Paylaş
Paranoyak olmamak mümkün değil. Yaşlı bir adam tarafından 9 yaşındaki kızına gözünün önünde cinsel tacizde bulunulan bir annenin yaşadıklarını okuyacaksınız.
Bankta yanıma oturan genç kadın sinirden titriyor, kendi kendine söyleniyordu. Bedenimi ona doğru çevirip başımla selam verdim. Başıyla birkaç metre ötede kaydıraktan kayan kızını işaret edip “Daha 9 yaşında ama aşağılık adamın teki bir çocuğa söylenmemesi gereken her türlü şeyi söylemiş. Bunlar adamı katil ederler” dedi.
Bir gün önce kızıyla parka gelmişler. Birçok parkta bulunan spor aletlerini kullanan küçük kızın arkasına yaşlıca bir adam barfiks yapmak için oturmuş. Yaşlı adam şimdi burada yazamayacağım ama cinsel içerikli sözcüklerle küçük kızı taciz etmiş.
Kız önce ne olduğunu anlamamış çünkü adamın kendi kendine konuştuğunu zannetmiş. Sonradan “Güzelim, bebeğim şimdi ben sana...” diye başlayan cümleleri sarf edince, çocuk annesinin yanına kendini zor atmış ama annesine bir şey söylememiş. Gece uykuya dalmadan önce parkta olanları anlatınca annenin kan beynine sıçramış. “Sabahı zor ettim” dedi.
Haklı... Böyle aşağılık bir tacize kimin çocuğu uğrasa aynı öfkeyi duyar. Genç kadın iki gündür kızını parka getiriyormuş, adamı teşhis etsin diye. Adamı bulunca ne yapacağını sordum. “Günlerdir ne yapacağımı kuruyorum. Adamın yanına gidip ‘Bu aşağılık çocuklarımızı taciz ediyor’ diyerek en azından parktakilerin dayak atmasını sağlayabilirim. Bir daha o parka adım atmasını engelleyebilirim. Ya da elimi pisliğe değdirmeden 10 metre ötedeki karakola gidip, adamın yaptıklarını anlatarak yardım isteyebilirim” dedi.
Aynı yaşlarda torunları vardır
Eve döndüm, benim de sinirlerim bozuldu. Üsküdar Doğancılar Parkı’nda, küçük bir kız çocuğunu taciz edecek kadar gözü dönmüş, beyaz saçlı, colormatik camlı gözlükleri olan, zayıf, ince dudaklarıyla pis pis sırıtan 60 yaşlarında pisliğe ne yapmalı bilmiyorum. Eminim aynı yaşlarda torunları vardır. Çocukları gözümüzün önünden ayırmıyoruz bu kez de kulaklarına fısıldanıyor, psikolojileri bozuluyor.
Tehlikenin nereden geleceği belli olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Paranoyak olmamak mümkün değil. Çaresiz kaldığınızda zaman zaman “Keşke hep karnımda kalsaydı, hiç doğmasaydı” dediğiniz oldu mu? Galiba çocuk sahibi olmanın en zor tarafı bu ikilemi yaşatan olaylarla karşı karşıya kalmak...
Polisi göreve çağırıyorum
Nehir benim gözümün nuru... Onun üzerine konan en ufak toz bile beni yaralıyor. Keşke imkanım olsa da onu cam fanusta yaşatsam. Kötülüklerden korusam, ona zarar gelmesini önleyebilsem... Kimse kızımın canını yakmasa, kimse onu üzmese...
Biliyorum bizler cam fanusta büyümedik. Düştük ama her seferinde kalkmasını bildik. Yere düştüğümüzde çoğunlukla gururumuzu korumak adına gözyaşı bile dökmedik. Yaşadığımız her şey bize hayat tecrübesi kazandırdı, ayakta kalmamız için yol haritamızı oluşturdu. Ama bir farkla... Bizim çocukluğumuzda çevremizde bu kadar tehlike yoktu. şimdi neyle savaşacağımızı, neye karşı çocuğumuzu korumamız gerektiğini anlamak o kadar zor ki!
“Eğri ağacın doğru gölgesi olmaz” derler. Onlara doğru örnek olmanın yanında, bu tip durumlarla karşılaştıklarında nasıl tepki vermeleri gerektiğini anlatmamız lazım. Bu olaydan sonra Nehir’le konuşup dikkatli olması konusunda uyardım. Kızım, artık böyle bir durum karşısında tepki vermesi gerektiğini, sessiz kalmasının karşı tarafı daha fazla cesaretlendireceğini biliyor. Sanıyorum benim de bir terapiye ihtiyacım var.
Bir anne olarak Doğancılar Karakolu amirinden bir isteğim var. 10 metre ötelerindeki parka sık sık uğrayarak küçük kız çocuklarının ve ailelerinin ruhsal durumlarını altüst eden bu aşağılık cinsel istismarcıya gereken müdahaleyi yapsınlar. Adamı nasıl teşhis edecekleri konusunda onlara yardımcı olacağıma söz veriyorum.
Paylaş