Kábus geri döndü

Ailemize yeni bir bebek geldi. Emzir, altını temizle, banyo yaptır, üstünü değiştir, taze meyve suyu sık, mama hazırla, uyuması için salla, gazını çıkar, ninni söyle, salyasını sil. Anlayacağınız kábus! geri döndü.

Kuzenim Sibel, geçen hafta anne oldu. İlke bebek, 3 kilo 750 gram doğdu. 2 kilo ağırlığında bir çocuk doğurmuş biri olarak, Sibel de kıskandığım anneler arasına girdi. Hastanede kaldığım ve evlerinde yeniden ziyaret ettiğimde şunu fark ettim:

Ben, böyle güzel bir kabusu! bir daha yaşamak istemiyorum.

Sibel’i ziyaret için gittiğim hastanenin asansöründe altı yıl öncesine döndüm. Doğumdan sonra hastanede geçirdiğimiz iki gün, bir gece boyunca anne olmanın keyfini çıkarmıştım. Akraba, arkadaş, eş, dost derken hastanedeki zaman çabuk geçti. Bebek hemşirelerinin yardımıyla ne alt değiştirdim, ne da uykumdan oldum.

Aylar öncesinden odasını perdesinden halısına, duvardaki bordüründen oyuncak rafına kadar en ince ayrıntısına kadar hazırlamıştım.

Tırnak makası, burun pompası, giyip giyemeyeceği belli olmayan birbirinden şık elbiseleri sahibini bekliyordu.

Her şey birbirine girdi

Eve döndüğümüzde ilk günler kızımla ilgili yaptığım hiçbir şey bana yük gelmiyordu. Her şey yoluna girdiği bir gün, bu yüzden annemi biraz hava alması için dışarı çıkmaya ikna eden de ben oldum. Tek problemimiz Nehir’in iki gündür kaka yapmamış olmasıydı.

Annem gittikten sonra Nehir’in huzursuzluğu birden arttı ya da ilk defa tek başıma kaldığım için bana öyle gelmiş olabilir. Nehir, ıkınıyor, sıkılıyor, bir türlü kakasını yapamıyordu. Kızım bir tarafta ağlarken, beni böyle bir durumda yalnız bıraktığı için bir taraftan anneme kızıyor, diğer yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Kızım kabızdı ve annesi olarak kabızlığının karşısında çaresiz kalmıştım.

Annem eve döndüğünde onu, düşmanını cephede bekleyen askerler gibi karşıladım. Bir daha bizi yalnız bırakıp gitmemesi için uyardım. Hiç torununa acımıyor muydu? Yazıklar olsundu? Beni böyle yalnız, çaresiz, tek başıma bırakmaya ne hakkı vardı?

Birkaç gün anneme küskünlüğüm devam etti Şimdi geriye dönüp baktığımda, o gün anneme sarf ettiğim sözlere gülüyorum. Ama kadının gıkı çıkmadı.

20 yaşından itibaren çalışan biri olarak günler boyunca işe gitmemek de bebeğiniz doğduğunda farklı oluyor. Hareketli bir yaşamın içinden yine oldukça hareketli bir yaşama geçiş yapmıştım. Ama bu kez yaptığım şeyler hep aynıydı; Emzir, altını temizle, banyo yaptır, üstünü değiştir, çamaşırlarını yıka, çamaşırlarını ütüle, taze meyve suyu sık, ağlarsa evin bir köşesinden diğer köşesine kadar kolunda sallayarak gezdir, gazını çıkar, ninni söyle, mama hazırla, ilaçlarını zamanında ver, salyasını sil ve ekşimsi süt kokusunu doya doya içine çek.

Of ki ne of! Sürekli tekrar et

Sakın bunun sadece dört aylık doğum iznimde yaşayıp, bittiğini düşünmeyin. İşe başladığımda evde yaptıklarım tam gaz devam etti.

Eğer evde kalmaktan hoşlanan biriyseniz, loğusalık döneminde bunun keyfini çıkarabilirsiniz. Becerikli ve organizasyonu iyi olan bir kadın, hem çocuğuna bakar, hem de evini çekip çevirebilir. Ama ben bu kategoriye girmiyorum.

Organizasyonum iyidir ama çocuk bakma konusunda tecrübesizliğim nedeniyle çoğu zaman işleri elime yüzüme bulaştırdım. Annem olmasaydı, ben ne yapardım bilemiyorum.

Zaten loğusalık, benim en paspal dönemim de sayılabilir. Ne zaman işe başladım, işte o günden itibaren kendimi toparladım.

Kuzenim Sibel, şimdi sezaryen nedeniyle ağrılarını yoğun hissediyor. Ancak, İlke’nin varlığı nedeniyle yüzünden tebessüm eksik olmuyor. Ağlaması, gazı, aşısı, kakası ona zor gelmiyor.

Tabii biz bu yollardan dönerken, o daha yeni gidiyor. O da yorulacak ama anneliğin keyfini çıkaracak.

Etrafınızda yakınlarınız olsun

Loğusalık döneminde annenizden, kayınvalidenizden ya da yakınlarınızdan yardım istemeye çekinmeyin

Mümkünse bu dönemde sadece bebeğinize yoğunlaşın, ev işlerini bir başkası yapsın

Eşinizi ilk günden itibaren bebek bakımının içine sokun, daha sonra alışması zor olur

Beslenmenize özen gösterin ama süt olacak diye de önünüze koydukları her şeyi midenize indirmeyin

Eğer çalışan bir kadınsanız, loğusalığı uzun bir tatil dönemi olarak algılayın

Gece emzirmek için kalktığınızda sinirlenmeyin, nasıl olsa ertesi gün işe gitme derdiniz olmayacak

Kilolarınız için ilk günden endişelenmeyin. Kilolarınızı 9 ayda yavaş yavaş aldınız. Onlardan kurtulmak için kendinize 9 ay tanıyın.

Bu anları unutmayın

Yeni doğum yapmış çiçeği burnunda bir anne için her şey güllük gülistanlıktır. Hastaneden eve dönüşte bir yandan çocuğa bakmak, diğer yandan evin düzenini sürdürmek kolay değildir. Strese girmeyin, anneliğinizin keyfini çıkarın.

Yazarın Tüm Yazıları