Çocukların ideal öğretmen tanımı

Elime ilginç bir araştırma özeti geçti. 11 yaşındaki 25 öğrenci bir araya gelerek, "İdeal Öğretmen"in nasıl olması gerektiğini bulmaya çalışmış.

Arama Danışmanlık tarafından organize edilen çalışmada, İTÜ Dr. Natuk Birkan İlköğretim Okulu’nda okuyan öğrenciler, dört farklı gruba ayrılarak, öğretmenlerinin olumlu ve olumsuz özelliklerini saptamış. Haberi okuyunca ilgimi çekti, detayları istedim.

Şu anda elimde o yazılar var ve onlara bakıyorum. Sayfa sayfa özellikler sıralanmış burada. Tahmin edersiniz listelerde neler olduğunu. Yine de biraz özetlemek isterim: Bir kere öğretmenlerinin titiz, saygılı, derslere iyi çalışan, hobi kazandıran, okula göre giyinen, disiplinli, derste görsel materyal kullanan, hemen sinirlenmeyen, terbiyeli, soruları dinleyen ve ilgilenen, sabırlı, ceza olarak fazla ödev vermeyen, deneyimli, oyunlarla ders yapan, dersleri tekrarlayan, dedikoducu olmayan biri olmasını istiyor çocuklar.

Peki ne istemiyorlar?

Teneffüse çıkarmayan, aşırı disiplinli, bağıran, kendilerini ve arkadaşlarını savunmaya izin vermeyen, argo ve gereksiz konuşan, tehdit eden, çok yazı yazan ve yazdıran, ilgisiz, ayırım yapan, sınıfı kontrol edemeyen ve kendini mükemmel sanan öğretmenleri istemiyorlar.

Çıkan sonuçlardan, çocukların öğretmeni sadece okulda ders veren biri olarak değil, aynı zamanda örnek bir insan olarak algıladıkları da dikkat çekiyor. Çünkü detaylar arasında sigara içmemekten, sağlığına dikkat etmekten, yabancı dil öğrenmeye gayret etmekten, hayata pozitif bakıp insanların içini açmaktan da bahsediyorlar. Hatta onlar için bir öğretmenin güzel ve okula uygun giyinmesi bile önemli. Ayrıca çocuklar öğretmenlerinin orta yaşlı ve evli olmasını tercih ediyor.

Tartışmalar sırasında ilginç detaylar çıkmış çocukların ağzından:

- Ödev olsun ama gereksiz olmasın; işlemediğimiz konulardan olmasın, anlaşılabilir olsun, çok yazı yazılan olmasın ve ceza ödevi olmasın.

- Bazı öğretmenler sınıfta kendi çocuğunu övüyor.

- Daha yüksek eğitimli öğretmenler alınmalı.

- Eğitimsiz değil, deneyimsizdi.

- Bazı öğretmenler çok katı. Yerinde şaka yapan, esprili, komik öğretmenler olsun.

- Derste sadece okuma yazma olmasın. Görsel materyaller kullanılınca dersi daha iyi anlıyoruz.

- Saçma cezalar vermesin.

- Diğer sınıflardan örnek gösteriyorlar. Abartmadan, doğru örnek verilsin.

- Grup çalışmaları yapılsın. Projeler yaptırsın.

- Öğretmen, öğretmen çocukları bir şey yaptıklarında "Sen öğretmen çocuğusun, nasıl bunu yaparsın?" diyorlar...

Peki bu kadar mükemmel öğretmeni bulduk; öğrenciler nasıl olmalı dersiniz? Neyse ki çocuklar bencillik etmemiş, onları da listelemişler. Buyrun bakalım...

Olumlu özelikler: Derslerine çalışan, sınıfta gerektiği zaman konuşan, saygılı, temiz, titiz, düzenli, öğretmenin bakışlarını dikkate alan, öğretmenine sorunlarını açıkça anlatan, derse geç kalmayan, sınava çalışan, iyimser, ödevlerini zamanında yapan, terbiyeli, derse karşı ilgili, aktivitelere katılan...

Olumsuz yönler arasında ise, yukarıdakilerin tersi dışında, gereksiz espri yapan gibi detaylar var. İspiyoncu, böbürlenen, alaycı, bencil, kavgacı, pasaklı, çabuk küsen, hiçbir etkinliğe katılmayan, okul kurallarına uymayan, öğrenmek istemeyen, söylenenlerin bir kulağından girip öbüründen çıktığı arkadaşları da istemiyorlar.

Tablo olarak baktığımız zaman ne kadar güzel listelemiş çocuklar... Tabii gerçekte böyle birileri var mıdır yok mudur bilemeyiz. Yine de ne kadar çok olumlu özelliğe "var" işareti koyabilir ve olumsuzlardakini azaltabilirsek, öğretmen ve öğrenci (ve tabii onların anneleri) olarak o kadar iyi bir eğitim dönemi yaşarız gibime geliyor.

Hadi hayırlı günler...

Bunu neden yapıyor

Hemen hemen tüm anne-babalar, okul öncesi çağdaki çocuklarının, bazı davranışları karşısında şaşırıp kalır. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuk, yerde gördüğü tüm yaprakları toplamaya, ya da gittiği her yere evdeki bütün oyuncakları taşımaya çalışabilir. Bunun nedeni kısmen, okul öncesi çağdaki çocukların, yeni beceriler edinme ve bu becerileri kusursuz hale getirme konusunda çok heyecanlı olmasıdır. Bu yüzden kimi zaman uç davranışlar sergileyebilirler. İşte örnekler...

OYUNCAKLARINDAN AYRILAMAYANLAR

Davranış: Parkta oynaması için yanına bir tane oyuncak almasını söylüyorsunuz. Az sonra bir sürü oyuncakla geri geliyor.

Nedeni: "Parkta oynamak istediğin oyuncağı yanına al" dediğinizde, çocuğunuz gözüne çarpan tüm oyuncakları alacaktır. Çünkü bu dönemde o, söylemek istediğinizi değil, söylediklerinizi algılayabilir.

Başa çıkmanın en iyi yolu: Çocuğunuzu seçeneklere boğmayın. Evinizin bir köşesinde, parka götürülecek oyuncakların içinde durduğu bir kutu bulundurun ve dışarı çıkarken kutunun içinden bir-iki oyuncak seçmesine izin verin.

HAZİNE BİRİKTİRENLER

Davranış: Fast-food oyuncakları ya da sürpriz yumurta kutuları çok önemli. Onları atmaya kalktığınızda kıyamet kopuyor.

Nedeni: Sizin çöp olarak gördüklerinizi, çocuğunuz rengarenk hazineler olarak görür. Ayrıca, bazı şeylerin onun için duygusal anlamları da olabilir. Sürpriz yumurta kutuları, ona doğum günü hediyesinin kutusunu açtığı anı ve içinden çıkan hediyesini, fast-food oyuncakları ise dışarıda geçirdiği o eğlenceli günü hatırlatıyor olabilir.

Başa çıkmanın en iyi yolu: Ortalıkta dağınıklık yapan ve kaldırmazsa atacağınız şeyleri toparlaması için küçük bir kutu verin. Kutu dolduğunda, yeni bir şey koymadan bazı şeyleri atmanıza izin vermesi gerektiği kuralını koyun.

AŞIRI KURALCI DAVRANANLAR

Davranış: Yemek yerken, yere bir parça makarna düşünce heyecandan çılgına dönüyor ve siz onu yerden alana kadar hiçbir şey yemiyor.

Nedeni: Çocuğunuz hálá kuralları öğreniyor ve onları katı bir biçimde uygulamaya çalışıyor. Çocuğunuza her zaman yaptığı dağınıklığı toplamasını söylerseniz, şimdi neden makarnayı umursamadığınızı anlamayabilir.

Başa çıkmanın en iyi yolu: Ona, dağıttığını hemen toplamanın iyi bir şey olduğunu ama biraz beklemekte de sakınca olmayacağını anlatın. Yemekten sonra yeri temizleyeceğinizi söyleyin. Ve temizlerken ondan yardım isteyin.

ÖPMEYE DOYAMAYANLAR

Davranış: İki yaşındaki çocuğunuz, ne zaman komşunuzun 5 yaşındaki çocuğunu görse, yanına gidiyor ve yanağına bir öpücük konduruyor. Komşunuzun çocuğu bundan hoşlanmıyor ama sizinki bunun farkına varmıyor.

Nedeni: Bu, çocuğunuzun şefkat gösterebilmesinin tek yoludur. Henüz karşısındakinin beden dilini anlamakta zorluk çektiğinden, arkadaşının rahatsızlığını anlayamaz.

Başa çıkmanın en iyi yolu: Ona, arkadaşlarını selamlamanın ya da onlara sevgigösterisinde bulunmanın daha farklı bir yolunu gösterin.

ÇÖPÇÜLÜK YAPANLAR

Davranış: Parka giden 5 dakikalık yol, etrafta gördüğü her küçük şeyi cebine koymak istediği için yarım saatlik bir yolculuğa dönüşüyor.

Nedeni: Çocuğunuz dünyanın ne kadar şaşırtıcı olduğunu keşfediyor ve boyu kısa olduğu için ortalıktaki her şeyi fark ediyor.

Başa çıkmanın en iyi yolu: Çok fazla aceleniz yoksa bırakın kendi kendine eğlensin. Ama yerdeki her şeye dokunulamayacağını ve farklı bir şeyi almak istediğinde önce size sorması gerektiğini öğretin. Bu kuralı unutmaması için de, gördüğünüz şeylerin neler olduğunu ona anlatın.

Güneşin yararlı tarafı

Çocukların cildi, zararlı güneş ışınlarına yetişkinlere göre üç kat daha fazla maruz kalıyor. Güneş, uzun vadede çocuklara çok ciddi zararlar veriyor. Buna rağmen Türkiye’de ebeveynlerin yüzde 92’si çocukları için özel bir güneş koruma ürünü kullanmıyor. Oysa çocuklar için kullanılan ürünler, pediyatrik ve dermatolojik testlerden geçmiş, suya ve kuma dayanıklı ürünler olmalı. Ayrıca gün içinde tekrar tekrar sürülmeli.

Sağlıklı bir yaşam için çocukların güneşten korunması gerektiğine inanan ve daha fazla aileye ulaşmaya çalışan Vichy, UNICEF Milli Komitesi ile ortak bir yarışma düzenliyor. "Hayalindeki Yaz Tatili" başlıklı resim yarışmasında ilk üç dereceye giren çocukları güzel ödüller bekliyor. Yarışmaya katılmak için, çocuğunuzun yaptığı bir resmi 31 Mayıs’a kadar, President-Service Türkiye Vichy Resim Yarışması, Teşvikiye Caddesi No: 73 K: 3Teşvikiye-İstanbul adresine gönderebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları