Bugüne kadar Sinan’la ayrı kaldığımız zamanlarda hep ben evden uzaklaşmıştım. Bu sefer Sinan, 5 günlüğüne kampa gitti. Babasından izin alabileceği konusunda umutsuzdu, ama izni alınca büyük bir heyecan sardı.
Gitmeden bir gün evvel, 5 gün için 15 tişörtten oluşan bir çanta hazırladık. Sabah erkenden onu okula götürmesi için babama teslim ettim. Açıkçası ben de gidebilirdim ama çekindim. Son dakika oğlumun gevşemesinden korktum. Ben gevşemezdim çünkü bu tip tecrübelerin artık yaşanması gerektiğine inanıyorum. Nitekim Sinan otobüse mutluluk ve heyecanla binmiş. Biz küçük bir çantaya sığmıştık ama babamın anlattığına göre koca valizle gelen çocuklar da varmış. Anneleri fenalık geçirmişler valiz yaparken “Her şeyi yanında istiyor bu çocuklar, hiçbir şeylerinden ayrılamıyorlar” diye. Sinan, gitmeden bir de ikimizin bir resmini koymamı istedi valizine! Bakar mısınız! Evet, Sinan gitti. Giden ekip arasında en küçük kişi o, diğerleri daha büyük. Hemen hemen hepsinin cep telefonu var. Bir de öğretmenimiz Ahmet Hoca’nın telefonu var. İrtibat yolumuz o. O YOKKEN BİZ NE YAPTIK İlk akşam saat 18.00 gibi, duş ve giyinme faslı sırasında, oda arkadaşı Can’ın telefonundan aradı. Yaklaşık bir dakika konuştuk. Diğer günler, günde bir kere konuştuk. Abartmadık. Sadece ikinci günün akşamı Sinan beni arayıp, “seni çok özledim”lere başlayınca acaba sıkıldı mı diye korktum. Ama iyi olduğunu, birazdan Play Station oynayacaklarını söyledi. Tamam, beklerken sıkılmış. Oyun açılınca unutur yine beni... Peki onun yokluğunda biz ne yaptık? Uzun bir zamandır sinemaya gitmemişken karı-koca kendimizi aşarak, iki gece üst üste sinemaya gittik. Yemekte bol bol Sinan konuştuk. Ben üçüncü gece rüyamda Sinan’ı gördüm ama eşim ilk geceden başladı. Siz seyahatteyken çocuğunuzdan ayrı kalınca zaman çok daha kolay geçiyor. Ama onun yarattığı harekete alıştığınız evde, ciddi bir sessizlikle karşılaşıyorsunuz. Cuma akşamüstü okula kendisini almaya gittiğimde, karşımda kilo vermiş, güneşten yanmış hoş bir genç duruyordu. O kadar yorgundu ki, eve gidene kadar pek bir şey konuşmadı. Ama evde koltuklara yayılınca biraz anlatmaya başladı. Evet, ilk kamp denememiz başarıyla sonuçlandı. Onu üzen, kıran, korkutan ya da bir daha istememesine sebep olacak bir terslik olmadı. Bir gece kamp ateşi yakıp çevresine oturup gitar bile çalmışlar. Ne ilginç... Çocuğunuzu 5 gün görmüyorsunuz, döndüğünde büyümüş oluyor.