Drama, dünyada uzun süreden beri bir eğitim modeli olarak kullanılıyor.
Yaratıcı drama etkinliklerine katılan çocuk, diğerleriyle birlikte düşünüyor, hissediyor ve hareket ediyor. Bu etkinliğe katılan çocuk, kendi yaşantısından yola çıkarak daha büyük keşifler yapabiliyor.
Uzun zamandır Nehir’i yaratıcı drama kursuna götürmek istiyordum, ama bir türlü olmamıştı. Nihayet bu yıl üşenmedim, pazar günlerini tamamen Nehir’in faaliyetlerine ayırdım.
Dersler için adres ararken hem evimize yakın hem de bir kültür merkezinin faaliyeti içinde yer alması nedeniyle Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde karar kıldım. Bir aydır Nehir güle oynaya yaratıcı drama kursuna gidiyor.
Drama, dünyada uzun süreden beri bir eğitim modeli olarak kullanılıyor. Doğal olan, yaşantıya ve deneyime dayanan, yapılandırılmadan oynanan ve çocuk gözüyle oyun diye nitelendirilebilen yaratıcı drama, aynı zamanda bir öğrenme yolu. Yaratıcı drama etkinliklerine katılan çocuk, diğerleriyle birlikte düşünüyor, hissediyor ve hareket ediyor.
Özellikle içe dönük çocukların sosyalleşmesinde yaratıcı dramanın büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Sosyal hayat denince kızım benim bir adım önümdedir, ama yine de bu kursun kızımın dil, iletişim ve problem çözme becerilerini ve yaratıcılığını geliştireceğine, başkalarının değer ve tutumları anlayabilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum.
Bazı çocuklar kendini ifade etme konusunda sıkıntı yaşıyor. Bu konuda sıkıntısı olmayan çocuk ise kendini yaratıcı olarak ifade ediyor. Yaratıcı dramaya katılan çocuk deniyor, riske giriyor, yaşantılar geçiriyor, keşfediyor, çevresel uyarıcılara karşı duyarlı oluyor ve fikirlerle oynayabiliyor.
Mutfakta biri var
Bu konuda Nehir’i iyi yönlendirdiğimi düşünüyorum. Masal anlatmak istemediğim akşamlarda Nehir’e "Kendi masalını kendin anlat" derdim. Kızım beni hayal dünyasına götürürdü. Zaten yaratıcılığı besleyen en önemli unsur hayal gücü... Hayal gücünü besleyen ise zengin yaşam deneyimleridir.
Yeni anne olmuş arkadaşlarıma çocuklarını mümkün olduğu kadar farklı yerlere götürmelerini, farklı deneyimler yaşamalarına olanak tanımalarını öneriyorum. Biz bu hafta yaratıcı drama kursunu kırdık, kurabiye yapmaya gittik.
Çırağan Kempinski Otel’de pazar günü çocuklar şefle birlikte hamur yoğurdu, oklava kullandı, kurabiyeler yapıp, süsledi. Kurabiyeler fırına gönderildiğinde onlar da önlüklerini boyadılar, palyaçoyla eğlendiler. Bir ara bizimki ne yapıyor diye oyun odasına daldığımda, silindir şeklinde bir kumaşın içinden her seferinde farklı bir karakter olarak çıkıyordu. Nehir yaşıtlarıyla eğlenirken, annemle Boğaz’ın tadını çıkardık. Çırağan Kempinski Otel, yeni yılı bu etkinlikle karşılarken, Nehir’in bağlama dersi nedeniyle bu keyfi maalesef yarım bıraktık.
Ama Nehir bağlama öğrenirken de çok eğleniyor. Her deneyim onun hayata bakışını zenginleştiriyor, olaylara bakışını derinleştiriyor. Kızıma bakarken içimden hep aynı şeyi geçiriyorum: Keşke şu yaşananların bir bölümünü kendi çocukluğumda yaşama fırsatım olsaydı...