Bu terim ilk kez 1991’de, okul öğretmenleri tarafından kullanılmış. Ancak yaygınlaşıp, üniversitelerde ve iş görüşmelerinde yaşanan olayların dergi ve gazetelere konu olması, 2000’lerin başına denk geliyor.
Ne demek şimdi bu? Helikopter anne babalar ne yapıyor?
Helikopter ebeveynler, çocuğunun özellikle eğitiminde çok hassas olup, onu her şeyden korumaya çalışan, kararları kendileri veren ve pek çok sorunu kendileri çözen tipler. Ama normal sınırlarda değil tabii. Helikopterin pervanesi gibi çocuklarının tepesindeler.
Normalde tabii ki çocuklarımızın hayatlarına müdahale ederiz, onları yönlendiririz. Ama bu kimi zaman olması gereken sınırları aşar. Özellikle de eğitim konusunda ailelerin kolayca çığırdan çıktıklarını görebilirsiniz. Sinan birinci sınıfta okurken, üçüncü sınıfların yaptığı bir "hayalinizdeki ev" projesi vardı. Yapılanlar sergilenmişti. Onlara baktığımda, bazılarının bir mimarın elinden çıkmış kadar mükemmel olduğunu görmüştüm. Oysa bu mümkün değildi. Nitekim sonra, bazı anne ve babaların mimar arkadaşlarına danıştıklarını ve çocuğun ödevini böyle yaptıklarını duymuştum.
İşte helikopterlik böyle oluyor sanırım. Aslına bakarsanız, terim yeni ama durum değil. Bu tip fertler ezelden beri var.
Çocuğunuzu korumanın ne gibi zararı olabilir diye düşünebilirsiniz. Ama aşırısı, çocuğunuzun gelişimini olumsuz etkiler. İlkokula başlayan bir çocuğa, bazı sorunların üstesinden gelmesi öğretilir. Var olan soruna küçük çözümler araması, onun sorumluluklarından biri olur. Bütün ödevleri "en iyisi olsun" diye siz yapmaya kalkarsanız, bu çocuk kendi kendine ödev yapmayı beceremeyecektir. Ya da yaptığını hep yetersiz bulacaktır.
Peki, siz de bir helikopter anne iseniz ne yapmanız lazım? İşte öneriler:
Çocuğunuzu kendi problemleri hakkında tartışmak için cesaretlendirin. Bırakın, kendine çözüm yolu arasın. Çünkü problem çözmek, bir çocuğun eğitimi ve büyümesi için çok önemli.
Ev ödevi sırasında, size bir şey sormak istediğinde yanında olun. Ona sorduğu sorunun cevabını vermeyin, nasıl cevaba ulaşacağını gösterin. Unutmayın ki sizin göreviniz, çocuğunuzun başaracağı ortamı ya da durumu yaratmak.
Öğretmeniyle irtibatta olun, ama onu özel isteklerinizle zor durumda bırakmayın. Unutmayın, her çocuk kendi ailesi için özeldir ve öğretmen bu kadar özel onlarca çocukla aynı anda eşit olarak ilgilenmek durumunda.
Çocuğunuza öğretmenin otoritesine saygı duyması gerektiğini öğretin. Öğretmenin koyduğu bir kural size uygun gelmese de çocuğunuzun karşısında bunu sorgulamayın. Boş bir zamanında bunu öğretmenle tartışabilirisiniz, ama çocuğunuzla değil.
Bırakın çocuğunuz bazı hatalarının bedelini ödesin.