Diş estetiği sanatla yarışıyor

Mükemmel bir gülüşün neredeyse bir sanat eseriyle eşdeğer olduğunu biliyor muydunuz?

Modern diş estetiği, yeni teknolojiler sayesinde artık sanatla rekabet edecek kadar iddialı gülüşler yaratıyor. Üstelik estetik diş hekimleri ağızlarda yarattıkları sanatsal çalışmalarla sizi 10 yaş daha gençleştirmeyi vaat ediyor.

Yüzyıllardır kadınlar güzel ve genç görünmek için sürekli bir arayış içinde... Ancak geçmişte güzelleşmek uğruna sadece seri estetik operasyonlar yaptırılır, diş ve gülüş estetiği kimsenin aklına bile gelmezdi. Oysa gençliğin sırlarından biri de estetik diş hekimlerinin ellerinde... Konu üzerinde uzun zamandır çalışmalar yürüten Dr. Elif Özcan ve Dt. Duygu Karaosmanoğlu, gerçekleştirdikleri sanatsal uygulamalarla hastalarının yaşamlarını değiştiriyorlar.

İnsanlar yaşlandıkça gülümsemeleri küçülüyor, üst dudak yer çekimi etkisi ile çöküyor, dudağın içi inceliyor. Yaş ilerledikçe dişler aşınıyor, burun ve çene ucu mesafesi birbirine yaklaşıyor. Yaşanan bu doğal süreç, dişlerin daha az görünmesine neden oluyor. 28-30 yaşındaki bir kişi gülmeden hareketsiz dururken, dişlerinin yaklaşık 3,5-5 mm’si yani ortalama yüzde 80’i görünüyor.

İlerleyen yaşlarda, 8 veya 10 yılda bir dişlerin 1 mm görünmesi azalıyor. Kişi 70 yaşına geldiğinde, normal ifadesinde hemen hemen görünen hiç dişi olmuyor. Gülümserken dişlerimizin yüzde 25’i görünüyor. Ancak her 10 yılda bir, kişinin gülümsemesinde yüzde 15 ile yüzde 20 arasında bir görüntü kaybı oluşuyor.

İşte bu aşamada devreye estetik diş hekimliği giriyor. Dr. Elif Özcan ve Dt. Duygu Karaosmanoğlu, estetik diş hekimliğini sanat ile birleştirerek doğal güzelliği öne çıkarmak gerektiğini belirtiyorlar. Bu yüzden hastalarına sanatsal bakış açısı ile yaklaşıyorlar.

n Güzel ve doğal gülüşü yakalayabilmenin formülü nedir?

- Estetik diş hekimliği, sanatın diş hekimliği ile birleşim noktası. Doğal güzelliği yaratabilmenin formülü: Tecrübe + ekip çalışması + sanatsal bakış açısı + doğal güzelliği yakalama tutkusu... Kişiye sanatsal bakış açısıyla bakmak önemli. Çok iyi bir hekimsinizdir, çok iyi diş kesip ölçü alabilirsiniz. Fakat artistik bir bakış açınız yoksa sonuç çok tatmin edici olmaz. Bazen tam simetrik dişler çok can sıkıcı olabiliyor. Hafif asimetriler, bazı kişilere daha genç hava katabiliyor. Kişiyi bir bütün olarak alabilmek önemli.

n Estetik diş hekimliği diş hekimlerinin bakış açısını değiştirdi mi?

- Eskiden diş hekimleri sadece bir dişe bakarlardı. Zamanla bu gelişti ve bütün ağza bakmayı öğrendiler. Artık estetik diş hekimleri kişiyi bir bütün olarak inceliyor. Yüz şekli, çene şekli, boynun uzunluğu, kilo bizim için önemli. Amacımız Hollywood tarzı, 2 kilometre uzaktan bile yapılı olduğu anlaşılan kalıp gibi dişler yapmak değil, hem harika görünüşlü hem de doğal görünümlü dişler yapmak.

n Teknolojik gelişmeler estetik diş hekimliğini nasıl etkiledi?

- Bundan 15-16 yıl önce, dişlerin yaklaşık yüzde 50’si kesilerek kaplamalar yapılırdı. Sonra veneer’lerin bulunması ile dişler daha az kesilmeye başlandı. Yaklaşık 5 yıl öncesine kadar veneer yapmak için dişin yüzde 10-15’ini keserdik. Şimdi ise yeni teknolojiler sayesinde bu oran yüzde 5’e düştü. Hatta bazı vakalarda hiç kesmeden yapıyoruz. Yeni malzemeler hem çok ince ve estetik hem de çok güçlü. Kulağa tam tersi olacakmış gibi geliyor ancak artık yeni malzemeler ile doğal ve sağlamı yakalamak mümkün.

GENÇLİĞİN SIRRI: KUSURSUZ GÜLÜMSEME

Biz yaşlandıkça gülümsememiz de küçülür. Üst dudağımız yer çekimi etkisi ile çöker, vermillion border (dudağın içi) incelir. Yıllar içinde dişlerimiz aşınır. Burun ucu ile çene ucu mesafesi birbirine yaklaşır. Böylece yaşlandıkça dişlerimizin daha az kısmı görünür olur. Estetik diş hekimleri dikey boyutu (burun ucu-çene ucu arasını) açarak, laminaları ya da yenileniyor ise kaplamaları biraz daha bombeli ve (yüze gidiyor ise) daha geniş yaparak dudakların kalkmasını, dudak çevresindeki çizgilerin azalmasını ve dişlerin daha çok gözükmesini sağlayıp "smile-lift"i gerçekleştirirler. Bu gülümsemeyi genişletir ve daha genç görünmeyi sağlar.

Ürün market

GÜNEŞ SONRASI BRONZLUĞU KORUYUN

Onarıcı, tazeleyici, yumuşatıcı ve cildin bronzluğunun kalıcılığını artırıcı etkisiyle Guinot Grand Soin Apres Soleil, şeffaf ve hafif dokusuyla cildi ferahlatıcı bir his bırakıyor. Bu formül, hassas cildi nemlendirip canlandırırken güneş sonrasında kurumasını önleyerek tazelik ve zindelik kazanmasına yardımcı oluyor. Fiyatı, 85 YTL.

MAKYAJINIZI SABİTLEYİN

Kusursuz bir makyaja sahip olmak istiyorsanız, gün boyunca kalıcılığını korumalısınız. Clarins’in "Fix make-up" ürünü, cilde yumuşaklık, esneklik ve tazelik kazandırırken, makyajın canlı görünmesine yardımcı oluyor. Ciltte mat görünümü uzun süre garanti eden ürün aynı zamanda serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyor ve cilde ışıltı kazandırıyor.

CEVHERİN KALBİNE YOLCULUK

Thierry Mugler’in "A Men Pure Coffee", içeriğindeki güçlü kahve notalarıyla uçlarda bir yolculuğa çıkarıyor. Ağaçsı oryantal kahve kokusu sedir ağacı ve miskle zenginleştirilmiş. Parfüm, cilde temas ettiğinde lezzetli bir fincan kahve içme isteği uyandırıyor. Denemeye değer... Fiyatı, 139 YTL.

Cildin tek düşmanı güneş değil

Uzmanlar yaz mevsiminde güneşin cilt üzerindeki olumsuz etkilerine karşı uyarırken, sigara tüketimi, mimik kullanımı, beslenme bozukluğu, uyku pozisyonu ve yer çekimi gibi dış etkenlerin cildin yaşlanmasında önemli rol oynadığını belirtiyor.

Dermatoloji Uzm. Dr. Rukiye Kaymaz, cildin genetik ve çevresel faktörler ile ilişkili olarak yaşlandığının ve doğru yöntemlerle yaşlanmanın geciktirilebileceğinin altını çiziyor.

Cildin genç kalmasını sağlamak için uzun soluklu korumanın gerektiğini belirten Kaymaz, ilk olarak alınması gereken önlemin güneş ışınlarından kaçınmak olduğunu ifade ediyor: "Güneşin etkileri kadar sigara tüketimi, mimik kullanımı, yanlış uyku pozisyonu, beslenme bozukluğu ve yer çekimi gibi dış etkenler de yaşlanmayı hızlandırıyor. Karbonhidrat, protein ve vitamin açısından belli oranlarda dengeli beslenerek domates, tatlı kırmızıbiber, ahududu, nar, kiraz gibi kırmızı renkli sebze ve meyveleri tüketmek cildi yaşlanmaya karşı koruyor. Araştırmalar, uyku sırasında sırtüstü pozisyonun kırışıklığı engellemeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Ayrıca az mimik kullanmak, sigara içmemek, ciltteki yaşlanmayı anlamlı derecede yavaşlatıyor."
Yazarın Tüm Yazıları