Paylaş
Ne kadar bilgisayarla arasına girseniz de bir noktadan sonra bazı isteklerine “evet” demek zorunda kalıyorsunuz. Sonra verdiğiniz iznin normal olduğunu kendi kendinize kanıtlamak için “En azından şiddet içermiyor, vahşi değil, güvenli bir site” gibi cümlelerle durumu legalleştiriyorsunuz.
Düne kadar bilgisayar oyunları erkek çocukların egemenliği altındaydı. Kızlar ise bilgisayar oyunlarına biraz daha mesafeliydi. şimdilerde bir şeyler oldu, her biri arkadaşını üyesi olduğu oyun sitelerine davet ediyor. Ama bu oyun siteleri öyle bildiğiniz gibi değil. Tüketim toplumu olduğumuzdan yakınırken, ekonomik kriz sayesinde bu alışkanlığın kontrol altına alındığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Aksine bu alışkanlık daha da azmış durumda. Kızlar, sanal dünyada para harcamadan alışveriş yapıyor, ev alıp döşüyorlar.
Dahası kızlar, birbirinden güzel kızları bilgisayarda yaratıyor. Saç-göz rengini, boyunu, ölçülerini saptayıp kişilik özelliklerini belirliyorlar. Kızları giydirirken alışveriş merkezlerinde gördükleri markalardan seçim yapıyorlar. Ev eşyası alıyorlar. Daha doğrusu kendine yeni bir dünya kuruyorlar. O dünya idealindeki sanal dünyadan başkası değil...
Köpek isteyen ama ailesinin almadığı çocuklar bu dünyada kendilerine birkaç köpek, kedi satın alıyor, onları istedikleri gibi besliyor. Evdeki eşyaların yerlerini değiştirip, sanal dünyasının dekorasyonuna küçük dokunuşlar yapıyor.
Bu sanal dünya bana göre yalan dünya ve çocukları nereye götürüyor bilemiyorum. Çevremden duyduğum kadarıyla idealize ettikleri hayatı sanal dünyada gerçekleştiren çocuklar gerçek hayatta sahip olduklarıyla yetinemiyor. Daha fazlasını istiyor.
Benim kızım da bunlardan biri ama henüz hayalleri çocukça, sınırlarını aşmış değil. Gerçek olmayacak bir dünya yaratmıyor. ıstekleri gerçekleşebilecek sınırlar içinde yer alıyor ama gözüm üzerinde.
Zaten bilgisayar başındayken sürekli kontrolüm altında. Kendi başına kalmasına müsaade etmiyorum. Tıpkı televizyon izlerken yalnız bırakmadığım gibi...
Galiba yalnızlaştırıyor
Biliyorum ki artık neredeyse her evde olan bilgisayar, çocukları yalnızlaştırmaya başladı.
Televizyon aile ilişkilerini koparıyor derken, bilgisayarda çok fazla vakit geçiren çocukların ve gençlerin sosyal ilişkilerinin giderek azaldığına şahit oluyoruz. Sosyal ilişki yoksa dayanışma, empati, merhamet duygusu da yok demektir.
Televizyondan sonra bilgisayar oyunları yüzünden çocuklar şiddeti normalleştirdi.
Eğitim için kullanıldığında simülasyon işe yarar. Ama internet yüzünden hayatı simülasyon gibi yaşayan çocukların ailelerine önemli görevler düşüyor.
Paylaş