Çocuklarımızı ilk doğduğu andan itibaren koşullandırıyoruz. Neye ya da kime benzemesini istiyorsak onun için çabalıyoruz.
Hangimiz çocuğumuzu tamamıyla özgür bırakıyoruz ki? Hintli guru Osho’ya göre anne-babalar boyun eğen çocukları sever ama boyun eğen çocuk en aptal olandır! eçen hafta gazetede sayfa yaparken sayfa sekreterinin masasında "Çocuk" adında bir kitap dikkatimi çekti. Kitabın arka kapağında ilginç bir saptama vardı:
"Çocuk anne-babalar tarafından çirkin şekillerde koşullandırılıyor. Anne-baba koşullandırması dünyadaki en büyük köleliktir. Bu tamamıyla ortadan kaldırılmalıdır. Sadece o zaman insan, ilk defa, gerçekten özgür, hakikaten özgür, sonuna kadar özgür olacaktır. Çünkü çocuk, insanın babasıdır. Şayet çocuk yanlış bir şekilde büyütülürse o zaman tüm insanlık yanlış yöne gider. Çocuk tohumdur. Şayet tohumun kendisi zehirlenmişse, bozulmuşsa, o zaman özgür bir insan bireyi için hiçbir umut yoktur, o zaman bu rüya asla gerçek olamaz. Kişilik senin doğanın içinde anne-baba, toplum, din adamı, politikacı ve eğiticiler tarafından üretilmiştir. Onların tüm amacı her çocuğu, kurumsallaşmış olan topluma uyum sağlayacak şekilde sakatlamak, her çocuğu mahvetmektir.
Bir korku vardır: Şayet çocuk en başından itibaren koşullanmadan bırakılırsa o öylesine zeki, öylesine tetikte ve farkında olacaktır ki onun tüm yaşam tarzı bir başkaldırı olacaktır. Ve hiç kimse asileri istemez; herkes boyun eğen insanlar ister. Anne-babalar boyun eğen çocukları sever ama boyun eğen çocuk en aptal olandır. Başkaldıran çocuk ise zeki olandır ama ona saygı duyulmaz ya da o sevilmez. Öğretmenler onu sevmez, toplum ona saygı göstermez; o kötülenir."
Bu satırları okuyunca biraz sarsıldım. Çünkü Osho çoğunluğun yaptığı bir hatadan söz ediyordu. Hindistan’da dünyaya gelmiş, 21 yaşındaki aydınlanmasından sonra etkisi giderek tüm dünyaya yayılmış Hintli guru Osho’nun "Çocuk" kitabında, farklı konularda anne-babaların kafasını karıştıran soruların yanıtları da yer alıyor.
Osho’nun öğretileri
Çocuklarımızı ilk doğduğu andan itibaren koşullandırıyoruz. Neye ya da kime benzemesini istiyorsak onun için çabalıyoruz. Hangimiz çocuğumuzu özgür bırakıyor ki?
Çocuklardan önce eşleri değiştirmek için ayrı bir mücadele verilmiyor mu? Kaçınız sizi değiştirmeye çalışan kişiye itiraz edip "Beni olduğum gibi kabul et, beni değiştirmeye çalışma!" diye başkaldırdı?
Osho, sohbetlerinden birinde çocukların egosuyla ilgili bir öykü anlatıyor: Küçük bir çocuk büyükannesini ziyaret etmiş. Çocuk dört yaşındaymış. Geceleyin büyükannesi onu uyuturken aniden bağırmaya ve ağlamaya başlamış, "Eve gitmek istiyorum. Karanlıktan korkuyorum" demiş. Büyükanne "Çok iyi biliyorum ki, hiçbir zaman odanın ışığının yandığını görmedim, orada da karanlıkta uyuyorsun. Öyleyse burada neden korkuyorsun?" diye sormuş. Çocuk "Evet, bu doğru ama o benim karanlığımdı" demiş. Babaannesinin evinde bilinmeyen bir karanlıkla karşı karşıya kalan çocuk, egosuna sarılıyor ve bildiği karanlığı istiyor.
Bizim toplumumuzda tüm çocukların toplumla uyumlu halde yetiştirilmesi şarttır. Her anne-baba bu basit ilke doğrultusunda hareket eder. Hem özgür bireylere olan özlemden söz ediyoruz hem de büyütürken kurallar dışına çıkmasınlar istiyoruz. Başta anne-babalar olmak üzere öğretmen, yönetici, patron, eş, bireyi istediği gibi yönlendirmek, kontrol altında tutmak arzusunu taşıyor.
Her çocuğun bir merkeze ihtiyacı var. Çünkü çocuk kendi merkezinin tamamıyla farkında değil. Aile ona bir merkez veriyor ve çocuk, egosu nedeniyle kendisinin merkez olduğuna ikna oluyor.
Şekil vermeyin
Başta kızım olmak üzere çocuklar kim olduğu hakkında sürekli soru soruyor. Yani kim oldukları hakkında başkalarından fikir alma yolunu tercih ediyorlar. Oysa bu doğrudan bir deneyim değil. Çünkü çocuğa kim olduğu hakkında verilen fikirler, çevresindeki insanlara aittir.
Eğer çocuğu "başarılı, cesur, çalışkan, atak, hırslı" gibi sözlerle tanımlarsanız, çocuk bu tanımlamaya uygun hareket ediyor. Ya da çocuğa "tembel, işe yaramaz, asalak" muamelesi yapılırsa, çocuk söylenilen kişilikte biri olduğuna inanıyor. Ne yazık ki bu sözler çocuğun merkezini biçimlendiriyor.
Osho’ya göre bu merkez sahte çünkü çocuk kendine ait gerçek bir merkez taşıyor. Gerçek merkez kimsenin karışamayacağı bir şey olduğu için kimse ona şekil veremez.