Hemen bir ortalamasını bulmam lazım. Ruh yaşım 20, biyolojik yaşım 38, beyin yaşım 10, kalp yaşım 42... Bu durumda ben ortalama 25 yaşındayım. Hiç fena değil. Son kullanma tarihinin ucundayım!
Bu yazıyı yazarken gerçekten seneler öncesine gittim. O zamanlar bir kadının son kullanma tarihi olduğunu savunur, bunun da 25 olduğunu iddia ederdim şaka yollu.
O dönemleri çoktan geçtik. Ben yine kendimi 25 yapacak bir yol buldum, ama çok adil bir hesap olduğunu söyleyemem. Benim kalp yaşı bozdu bu işi ya!
Bu iş nereden çıktı başıma?
Becel yüzünden çıktı. Oysa ben, sigarayı bıraktığım için kendimi dünyanın en sağlıklı kadını sayıyordum. Oysa öyle değilmişim.
Dünyada her gün 120 uçak yolcusu kadar kişi, kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de 2.8 milyon koroner kalp hastası var ve her sene 170 bin kişi bundan dolayı hayatını kaybediyor.
Biz kadınlar kendimizi buna daha uzak hissediyoruz. Ama ben hatırlarım. Çocukken komşumuz Haslet Abla vardı. 1970’lerdi ve çalışan kadın sayısı gerçekten azdı. O zamanlardan bilirdim onun deli gibi çalışan bir kadın olduğunu. Kızının da benim de idolümüzdü, biz de onun gibi çalışan ve ayakta duran kadınlar olacaktık.
Yıllar geçti. Ve Haslet Abla, benim duyduğum ilk kalp krizi geçiren kadın oldu. Çok korkmuştum. Hem onun için, hem de bir kadının da genç yaşta ciddi ciddi kalp krizi geçirebileceğini öğrendiğim için...
Sonrasında bütün hayatını değiştirdi Haslet Abla. Oturduğu evi bile...
Evet, benim kalp yaşım da yapılan testte 42 çıktı.
Ben şimdi size bilgileri vereceğim ve siz de hemen kendi kalp yaşınızı bulacaksınız. Sonra da "Hıh, benimki 30’muş" deyip bana nispet mailleri gönderebilirsiniz.
www.kalpyasi.com ya da www.kalbinisev.com adresine giriyorsunuz. Burada bir anket var. Onu yapıyorsunuz. O kadar. Ne var ki iş ondan sonrasında...
Şimdi, bu yaş değişebilir. Ben en son tahlilimde çıkan 220 kolesterolden sonra daha az yiyip sporu ihmal etmeseydim, kalp yaşım da 25 çıkardı. Ne var ki ben ne yaptım? O kolesterolü 240’a çıkardım!
Genetik olarak bize gelen ve bizim de çocuklarımıza geçirdiğimiz birtakım faktörler var. Bunları değiştiremeyiz. Ama değiştirebileceğimiz, öğretebileceğimiz bazı şeyler var. Kalp yaşım ve kalbimin durumu, iyi ve uzun yaşamam, benim için olduğu kadar çocuğum için de önemli. Ona vereceğim genleri değiştiremem ama ona iyi bir beslenme alışkanlığı kazandırabilirim.
Yapılan bir araştırmada Karadeniz ve Marmara Bölgesi en çok kalp hastalığı riski taşıyan bölgeler çıkmış. Tabii tek bir araştırmaya bakıp konuşmak doğru değil ama balık yenilen Karadeniz için bu şaşırtıcı. Bu arada en iyi durumda da Akdeniz çıktı.
Biz iştahlı bir milletiz. Misafir gelince kazan kazan pişirmeyi severiz. İnsan ağırlamak güzel bir şey. Ama sanırım yemek pişirme şeklimizi biraz değiştirmekte fayda var. Bu durumda, çocuklarımıza yemek verirken, onlarla yemek yerken lütfen önce kendi tabağımıza bakalım. Sonra benim gibi 25 yaşında uzun süre kalamazsınız!
Neden hálá yürümüyor
Çocuğunuz hálá yürümüyor. Halbuki yaşıtları adeta koşuyor. Zaman ilerledikçe ve hálá büyük bir adım atmadığını gördükçe, endişeleniyorsunuz. "Neden hálá yürümüyor" diye gece uykularınız kaçıyor. İnanın endişelenmeniz çok yersiz. Çocuğunuzun geç yürümesi bir problemi olduğunu göstermez. Bunu uzmanlar da üzerine basa basa söylüyorlar. İşte çocuğunuzun yürümemesiyle ilgili kafanızdaki 5 endişe ve açıklaması.
Oyun grubundaki diğer çocuklar yürüyor, fakat sizin çocuğunuz emeklemekten gayet memnun görünüyor.
Şunu aklınızdan çıkarmayın. Bu bir yarış değil. Soya çekimden vücut büyüklüğüne kadar pek çok unsur ilk adımları atma zamanını etkiler. Ve üstüne üstlük, çocukların yarısı ilk doğum günlerine yakın bir zamanda yürümeye başlar. Hatta pek çok pediatrist 15. aya kadar hiçbir çocuğu geç yürümüş saymaz. Ondan sonrasında bile 10 çocuktan biri, 15. ve 18. aylar arasında ilk adımını atar.
á Geç yürümesi, ciddi gelişim problemleri olacağını gösterir.
Her zaman en kötüsünden korkmanız doğal. Fakat çocuğunuz, geri emekleme pozisyonuna geçmek ve tutunma tahtalarında yorulmak gibi diğer aşamaları geçtiyse, kendinize şunu sorun: "Süregelen bir gecikme durumu var mı?" Eğer cevabınız evet ise veya 15. ve 16. aylarda çocuğunuz hálá yürümüyorsa, pediatristinizle konuşun. Eğer doktorunuz adale yetmezliği, beyinsel felç veya kalça çıkığı gibi durumlardan şüphelenirse, bunları kontrol altına almak isteyecektir.
á Zayıf bir sporcuya dönüşecek.
Uzmanlar, çocuğun ne kadar başarılı bir sporcu olacağıyla, erken yürümesi arasında bir bağlantı olmadığını söylüyor. Egzersiz ve vücut yapısı, spor yapmaya en çok etki eden unsurlar. Araştırmacılar, geç yürümenin, çocuğun IQ’suyla, fiziksel, dilsel ve sosyal gelişimiyle de ilgili olmadığını vurguluyor.
á Denge ve kontrol yeterli mi?
Bu yaştaki çocukların bazıları, çevrelerindeki objelerle ya da hareketlerle ilgilenirken, bazıları da kendi hareketlerine odaklanıp, geometrik şekilli oyuncakları boşluklara koymakla uğraşır. Bu dönemde çocuğunuz gücünü toplayabilir, gövdesini yönlendirmeyi öğrenebilir veya bir sonraki hareketine karar verebilir. Uzmanlar, bu yaştaki çocukların, dengesini nasıl koruyacağını, ayağını ne kadar kaldıracağını, hatta kaygan yüzeylerde bile kendini nasıl kontrol edeceğini kavramak zorunda olduğunu söylüyorlar.
á Şimdiye kadar hiç emeklemedi bile.
Çocukların yüzde 7’si, ilk adımlarını hiç emeklemeden atar. Emeklemeyen çocukların, emekleyenlere oranla daha geç yürüdüğüne dair bir teori de vardır. Çünkü onlar üst vücut güçlerini diğerleri kadar çabuk kazanamazlar. Eğer 1 yaşındaki çocuğunuz hálá hareket halinde değilse veya ilerlemek yerine geriliyorsa pediatristinizle görüşün.
á Çocuğunuzun adım atmasına yardımcı olmak için yeterli zaman harcamadıysanız.
Pediatristiniz, "Bebeğiniz hazır hissettiğinde yürüyecektir" diyorsa gerçekten bunu kastediyordur. Bunun yanı sıra, birazcık teşvik ona iyi gelecektir. Şimdi ona nasıl yardım edeceğinizi görelim:
á Yüksel ve parla: Çocuğunuzun elleri alçak bir yüzeydeyken ve kendini kalkma pozisyonu için iterken onu nazikçe arkadan destekleyin. Veya onun en sevdiği oyuncağı uzakta bir yere, bir koltuğun üzerine koyun. Böylece o oyuncağa eriştiği anda kendinden destek alacaktır. Onun bu gayretini alkışlayarak yüreklendirin.
á Zorlayıcı olun: Ona itebileceği veya dengesini sağlamak için asılabileceği, bel yüksekliğinde boş bir kutu veya hafif bir çocuk sandalyesi verin.
á Dolaşmasına izin verin: Durağan bir aktivitenin ortasında bırakmayın, ona uzun gerilme egzersizleri yaptırın. Günde 15’er dakikalık iki seans yeterli olacaktır. Bu hareketleri yaptırırken yürümeye yardımcı olan araçları kullanmayın.
á Eğlenceye dönüştürün: Egzersizleri oyuna dönüştürün. Ellerinizi çırpın ve ona "başardın!" deyin. En önemlisi de yürümeye başlayacağı o dönüm noktası tarihinin üzerinde durmamaya çalışın. Bunun yerine siz hareket ederken onun nispeten daha az hareket ettiğinin kıymetini bilin. Şunu aklınızda bulundurun ki, yürümeye başladığı zaman siz onun arkasında koşuyor olacaksınız.
Doğru ayakkabının özellikleri
á Mükemmel uyum: Topuk ne çok sıkı ne de gevşek olmalı. Baş parmağın oynaması için bir santim boşluk olmalı.
á Esneklik: Ayakkabı tabanı, ayakkabıyı büktüğünüzde esnemeli. Fakat bu esneme ikiye katlanacak kadar olmamalı. Çocuğunuz sert, kalın tabanlı ayakkabılar kullanabilir.
á Nefes alan malzeme: Deri veya kanvas, ayakla beraber hareket eder ama plastik malzeme etmez.
Bebeğinize mektup yazın
GeBe’nin geçtiğimiz yıl büyük ilgi gören "Bebeğinize Mektup" yarışmasının ikincisi başladı. Anne adayları hayatlarının en özel dönemlerinde yaşadıkları duyguları kelimelere döküyor. 11 Mayıs Anneler Günü’nde sona erecek olan yarışmaya katılmak ve gönderilen mektupları okumak için www.gebe.com.tr adresini ziyaret etmeniz yeterli.
Siz de heyecanla beklediğiniz bebeğinize bugünden söylemek istediğiniz şeyleri diğer anne adaylarıyla paylaşmaya ne dersiniz? Alın elinize kağıdı ve kalemi, başlayın bebeğinize bir mektup yazmaya. Duygularınızı, beklentilerinizi, umutlarınızı, kısacası ona ne söylemek istiyorsanız hepsini dökün satırlara. Sonra da gönderin mektubunuzu GeBe’nin www.gebe.com.tr adresindeki internet sitesine. İlk üçe giren anne adaylarını harika hediyeler bekliyor. Kazananlar 13 Mayıs Salı günü GeBe’nin internet sitesinde açıklanacak.