Paylaş
Devlet, açıkça, ‘100 lira yatır, 25’lira da ben koyacağım’ dedi.
10 yıl önceydi, 2003’ün Ekim ayı...Bireysel emeklilik sisteminin altyapısı oluşturulmuş, emeklilik şirketleri kurulmuş ve sistem başlamıştı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu... Kimileri, böyle bir sistemin yürümeyeceğini savunuyor; kimileri, şirketlere güvenilmeyeceğini söylüyordu. Kimileri ise, ‘10 beklenir mi, 56 yaşında emeklilik mi olur?’ diyerek eleştiriyordu. Hatta o dönem, işi daha da ileri götürüp; bu sistemi, saadet zincirine benzetenler bile vardı.
Bu endişelerin yersiz olduğu anlaşıldı. Bireysel emeklilik sisteminin 9’uncu yılında yani, 2012’nin sonunda, 3 milyon kişi bu sisteme girdi. Daha açık bir anlatımla... 3 milyon kişi, aylık 50 liralık, 100 liralık tasarruflarını emeklilik şirketlerine yatırdı... Kimi tasarruf etmek için yatırdı, kimileri ise emeklilikleri için. Ve 2012’nin sonunda bu kişilerin birikimleri ile 20,3 milyar TL’lik fon oluştu.
DEVLET, 835 MİLYON KATKI YAPTI
Bitmedi... 2012’nin ortalarında bireysel emeklilik sisteminde köklü değişikliğe gidildi ve devletin, sisteme giren herkese yüzde 25 katkı yapacağı bir düzenleme getirildi. Devlet, açıkça, ‘100 lira yatır, 25’lira da ben koyacağım’ dedi.
Amaç neydi? Her geçen yıl daha da azalan ve bugün artık yüzde 12’ye düşen –ki, bu oran tarihin en düşük seviyesidir- tasarruf oranını biraz da olsa artırmak. Daha açık bir anlatımla... Devlet tasarrufu artırmak için bireysel emekliliği araç olarak kullanmaya... Tasarruf eden herkese de yüzde 25 katkı yapmaya karar verdi.
Ve 2013’ün başında devlet katkılı bireysel emeklilik sistemi başladı. Yine her kafadan ayrı ses çıkmaya, eleştiriler gelmeye başladı... Kimileri, ‘devletin parası mı var verecek’ diye eleştirdi; kimileri, yüzde 25’lik katkısının ödenmeyeceğini öne sürdü... Kimileri ise devlet parasının özel sektöre aktarıldığını savundu... Kimileri de 10 yıl öncesinde olduğu gibi kimsenin bu sisteme girmeyeceğini söyledi.
Yine, endişelerin yersiz olduğu ortaya çıktı. Yeni sistemin üzerinden daha bir sene bile geçmeden, bireysel emeklilik katılımcılarının sayısı 3,9 milyon oldu. Yani, 10 ay gibi kısa bir sürede 900 bin yeni katılımcı sisteme girdi. Sistemdeki toplam fon tutarı ise 25 milyar TL’ye ulaştı. Devlet de katılımcıların hesabına 835 milyon TL’yi yatırdı.
Bugün bireysel emeklilik sistemi 10 yılını doldurdu. İşin ilginci, ‘kimse girmez, 10 yıl beklenir mi?’ denilen sisteme; katılanların yüzde 70’i 25 ila 45 yaş arası kişilerden oluşuyor. 25 yaş altı da sisteme girenler var, 55 yaş üstü de... Emeklilik şirketlerine tasarruf etmek için 100 lira yatıran da var, 500 lira, bin lira yatıran da...
Anlayacağınız, toplumun her yaş kesiminden kişiler, kendi bütçelerine göre küçük tasarruflarını bu sisteme yönlendirmeye başladı.
Tasarruf etmek için ne yaparsınız
Geçen 10 yılda, gözlerden kaçan bir gelişme daha oldu. Anlatayım... 10 yıl öncesinde tasarruf denince akla, paradan para kazanma gelirdi. Faizler yüksekti... Kimsenin tasarruf derdi yoktu. Para zaten para getiriyordu. Ama bugün... Faizlerin durumu ortada... Geçmişte ciddi bir tasarruf aracı olan altının da durumu hiç farklı değil... Yani, paradan para kazanma dönemi bitti, tek başına altın, eski cazibesini yitirdi.
Peki, bugün tasarruf etmek isteseniz nasıl ve ne şekilde edersiniz? Aylık 200-300 liraları bankaya yatırıp, faize koysanız... Ya da her ay bir altın alıp, mutfaktaki kavanoza atsanız, ne olur.
Açıkça söyleyeyim, bugün tek bir tasarruf aracı kaldı; o da bireysel emeklilik sistemi. Hele ki, devlet katkısı ile birlikte sistem, daha da cazip hale geldi. Tam olarak anlamayanlar için daha basit, şöyle anlatayım: Bugün bankaya 100 lira yatırdığınızda anında 25 lira faiz alabilir misiniz? Veya da her ay bankaya 100’er lira yatırdığınızda sene sonundaki 1200 liranız, 1500 lira olur mu? Ya da her ay bir tam altın aldığınızda yanında çeyrek altın hediye ederler mi? Ama devlet katkısında bunlar oluyor.
Şimdi de kimileri diyor ki, ‘ya devlet katkı yapmaktan vazgeçerse ne olacak?’. Vazgeçmez... Niye mi? Daha geçen haftalarda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeni Orta Vadeli Programı açıklarken, programın tasarruf üzerine kurulacağını ve tasarrufu artıracaklarını açıkladı. Eğer hükümet, bireysel emeklilik sistemine alternatif bir tasarruf imkanı yaratmayacaksa –ki, hiç tahmin etmiyorum- eldeki tek koz, bireysel emeklilik. O nedenle katkı yapmaktan vazgeçmez. Varsayın ki, 5 sene sonra vazgeçti... 5 sene boyunca kendi tasarrufunuza devlet katkısı almış olursunuz... Fena mı?
Paylaş