Banka hayat sigortasını zorunlu tutabilir mi?

Geçtiğimiz haftalarda tüketici mahkemesi, hayat sigortaları ile ilgili önemli bir karar verdi.

Haberin Devamı

Önce karardan bahsedeyim. Tüketici, bankadan 100 bin liralık kredi çekti ve kredi işlemleri sırasında banka hayat sigortası yaptı. Tüketici, 30 gün içinde sigortanın iptalini talep etti, banka talebi reddedince, tüketici mahkemesine başvurdu. Mahkeme hayat sigortasının tüketicinin onayı olmadan yapıldığına karar vererek, sigortanın iptaline, kesilen primin de iadesine hükmetti. Mahkemenin bu kararı son bir haftadır gündemde. Hal böyle olunca da okuyuculardan, ‘ben de hayat sigortasını iptal ettirebilir miyim?’ diye sorular gelmeye başladı.

KREDİ ALIRKEN BUNLARA DİKKAT!

Bu konuda tüketicilerin hakları nelerdir, anlatayım. Birincisi, bankadan kredi kullanırken hayat sigortası yapılması zorunlu olmadığı gibi, banka sigortayı zorunlu da tutamaz. Ama banka kredi verirken hayat sigortası isteyebilir. Nasıl tüketicinin kredi kullanırken hayat sigortasını istememe hakkı varsa, bankanın da kredi verirken sigortayı talep etme hakkı var; hatta, ‘hayat sigortası yoksa kredi vermiyorum’ deme hakkı bile var. İkincisi, bankalar genellikle, kredi verirken kendi çalıştığı sigorta şirketinin hayat sigortasını yapıyor. Banka, böyle bir zorlama da yapamaz. Banka hayat sigortasını isteyebilir, tüketici ya bankanın sunduğu hayat sigortasını yaptırır ya da gidip başka sigorta şirketinden sigorta yaptırıp, bankaya sunar; banka da bunu kabul etmek durumundadır. Buraya kadar anlattıklarım tüketicinin yasal hakları.

Haberin Devamı

MAHKEMEYE BAŞVURUYORLAR

Bir de işin diğer boyutu var. Yıllardır okuyuculardan, ‘ne gerek var sigortaya, kredinin maliyetini artırıyor’ şikayetleri kadar; bankadan kredi kullanıp da vefat edenlerin yakınlarından, ‘sigorta yapmamış, borç bize kaldı, ödeyecek durumumuz yok, bankayı mahkemeye vereceğiz’ şeklinde de çokça şikayet alırım. Gidin bakın mahkemelere, bankalara açılan davaların bir kısmı da ‘neden sigorta yapmadın?’ davalarıdır. Açık konuşalım; özellikle konut ve araç kredilerinde zaten ipotek konuyor. Banka her şart altında verdiği kredinin karşılığını alıyor. Maalesef, hayat sigortası ile bankanın kendini korumaya aldığı gibi kamuoyunda yanlış bir algı var. Aslında sigorta tüketiciyi koruyor. Eğer sigorta yoksa ve ölen kişinin yakınları da borcu ödeyemiyorsa kredi ile alınan ev, araç ya da her ne alınmışsa elden gidiyor. Sigorta yapılmışsa sigorta şirketi kredi tutarının tamamını bankaya ödüyor ve geride kalanların borcu kapanmış oluyor.

Haberin Devamı

Araştırdım, sadece geçen sene, vefat edenlerin bankalara olan kredi borçları nedeniyle hayat sigortalarından 3 milyar liranın üzerinde tazminat ödenmiş. Bu kişilerin bir kısmı da geçen seneki deprem ve sel afetlerinde, bir kısmı da koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybedenler. Sigorta şirketleri, hayatını kaybedenlerin bankalara olan tüm borçlarını ödemişler.

Banka hayat sigortasını zorunlu tutabilir mi

BURSA’DAKİ TIR FACİASINDA YENİ GELİŞME

BURSA’DA TIR’ın neden olduğu trafik kazasının sigorta boyutuna ‘Bursa’daki TIR faciasının sonuçları ağır olacak’ başlıklı yazımda değinmiştim. Kazada maddi ve bedeni dahil, 8 milyon liralık hasarın söz konusu olduğunu, zararın trafik sigortasının limitleri dahilinde karşılanacağı ifade ederek, bir kişi için en fazla 430 bin lira, toplamda da 4 milyon 300 bin lira vefat tazminatı; hasar gören araçlar için de toplam 86 bin lira ödeneceğini, bunun da 20 araç arasında pay edileceğini belirtmiştim. Araçları zarar görenler ile hayatlarının kaybedenlerin yakınlarının sigorta limitini aşan kısmını TIR’ın sahibi ve şoföründen talep edeceklerini de yazmıştım.

Haberin Devamı

FRENİ PATLAMAMIŞ

Bunları niye anlattım? TIR faciası ile ilgi yeni bir gelişme yaşandı. TIR’ın şoförü, frenin patladığını, aracın kontrolünü kaybettiğini savunmuştu. Kazayı inceleyen heyetin hazırladığı bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, TIR’ın fren sisteminde hava kaçağı ve patlamanın söz konusu olmadığı, fren sistemlerinin bakımsızlığının ölümlü, yaralanmalı, hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde etken olduğu ifade edildi. TIR’ın sahibinin tekerlek ve fren bakımlarını zamanında yaptırmadığı için kusurlu olduğu da raporda yer aldı.

Peki, bu ne anlama geliyor? Normal şartlarda araç sürücüsünün ağı kusurlu olması halinde trafik sigortası, kazada zarar görenlerin bedeni ve maddi zararlarını karşılıyor ancak ödediği parayı, ağır kusur olduğu için TIR’ın sahibi ve şoföründen hukuk yoluyla alıyor; yani rücu ediyor. Bursa’daki TIR faciasında ise trafik sigortasını yapan sigorta şirketi limitler dahilinde hasarları ödeyecek ancak rücu edemeyecek. Neden? Çünkü, aracın bakımını yaptırmamak trafik sigortası açısından ağır kusura girmiyor. Ağır kusur olması için sürücünün ehliyetsiz, alkollü olması ve taşıyacağından fazla yük alması gerekiyor. Tabi, mahkeme ağır kusur kararı verirse o zaman iş değişir. Bugünkü durumda, Bursa’daki faciaya neden olan şoför ve TIR’ın sahibi rücu işinden kurtarmış gözüküyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları