Geçen haftalarda bol bol teknolojik takıldıktan sonra, biraz sanata ağırlık verelim dedim kendi kendime. Ailecek yani... Ben bol bol sanat filmi seyrettim: Yay, Beş Vakit, Seni Seviyorum Paris...
Oğlanları da fotoğraf konusunda geliştirmeye karar verdik. Bu durumda İstanbul Modern imdadıma yetişti. Onları "Magnum Fotoğrafları ile Türkiye" sergisine götürdük ve teslim ettik. Bir kere bu sergi görülmeye değer. Biz büyükler için de geçerli bu söylediğim. Neyse, çocuklara dönersek; sergi kapsamında 6-16 yaş grubuna özel "Zamanı Durdurma Oyunu" adında eğitim çalışması yapılıyor.
Önce müzenin bahçesine kurulan ve ışığın temel ilkelerini gösteren Karanlık Oda’da, fotoğrafın başlangıç serüvenine tanık oluyorlar. Daha sonra sergide yer alan Magnum fotoğrafçılarının yapıtlarını özel bir geziyle inceliyorlar. Olup bitenleri anlatan bir abi ya da abla oluyor tabii başlarında. Sonra Eğitim Odası’nda zaman, mekán, ışık ve gerçeklik gibi temel fotoğraf kavramlarıyla ilgili uygulamalara katılıyorlar. Orada öğrendikleri ile ilgili resim ya da kolaj yapıyorlar. Bütün bunlar en azından bir saat onları eğlendiriyor.
Onlar böyle eğlene dursun, biz anneler kahvelerimizi içtik müzenin lokantasında. O kadar fazla okul konuşmadık bu sefer! Gezimizden sonra eve bir değil, iki oğlanla döndüm. Derin bizde kalacaktı çünkü. Onlara yemek hazırlarken müzenin nasıl geçtiğini sordum. "Eee sıkıcıydı! Ay hep aynı şeyler!!!" dedi Derin. "Ben karanlık odada resim basıcaz falan sanıyordum!" diye devam etti. Benim oğlan da tabii ki sonuna kadar onu destekledi, onun dediklerini tekrarlayarak.
ÖNCE BURUN KIVIRDILAR
SONRA SEVDİKLERİNİ İTİRAF ETTİLER
Konuşma böyle başladı ama sonra minik minik hoşlarına giden şeyleri anlatmaya başladılar. Esasen ne kadar eğlendiklerini yumurtladılar. O anda iyi tüccar olacaklarını anladım onların; özellikle de Derin’in. Çünkü mala baştan toz kondurarak fiyatı düşürtme politikası uyguluyor uyanıklar. Zaten program bittiğinde onları odadan çıkartmak 15 dakikamızı almıştı da, ayaküstü bir muhabbet daha çevirmiştik. O kadar beğenmedikleri şey nasıl olup da bu kadar uzun sürmüştü acaba?
Ben ocağa dönüp son derece sağlıklı, genelde beyaz renkli, genelde kırmızı sosla yenen, çocukların çok sevdiği, İtalyanların da çok iyi yaptığı o yemeğe döndüm. O sırada etkinlik konusunda muhabbete devam ettiler. Ara Güler’den, Alex Webb’den konuşmaya başladılar.
Ben gıkımı çıkartmadan durdum.
Bu sergi 20 Mayıs 2007 tarihine dek sürecek. Çocuğunuzu götürebilir, onun gittiği yuva, anaokulu ya da kreşe, grup gezisi yapmalarını önerebilirsiniz. Kendi arkadaşlarınızın çocukları ile birleşip gidebilirsiniz. Zaten sadece burası için değil, pek çok önemli yer için gerekli bu. Bazen okullar ayarlıyorlar ama bazen de biz annelerin bu tip aktiviteleri takip etmesi icap ediyor.
Hem biz annelerin sürekli "isteme" hakkımız var, öyle değil mi? Biz anneyiz ve çocuğumuz için isteriz! 100 kere de isteriz.
Çalışan annenin doğum ve süt izni
Hamile kaldığımızı öğrendiğimiz andan itibaren eğer çalışan bir kadınsak, işimizle bebeğimizi nasıl dengeleyeceğimizi düşünürüz. Bu konuda yasal hakkımız olan detayları bilmek, o günleri planlamak açısından önemli. Ben de haklarımız nedir öğrenmek ve sizinle paylaşmak için avukat Burcu Mutlugil’e danıştım.
Eğer çocuk bekliyorsak, zamanlamamızı yapmadan önce haklarımızı iyi bilmemiz gerekir. Gerçi çalışılan yerin idari anlayışı ve ilişkiler, bu tip konularda daha farklı uzlaşmalara varılmasını sağlayabilir. Hatta çocuk dostu bazı şirketlerde, anne adayına fazladan kolaylıklar da sağlanabiliyor. Ama herkes o kadar şanslı değil. Bu durumda hakkımızı bilmekte fayda var.
Çalışan annelerin ve anne adaylarının doğumdan önceki sekiz ve doğumdan sonraki sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmaması esas. Anne birden fazla bebek bekliyorsa, doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki hafta daha ekleniyor. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile anne adayı isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışabiliyor. Çalışılan süre, doğum sonrasına ekleniyor. Süreler, doktor raporuyla belgelenen sağlık durumuna göre gerekirse artırılabiliyor.
SÜT İZNİ MAAŞTAN KESİLEBİLİR Mİ
Hamilelik süresince periyodik kontroller için çalışana ücretli izin verilmesi zorunlu. Eğer isterse çalışana on altı haftalık ücretli doğum izninin sonunda 6 aya kadar ücretsiz izin de verilebiliyor.
Eğer çocuğunuz 1 yaşından küçükse, emzirebilmek için günde toplam 1-1.5 saat süt izni alma hakkınız var. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağına da siz karar verebilirsiniz.
Süt izni, günlük çalışma süresinin içinde sayılıyor. Bununla ilgili düzenleme, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 74. Maddesi’nde belirtilmiş. Süt izninin günlük olarak kullanılması şart. Ancak genelde çalışanlar bu izinleri toplayıp, haftalık veya aylık olarak kullanıyorlar. Özelikle deİstanbul gibi trafik problemi olan şehirlerde. Çünkü annenin çocuğunu emzirmek için 1,5 saatliğine işyerinden ayrılıp dönmesi zor. Bu gibi şartlarda çalışan kadınlara uzmanların tavsiyesi, işe bir buçuk saat geç gitmesi veya bir buçuk saat erken ayrılması.
Süt izninin çalışana haftalık veya aylık kullandırılması yasa hükmüne aykırı. Ancak İş Kanunu, süt izninin yasaya uygun olarak kullandırılmaması durumunda cezai yaptırım öngörmemiş. Ama bu durumda çalıştırılan kişi, İş Kanunu’nun 24. Maddesi’negöre iş sözleşmesini tektaraflı fesh edebilir. Haklı nedenle fesih ile işverenden kıdemtazminatı dahil olmak üzere ücret ve benzeri haklarınıtalep edebilir.
ÇALIŞMA KOŞULLARI NEDİR
á Hamile, yeni doğum yapmış ve emziren kadınlar günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz.
á Doktor raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, çalışan anne adayı sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde çalışanın ücretinde bir indirim yapılamaz.
á Anne adayının sigarasız ve dumansız bir ortamda gerekli aralıklarla oturarak veya rahatça uzanacak şekilde uygun şartlarda çalışması sağlanmalı.
á Hamile, yeni doğum yapmış ve emziren çalışanların mümkün olduğunca oturarak çalışması sağlanmalı. Bu sağlanamıyorsa ara dinlenmeleri ihtiyacına göre daha sık düzenlenmeli.
á Uzun süreli çalışmalar ve ekip çalışmaları anne adayının sık tuvalete gitme ihtiyacına göre düzenlenmeli.
á Enfeksiyon riskine karşı işyerinde gerekli hijyen şartları sağlanmalı.
á İş stresinin önüne geçmek için çalışma koşulları, çalışma saatleri, müşterilerle ilişkileri, işini kaybetme korkusu gibi stres faktörlerinden koruyucu önlemler alınmalı.
á Çalışma hızı ve işteki yoğunluk anne adayının önerileri doğrultusunda uygun hale getirilmeli.
á Anne adayının ani darbelere, sarsıntıya, uzun süreli titreşime maruz kalacağı işlerde çalıştırılması yasaktır.
á Anne adayının kişisel koruyucular kullanılsa dahi, seksen desibelden daha az gürültülü yerde çalışması sağlanmalı. Gürültü seviyesinin düşürülememesi durumunda çalışma yeri değiştirilmeli.
á Anne adayının soğuk, sıcak ve yüksek basınçtan dolayı sağlık riski yaratmayacak koşullarda çalıştırılması gerekli.
á Hamile ve yeni doğum yapmış çalışanın yalnız çalıştırılmaması esastır. Bu sağlanamadığında, diğer çalışanlarla kolayca iletişim kurması için gerekli önlemler alınmalı.
ANNEMİN KÖŞESİ
Anneler ve kızları güzelliği tanımladı
Unuttum sandınız değil mi, ama değil. Annem artık çok çalışıyor. Bizim de elimiz armut toplamıyor. Bu yazı sadece kızı olan kadınlar için değil, anası olan kızlar için de... Çünkü güzellikle ilgili. Özetle; bir marka merak etmiş aramış taramış, güzelliğin tanımını sorgulamış. Amerika’dan Kore’ye, İngiltere’den Filipinler’e 10 farklı ülkeden genç kızlarla ve kadınlarla görüşmüş. Ve işte çarpıcı sonuçlar:
á Kadınların yüzde 2’si kendisini olduğu haliyle güzel buluyor, yarısından fazlası günümüzün güzellik idealleri karşısında kendilerini güzel hissetmenin zor olduğuna inanıyor.
á Tüm dünyada genç kızların yüzde 92’si fiziksel görünüşlerinin en azından bir yönünü değiştirmek istiyorlar.
á Kadınların yüzde 51’i keşke büyürken anneleri onlarla güzellik ve bedenlerinin imajı konularında konuşmuş olsalardı diyor.
á Yüzde 79’u, gerçek güzelliğin ne olduğu hakkında genç kızlarla erken yaşlarda konuşmaya başlamak gerektiğini düşünüyor.
á Yüzde 72’si kendileriyle ilgili şüphelerini veya güvensizlik hislerini kızlarına geçirmediklerini umuyor.
á Yüzde 67’si görünüşleri hakkında kendilerini kötü hissettikleri için bazı sosyal etkinliklerden kaçınıyor.