Bugünün çocuklarını kıskanıyorum

Geçen hafta içi bir telefon aldım. Kültür İköğretim Okulu’ndan arıyorlardı. Müsait olduğum bir zamanda iki öğrenci ve bir öğretmenleri ile beni ziyaret etmek istiyorlardı. Hemen onları beklediğimi söyledim.Öğlen saatlerinde biri kız, biri erkek iki tatlı ilkokul öğrencisi karşıma oturdu. Heyecanlıydılar. Ben de heyecanlandım. Anlatmaya başladılar... Okullarının düzenlediği 8. Bilim ve Teknoloji şenliğine davet ediyorlardı beni. İlk önce okul kendi içinde düzenlemiş bu proje yarışmasını. Şimdi de Türkiye çapında bir sürü okul katılacakmış.Geçtiğimiz cumartesi günü projelerin sunumu, değerlendirilmesi ve ödül töreni vardı. Ayıp biliyorum, ama gidemedim. Bir gazeteci olarak da, anne olarak da gitmem lazımdı ama o gün önceden belirlenmiş bir ailevi gereklilik durumu yüzünden orada olamadım. Yine de o çocuklarla geçirdiğim 10 dakikayı anlatmak istiyorum. ‘Önce size neler yaptığımızdan bahsedelim’ diyerek titreyen sesleri ile anlatmaya başladılar. Her yaş grubu için ayrı proje yarışmaları olacaktı. Bazı projeler bireysel, bazıları da grup olarak hazırlanıyordu. Sonuçta, her yaş grubu ve branş için ayrı kazananlar olacaktı. Bu bilgileri verdikten sonra kendi projelerini de anlattılar. Biri, evimizde banyoda mı yoksa yatak odamızda mı daha çok bakteri ürediğini merak etmişti. Bu yüzden iki tane diş fırçası alıp banyoda ve odasında bir yere bırakmış. Bir ay beklettikten sonra laboratuvara analize göndermiş, heyecanla sonucunu bekliyordu. Diğer oğlan da diş çürümeleriyle ilgili bir proje hazırlamış. Bir diş modeli yapmış ve üzerinde çalışmış.SİNAN’IN ÖDEVİ İÇİN YERLERDE SÜRÜNMEKBir taraftan, inanın gözlerim doldu. Bir taraftan da kıskandım: Biz hiç böyle şeyler yapmamıştık. Ne kadar ot ot okumuşuz. Sonra düşündüm: Bana şimdi sorsalar, ben hayatta böyle bir proje üretemem ki! Öyle düşünmeyi öğrenmemişim. Sanki bu tip projeler bilim adamlarının işi!!! İki diş fırçasını alıp bir sonuca varma pratiğim yok! Acaba bu benim kalaslığımdan mı, yoksa böyle görmemiş olduğumdan mı diye merak ettim. Çocukları kıskandım. Bu kadar araştırarak, merak ederek, deneyerek öğrenebildikleri için. Bir sürü okul artık böyle çalışıyor. İmreniyorum. Bir yandan da Sinan bir an önce ilkokula başlasın da böyle projelere katılsın istiyorum. Neyi merak edeceğini, cevaba ulaşmak için nasıl bir yol izleyeceğini görmek istiyorum.Biliyorum, biraz hızlı gidiyorum ama ne yapayım. Neyse ki sonra sakinleşiyor, zamanımı beklemeyi öğreniyorum. Zaten onlar da küçük küçük başladılar değişik ödevlere. Mesela geçen hafta Sinan’ın bir sunumu vardı okulda. Her öğrenci bir hayvan seçip, onu arkadaşlarına tanıtacaktı. Bunun için de istediği her yoldan faydalanabilecekti. Biz, internetten ve kitaplardan araştırma yaptık. Resim ve bilgi topladık. Bir de bir tanıdığımızın gittiği safari seyahatinden çocukları ve aslan yavrularının beraber çekilmiş resmini ekledik ödevimize. Sinan’a (okuma bilmediği için) bilgileri aklında tutabilmesi için anne aslan olarak, avlanarak, yavru aslanı büyüterek anlattım bilgileri. Yerlerde sürünerek yani!!! Neyse canım... Ben sürünürüm, yeter ki o ödevini güzel yapsın!!!Bebeğiniz küçük diye evde kalmayınBebekle yaşam evdeyken çok kolay. Her şey elinizin altında, tehlikeler minimuma indirilmiş, oyuncaklar mevcut... Ne var ki, ister çocuğunuz bir aylık olsun ister üç yaşında; sokağa çıkmak, gezmek, dolanmak, onun için de sizin için de çok önemli ve gerekli. Üstelik o gün sokağa çıkmayan çocukların sinirli ve memnuniyetsiz biri haline geldiği de sıklıkla gözlenen bir durum.Her yaştaki çocuk için sokağın ayrı bir güzelliği var. Her şeyden önce açık hava iyi geliyor. Bebekleri uyutuyor, daha büyüklerini oyalıyor. Üstelik çevrelerindekilerin ne olduğu hakkında fikir sahibi oluyorlar. Dışarı çıkmanın annelere ne kadar iyi geldiği başlı başına bir konu olabilir; evde bunalan, nefes alamayan anneler için hava değişikliği ve ışıltılı vitrinler kesinlikle iç açıcı. Havalar hızla güzelleşirken evlerden dışarı taşmaya başlıyoruz. Küçük bebekleri ve çocukları olanlar sokağa çıkma konusunda acemilik yaşayabilir. İşte onlar için derlediğimiz pratik öneriler.ÇOCUK BÜYÜDÜKÇE ÇANTA UFALIYORBebeğiniz 18 aydan büyükse 1-2 alt bezi ve ıslak mendil yeterli. Oyuncak sayısı artıyor ama yedek kıyafet yerine, havaya göre bir yelek ya da bir tişört kafi. Bebeğiniz artık her şeyi yediği için yanınızda yoğurt, püre, mama taşımanıza gerek yok.Çocuğunuz üç yaşında ve tuvalet alışkanlığı olsa bile yanınızda yedek atlet-külot ve tişört bulundurmanız iyi olur. Tişörtü terlediği zaman değiştirmek için de kullanabilirsiniz.KÜÇÜK BEBEKLER İÇİN SOKAK ÇANTASIKüçük bir bebekle sokağa çıkarken çantanızın tıka basa dolu olmasında fayda var. Bol miktarda alt bezi ve ıslak mendil, pişik kremi, kullanıyorsa biberon, emzik, bez (elinde tuttuğu) ve birkaç tane oyuncak alın. Yedek kıyafetleri unutmayın: Badi, zıbın, tulum, pantolon; üzerinde ne varsa, hepsinin birer yedeği yani. Küçük havlu, önlük, şapka, eldiven ve uyuyunca üzerine örteceğiniz bir örtü.Ne yediriyorsanız yanınızda bulundurmanızda fayda vardır. Eğer ufak ufak kaşık mamasına, meyve püresi ya da yoğurda başlamışsa, bir de kaşık alın. Gideceğiniz yerde bulamama ihtimaline karşı küçük yoğurt ya da meyve püresi ya da bisküvi alabilirsiniz.Bebeğiniz küçükse pusetle mi kanguruyla mı gezdireyim diye düşünebilirsiniz. Üşenmeyin, ikisini de alın. Kanguruyu pusetin sepetine de koyabilirsiniz. Alışveriş yapmayacaksanız ve kısa bir mesafe yürüyecekseniz kanguru iyi ama çanta taşıyacaksanız çabuk yorulursunuz. KAPKAÇÇILARDAN KORUNUNBebek gezdiren annelerin kapkaççılara karşı her daim dikkatli olmaları gerek. Bütün dikkatini bebeğe veren annenin boş bulunma ihtimali çok kolay olduğu için maalesef çantaları çalınmaya çok müsait oluyor. Bu yüzden rahat kullanabileceğiniz, sağlam askılı çantalar seçin. Üzerinizde çok fazla para ve kredi kartı bulundurmayın.HAVALARA DİKKATŞu anda içinde bulunduğumuz hava çocuklar için gerçekten tehlikeli. Sıcaklık günden güne değişebildiği gibi, gün içinde de farklılaşabiliyor. Bu yüzden çift katlı montlar çok kullanışlı. Öyle bir montunuz yoksa çok kalın olmayan bir mont ve ince bir yelek alabilirsiniz. Ünlü modacılar AÇEV için tasarladıDünyaca ünlü tasarımcılarımız Arzu Kaprol, Atıl Kutoğlu, Cemil İpekçi, Dice-Kayek ve Rıfat Özbek, erken çocukluk ve yetişkin eğitimi konusunda çalışmalar yapan Anne Çocuk Eğitim Vakfı AÇEV’in ‘7 Çok Geç’ kampanyası için özel tişörtler tasarladı. Tişörtler, Beymen, DKNY, İpekyol, Marks&Spencer, Mudo ve YKM mağazalarında 50 YTL’den satılıyor.ANNEMİN KÖŞESİBu gidişata dur diyorumGeçen haftalarda Anneler Günü sebebi ile bazı yayın organlarında maaile fotoğraflarımız çıktı. Mutlu olduk, gururlandık. Ne var ki fotoğraflar benim için hálá sorun teşkil ediyordu. Annemin yanında nedense dev gibi duruyordum. Annem son derece narin, nazik ve normal görünürken, ben sanki hálá doğumunu gerçekleştirememiş biri gibiydim.Nitekim ertesi gün karşılaştığım ve fotoğrafımı gören bir arkadaşım ne kadar kilo aldığımı düşünmüş. Oysa ben az da olsa vermiştim kilo! Peki niçin annem gibi fotoğraflarda bile belli olmuyor benim zarafetim!!! Yok, olmayacak böyle. Başka şeyler düşünmeye başlayacağım artık!!!Bebekler için klasik müzikKlasik müziğin bebeklerin zihinsel gelişimine, düşünsel, duygusal ve sosyal yönden büyük katkı sağladığı biliniyor. BEBEKlasik serisinde Bach, Mozart gibi ünlü bestecilerin eserlerini bebekler için yeniden düzenlenmiş olarak kaydetti. Özel doğa efektleriyle süslenmiş eserler, bebeğinizin gelişimini olumlu yönde etkileyerek daha huzurlu ve kaliteli vakit geçirmesini de sağlayacak. Pediatri Birliği Derneği’nin onayladığı ve tavsiye ettiği 10 CD’lik BEBEKlasik seti Türkiye’deki tüm müzik marketlerde, bebek ve çocuk mağazalarında, kitabevlerinde ve online satış mağazalarında satılıyor.
Yazarın Tüm Yazıları