En tatlı yemek yarışması

İşten çıkıp da koştura koştura eve gelip yemek yaptığım, daha doğrusu yapmaya çalıştığım acı bir gerçek. Konuyla o kadar alakasızım ki, mutfakta sıkıldığımdan Sinan’ı da çağırırım yanıma.

Hatta ödevi varsa, gel burada yap bile derim. O da sıkılır ve pek takılmak istemez. Ya da yemek yapmaya bulaşmak ister. Bu durumda size ucu mutfağa dayanan iki yeni haberim var. Birincisi bir yarışma.

Gelecek İçin Beslenmek programını başlatan Milupa, bebeklere yetişkinlerden farklı olarak özel yemek hazırlanması gerektiğini vurgulamak için "Bebek Yemekleri Yarışması" düzenliyor. Çünkü 0-3 yaş arasındaki bebekleri sağlıklı bir geleceğe hazırlamak için beslenmelerine dikkat etmek ve yetişkinlerden farklı onlara özel yemekler hazırlamak gerekiyor.

4-36 ay arası bebeği olan ve onun için en doğru, en sağlıklı, en lezzetli yemekleri yapıyorum diyen tüm anneler, 29 Şubat 2008 tarihine kadar, herhangi bir Milupa ürünüyle hazırlayacakları bebek yemeği tarifini, bebeğinin bu yemeği keyifle yerken çekilmiş bir fotoğrafıyla birlikte göndererek yarışmaya katılabilir. Gelecek İçin Beslenmek Standartları’na uygun olması gereken tarifler; kahvaltılar, meyveli karışımlar, çorbalar, muhallebiler ve gece lezzetleri olmak üzere beş kategoride değerlendirilecek. İstanbul’da yapılacak finale her kategoriden 3 kişi olmak üzere toplam 15 anne katılacak. Her kategorinin birincisi olan anneler, bir hafta / iki kişilik harika bir tatilin sahibi olacak. Tarif ve fotoğrafı www.milupa.com.tr veya "PK 32 Ümraniye" adresine gönderebilirsiniz. Detaylı bilgiyi yine siteden alabilirsiniz ama ben size pişirirken dikkat etmeniz gereken noktaları da ileteyim.

Tabii ki lezzet, kıvam, koku ve yaratıcılık önemli kriterler. Yanı sıra bebeklerin sağlığı gereğince yemeklere tuz ve şeker ilave edilmemeli. Yetişkinler için hazırlanmış şanti, çikolata, hazır kek gibi katkı maddesi içeren ürünler kullanılmamalı. Sadece zeytinyağı ya da mısırözü yağı gibi sıvı yağ kullanılabilir. Ayrıca inek sütü kullanılmamalı, kutu veya pastörize sütler buna dahil.

Finale kalan tüm annelere Milupa Bebek Yemekleri seti sunulacak ve tarifleri Milupa Bebek Yemekleri Kitabında yayınlanacak. Bence çok doğru bir yarışma. Hem anne hem de çocuk dahil olabildiği için de ayrıca keyifli.

İkincisi ise aslında bir promosyon. Danino’nun "Keşfet ve Oyna" promosyonu, toplamda 24 parçadan oluşan Türkiye haritalı mıknatıslı bir yap-boz. Buzdolabının üstüne koyuveriyorsunuz. Ürün paketlerinden çıkan parçaları birleştirerek mıknatıslı yap-bozları tamamlayabilirsiniz. Hep yapboz parçasının üzerinde o şehirle ilgili, resmin yanı sıra bilgi de var. Her pakette 3 mıknatıs var. 8 poşet alınca yap-boz tamamlanıyor. Sizde bulunmayan parçaları kolaylıkla bulabilmeniz için her poşetin üzerine içindeki parçaların numarası ve resmi basılmış. Böylece aynı parçayı iki kere satın almamış oluyorsunuz. Bu güzel bir detay, çünkü biz anneler biliyoruz ki çocuklar bir seriyi tamamlamak için deli gibi "almak" krizinde oluyor. Bu da anneleri çileden çıkartıyor. Ama burada amaç sürekli ürün alımı değil, gerçekten haritayı tamamlamak. Ben yemek yaparken oğlum da benim bilgimi sınıyor. Haritadaki bilgileri soruyor bana. Böylece o da öğreniyor. Ben de mutfakta yalnız kalmıyor ve ne kadar bilgili bir anne olduğumu ona gösteriyorum!

Anaokulunda diş sağlığı

Artık anaokullarında çocuklara ağız ve diş sağılığı hakkında farklı yollardan bilgi veriliyor. Çeşitli drama yöntemlerinin ve oyunların kullanıldığı bu sistemde temel amaç, çocuğun diş hekiminden korkmaması ve ağız bakımını bir alışkanlık haline getirmesi.

Günümüz çocukları her şeyi çok farklı yaşıyor ve öğreniyor. Bunda sadece eğitmenlerin ve okulların değil, annelerin de değişmesinin payı var. Kıvılcım Teksöz bir diş hekimi. Ayrıca 2 çocuk annesi. Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Eğitmen Hekimi Nilüfer Bora ile birleşip, okul öncesi çocuklar için diş sağlığıyla ilgili nefis programlar hazırlıyorlar. Çünkü artık çocuklara "günde iki kere dişlerini fırçalamalısın" demek anlamsız. Hatta 9 yaşına kadar çocuğun tek başına dişlerini doğru bir şekilde fırçalamasını beklemek bile yanlış. Okulda dişlerini fırçalamasını sağlamak ise çok ütopik. Ama o yaşlara kadar çocuklarımıza öğretecek bazı şeyler var.

Peki nedir bunlar? Yurt dışında uzun süredir kullanılan ve bu iki diş hekiminin ülkemize de uyarlamaya çalıştığı bu sistemde, ağız ve diş sağlığı öğrenci-öğretmen ve aile üçgeni dahilinde uygulanıyor. Okul öncesi dönem (anaokulu) ve ilköğretim dönemleri için ayrı hazırlanan programın genel olarak aşamaları şöyle: Öğretmen ve personel eğitimi, ailelere yönelik ağız diş sağlığı farkındalık eğitimi ve öğrencilere interaktif ağız diş sağlığı eğitimi.

Yani, önce bu hekimler okula gidip öğretmenlerle konuşuyor, onlara bilgi veriyorlar. Ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını anlatıp, öğretmenlerin çocukları hazırlaması için nasıl bir yol izleyebileceğini buluyorlar. Gereken malzemeler hazırlanıyor. Daha sonra öğretmenler, çocukları biraz bilgilendiriyor ve hekimler devreye giriyor. Masal anlatma, drama oynama, elişi faaliyetleri gibi etkinlikler, bu aşamada çok etkili. Daha sonra da ailelere bilgi gönderiliyor. Gerçi programın esasında ailelerin de bir eğitimden geçmesi var. Ne var ki pek çok ailenin katılımı mümkün olmuyor. Ancak eve mektup gönderiliyor.

Kıvılcım Teksöz, yurt dışında uygulanan bu sistemi nasıl bize uyarladıklarını ve neler yaptıklarını şöyle anlatıyor:

"Biz İstanbulsmile Ağız-Diş Sağlığı Kliniği olarak, önce programın temel amaçlarını sıraladık. Okul yıllarında görülen hızlı kişisel ve sosyal gelişme, sağlık okur yazarlığını ve sağlıklı davranışların benimsenmesini kolaylaştırdığından, çocuklarda sağlıklı diş ve diş etleri için doğru ve düzenli kişisel hijyen alışkanlığının kazandırılması. Ağız-diş sağlığını olumsuz etkileyen faktörler konusunda çocukların duyarlı hale getirilmesi. Okulda sağlık davranışı değişen çocukların, daha sonraki yaşamlarında, bu kazanımları topluma aktarabilmesi. Bu nedenle, çocukların ileriki yaşamlarında bu bilgilerle öz güvenlerinin geliştirilmesi. Okulda verilen ağız-diş sağlığı eğitiminde çevre (öğretmen, personel, veli) desteğini sağlamak ve teşvik etmek.

Ancak bu konuda unutulmaması gereken en önemli nokta, okul çağı çocuklarında ağız-diş sağlığının geliştirilmesinin ancak ve ancak çocuk, ebeveyn, okul çalışanları ve diş hekimlerinin ortak çalışması ile sağlanabileceği".

OKULA ÖZEL PROGRAM

Bu proje, öğretmenlerin, diş hekimlerinin, okul hemşirelerinin ve diğer sağlık çalışanlarının işine yarayabilecek esnek, modüler bir eğitim programı sunuyor. Her okulun fiziksel şartları, eğitim anlayışı, öğrenci profiline yönelik farklılıklar gözetilerek "okula özel" hazırlanabiliyor.

Bu doğrultuda ilk deneme F.M.V. Işık Anaokulu Nişantaşı kampusunda uygulandı. Okula özel bir program hazırlandı. Program hazırlanırken basit çizimler ve modeller kullanılarak aktif katılımı destekleyen bir ortamda yeterli bilgi verilip öğrencilerden gelen soruların cevaplanması sağlandı. Drama ya da bunun gibi oyunlarla çocukların diş hekimini bir dost olarak görmesi de sağlanıyor. Çünkü Türkiye’de diş hekimiyle tanışma yaşı çok geç. Oysa bir çocuğu 18 aylıkken diş hekimine götürmek gerekiyor. En geç 3 yaşında bir çocuk diş hekimi ile tanışmalı. İlk randevuda mümkünse sadece hekimle çocuğu tanıştırmalı, çocuğun orada oynaması, oraya ısınması sağlanmalı. Daha sonraki ziyaretlerinde dişlere müdahale edilmeli.

Program birkaç günlük bir süreç değil, uzun zaman içine yayılan bir sistem.

Kartondan dişler yapılıyor, maketten ağızlar yapılıyor, bunlara dişler yerleştiriliyor. Yemek parçaları araya sıkıştırılıyor. Çocuklar oynayarak, eğlenerek öğreniyor. Programın sonunda 4-7 yaş çocukları dişlerin önemini anlıyor, yaşlarına uygun bir biçimde dişlerini nasıl temizleyeceklerini öğreniyor, hem genel sağlıkları hem de ağız-diş sağlıkları için doğru beslenme alışkanlığını kazanıyorlar. Ayrıca diş hekimini, onların iyiliğini düşünen ve dişlerinin sağlığı için iyi bir dost olarak tanıyorlar.

Öğretmenler de sadece diş ve diş bakımı ile ilgili bilgiler almakla kalmıyor, okulda meydana gelen ağız yaralanmalarında neler yapabileceklerini öğreniyorlar. Hangi durumda çıkan bir diş yerine takılamaz, ne zaman ambulans çağırmak gerekir gibi soruların cevaplarını öğreniyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları