçti’ diye. Öyle olacak tabi. Birinde sigorta şirketi taş çatlasın 70 bin lira ödüyor, trafikte ise en düşük 310 bin lira, en yüksek 1.5 milyon lira ödüyor. Biri mal, diğeri insan hayatı. 

 

Haberin Devamı

YANLIŞ BİLGİLENDİRİLİYOR

 

Hadi, gelin şimdi, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın söylediği gibi bu iki sigortayı birleştirin. Ne değişecek? Sigorta şirketleri kasko için 70 bin lira, trafik için de yüz binlerce lira tazminat ödeyecek ama iki sigorta birleştiğinden daha düşük prim alacak; öyle mi? Hayal görüyorsunuz herhalde. Sanırım, birileri, Ulaştırma Bakanı’nı ya yanlış bilgilendiriyor ya da yanlış yönlendiriyor.Daha ilgincini de söyleyeyim: Bu birleşme konusu gündeme geldiğinden beri dikkat ettiniz mi, sigortacıların pek sesi çıkmıyor. Niye çıksın ki? Memlekette 20 milyona yakın araç var, zorunlu olduğundan 16 milyonu trafik sigortalı, 5 milyonu ise isteğe bağlı kaskolu. Birleştirmek demek, 20 milyona yakın aracın da zorunlu olarak kaskolu olması anlamına geliyor ki, bu da sigortacılar için inanılmaz bir pazar ve inanılmaz prim üretimi demek. Daha ne istesinler. Acaba, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, böyle bir uygulamaya giderek, sigortacıların ekmeğine yağ sürdüğünün farkında mı? Son olarak şunu da söyleyeyim. Trafik sigortasında sorunu çözecek adım atıldı, yeni bir yasa hazırlandı ve yakında Bakanlar Kurulu’na gelmesi planlanıyor. Ve bu yasadaki maddeler üzerinde de tüm kesimler anlaştı. Diyeceğim o ki, pişmiş aşa su katmayalım; biran önce şu sorunu çözelim.

Yazarın Tüm Yazıları