Bu yazı babalara

Sevgili babalar, bu seneki Anneler Günü yazım size...

Ne yani, zaten aynı durumlar içinde olduğum, aynı sıkıntıları yaşadığım, aynı konuları konuştuğum annelere, yine aynı şeyleri mi yazayım?

Hayır!

Evet sevgili babalar...

Bir kere, siz bizleri kandırabilmiş olabilirsiniz. Ama çocuklarımızı kandırmanıza izin vermeyeceğiz. Onlar, önce annelerinin, sonra da eşlerinin doğum günlerini unutan bireyler olarak yetişmeyecekler. (Özellikle oğlanlar!!!) Biz, onların duyarlı gençler olmaları için ellerimizden geleni yapacağız. Heyt!

Ne var ki yarın Anneler Günü ve toplar sizin elinizde. Lütfen tembelliği bırakın; oturup çocuklarınızla beraber bizim için güzel bir şeyler hazırlayın! Çalışmaya bugünden başlayın. Çocuklarınıza sevdiklerini mutlu etme yollarını gösterin. Onlarla beraber bizler için bir şey yaratın. Tabii gidip güzel bir hediye de alabilirsiniz ama lütfen bunu çocuklarımızla beraber yapın.

Her gün için pek çok dileğimiz var, ama bunlara kulak asmayacağınızı biliyorum. Dolayısı ile bari bugünde, yani yarın bizi biraz keyfimizle bırakın. Bu, bizi yalnız bırakın demek değil, lütfen yanlış anlamayın. Tek istediğimiz, yarın sabah kahvaltıyı siz hazırlayın. Bulaşıkları yıkamanızı hepinizden bekleyemeyiz ama en azından makineye siz koyun ya da, "Boşver, yarına kalsın," deyin.

Tabii bu durumda mutfak sabahtan talan olduğuna göre, öğlen ve akşam yemeği için ciddi bir performans beklememelisiniz bizden. Çocuklarla beraber güzel bir program yapın. Bunun için pazar trafiğinde sokağa çıkmaya gerek yok, arabalı mesafelerde turlamaya da...

Ay ne bileyim işte, düşünün bir şeyler. Siz düşünün ki, sizi örnek alan çocuklarınız da düşünmeyi öğrensin.

GEÇTİ HAYAL İÇİNDE ÖMRÜM

Açıkçası bu yazı konusunu bana öneren, kıdemli bir anne. Yani, Anneler Günü için babaları dürtükleme fikrini... Onun biri kız, biri erkek kocaman iki çocuğu var. Haliyle, iyice aşmış durumda. Bizim gibi yenilere tecrübeleriyle öncülük ediyor. Beni o uyardı bu konuda. Haklı tabii, baştaki cicim anneler günleri geçince, gerçek karşımıza çıkıyor sanırım.

Ah sevgili babalar... Siz de haklısınız. Eşim bazen bana döner, "Sen evi geçindirecek parayı kazan, ben oturur evde Sinan’a bakarım" derdi. Arada bir bu lafı düşünmedim değil. Acaba nasıl olur diye. Ama öncelikle benim bu parayı kazanmam lazım, ki tek başıma biraz zor görünüyor.

Ama nasıl olurdu ya... Düşünsenize eve geleceğim, yemek hazır, yataklar yapılı. Sinan gayet uyumlu, baba ile oynuyor. Ve en önemlisi mızıkçılık yapmıyor. (Çünkü baba o kadar yapmış ki, oğlanın mücadele edecek hali kalmamış!!!)

MAÇ SIRASINDA RAKİPLER YEMEKTE

Neyse, yeter bu kadar Anneler Günü muhabbeti. Galatasaray-Beşiktaş maçının oynandığı sıralarda Sinan ve ben, okuldan arkadaşı Ütay ve annesi ile birlikte G-mall’da yemekteydik. Tam karşımızda ekran, çevremizde gençler maça bakarak yemek yiyorduk. İşin ilginç yanı biz Galatasaray’lı, karşımızdaki ana-kız, Beşiktaşlı idik.

Çocukların gol heyecanı nasıl bir keyif yahu! Cimbom ilk golü yediğinde Sinan, "Biz kazanacağız" dedi. Ben de oğlum, gol yedik dedim.

Ve kazandık. Önce Ütay’ı biraz sıkıştırdı. Sonra çetesinden Beşiktaşlı Derin’i hatırlayarak, "Yarın Derin’e neler yapıcam!" dedi.

Sabah da sarı kırmızı top taktı tişörtünün yakasına, okula öyle gitti.

Kim ne derse desin, insanların içinde var bu. Hayatında maç sonrasında kimsenin kimseyle uğraştığına henüz tanık olmadı bu çocuk. Ama güdüsel olarak bugün, ben bu yazıyı yazarken, o Derin’le uğraşacak!!! Neyse ki Ütay zarif bir hanım olduğundan, ucuz kurtuldu. Akılları da dondurmada idi, skor arada kaynadı gitti!!!

Ama çok güzeldi...

Bebeğinizin gazını azaltmak elinizde

Bebekler ağlar. Hepimiz biliyoruz artık bunu. Neden ağladığı konusunda da temel birkaç soru var: Aç mı, uykusu mu var, altı mı kirli, gazı mı var? Gaz sancısı gerçekten bebeklerin ilk altı ayınca çektikleri en büyük sıkıntılardan biri. Bütün yeni annelere öğretilir, "Her beslenmeden sonra bebeğin gazının çıkarılması şart" denir. Ama bunun gerçekten ne kadar önemli olduğunu anne olduktan sonra görüyorsunuz.

Kimisi annenin yediklerinin bebeğe gaz yaptığını söyler, kimisi inanmaz. Nedeni ne olursa olsun; ister meme emsin, ister biberon; hava yutan bebek sancı çeker. Özellikle de bacaklarını karnına çekerek inim inim ağlaması, biz anneleri da aynı şekilde perişan ediyor. Sonuçta anneler, gazı azaltan ya da gideren bilgiler peşinde koşup duruyorlar. Bebeğin ağlaması durmayınca doktorlar aranıyor. Kimi doktor birtakım ilaçları önerirken, kimisi asla ilaç kullanılmaması, onun yerine doğal yollarla bebeğin rahatlatılmasından yana. Karın masajları yapılabileceği gibi, eczanelerde satılan bazı bitkisel şuruplar da doktor önerisi ile kullanılabilecek ürünler arasında.

Kolik, gaz sancısının daha da fazla olmasına neden olan bir sorun. Kolik, bebek iki haftalıkken başlar. Dört-altı hafta arası, koliğin en şiddetli görüldüğü dönem. Kolik, üçüncü aya yaklaşırken azalır ve biter.

Yapılan araştırmalarda üç ayın altındaki bebeklerin yüzde 10-30’unda kolik görülüyor. Kolik sorunu olan bir bebeğiniz varsa, öncelikle yediğiniz yiyecekleri gözden geçirin. Yapılan araştırmaların sonucunda, öğünlerindeki kimi besinleri yemeyi bırakan annelerin sancı çeken bebeklerinde koliğin azaldığı gözlendi. Diyet programınızı değiştirecekseniz, bunu mutlaka doktorunuza danışarak yapın.

GAZ ÇIKARMA YÖNTEMLERİ

Bebeğin gazını üç farklı şekilde çıkarabilirsiniz. Bunları dönüşümlü olarak deneyebilirsiniz ya da bebeğinizin en rahat ettiğini seçebilirsiniz.

Bebeğinizi, başı omzunuza gelecek şekilde kucağınızda tutun. Yavaşça sırtını sıvazlayın ve ritmik bir şekilde sırtına vurun. Bu pozisyonda omzunuza bir tülbent koymanızı öneririz.

Bebeğinizi bacağınıza, ağırlık vermeden yan olarak oturtabilirsiniz. Göğsünü ve çenesini bir elle tutarak, öbür elinizle sırtını sıvazlayın veya vurun.

Bu da bebeklerin sevdiği ve rahat ettiği bir yöntem: Bebeğinizi midesi aşağıda olacak şekilde dizlerinizin üzerine yatırın. Başı göğsünden biraz yukarıda olsun. Başını yana çevirerek sırtını sıvazlayın ya da hafifçe vurun.

GAZ SANCISI ÇEKEN BEBEĞİ SAKİNLEŞTİRMEK İÇİN...

Onu kendinize yakın tutarak kucağınıza alın ve ninni söyleyerek dolaşın.

Sancıyı hafifletmek için kullanılan bitkisel şuruplardan yararlanabilirsiniz. Ama kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

Bebeğinizi beslerken, onu doğru tuttuğunuzdan emin olun.

Bebeğinizi emzirirken mola verin ve gazını çıkarmasını bekleyin. Gazını arada çıkartabilirse fazla sancı çekmez. Gazını çıkardığını duyduğunuzda beslemeye devam edebilirsiniz.

Bebek yağı kullanarak parmak uçlarınızla bebeğinizin göbeğine saat yönünde yuvarlak hareketlerle yavaşça masaj yapın. Daireleri yavaş yavaş büyütün. Yemekten hemen sonra yapmamaya özen gösterin.

ANNEMİN KÖŞESİ

Hediyeler tükendi

Anneler Günü geldi çattı. Parents Dergisi’ndeki yazımda hediye konusunda komik bir hesap yapmıştım. Anneme kendi başıma 20 senedir hediye aldığımı esas tutarak, her sene bir doğum günü, bir evlilik yıldönümü, bir yılbaşı ve bir Anneler Günü olarak toplam kaç hediye aldığımı hesapladım: 80 ediyor. Benim annem gibi bir kadına alınan bu hediyelerin özel, seçkin, pahalı olmasa da, anlamlı olması gerek. Tabii ki sizinkilerin de... Peki ben artık ne alabilirim? Ne bulabilirim. Resim yapma, şiir yazma devri de biteli çok oldu. Zaten onlar, hediye alınamayan ilk 10-15 sene için geçerli... Yanlış anlamayın, bu hesabı para için yapmadım. Sadece hediye seçmenin zorluğunu vurgulamak içindi bu çalışmam. Yine mi bir bluz, bir şal, far ya da kolye... Şöyle önümüzdeki 10 sene için, toptan bir paket hazırlayıp anneme sıkı bir estetik operasyon mu hediye etsem acaba?
Yazarın Tüm Yazıları