Asfalt çiçekleri

Aileler, çocukları meslek sahibi yapmak için yetiştiriyor. Öte yandan bütünlüklü gelişimin sanat yoluyla olduğunu çoğu aile ıskalıyor! Örneğin üç yaşından itibaren bir çocuğa enstrüman çalmayı öğretmek, gelişimine büyük katkı sağlıyor.

Hikayeyi ünlü psikiyatr Profesör Erdal Atabek anlattı, ona da Köln’de yaşayan tanıdığı bir öğretmen anlatmış. Köln’de belediye, parke olan bir sokağa asfalt döküyor. İşçiler ertesi gün ikinci kat asfaltı dökmek için geldiklerinde asfaltın yer yer kabardığını görüyorlar. Tekrar asfaltlıyorlar, ertesi günü yine asfaltın bazı noktalarında kabarmalar oluyor. İncelediklerinde asfaltı kabartan şeyin mine çiçekleri olduğu anlaşılıyor. Üç, dört kez derken belediye işin içinden çıkamıyor ve bir botanikçiden yardım istiyor. Botanikçi asfaltı kabartan mine çiçekleri için belediyeye şu formülü öneriyor: "Kabaran yerlere asit dökün."

İşçiler asfalt işleminden hemen sonra kabaran yerlere asit döküyorlar. Ertesi sabah geldiklerinde manzara yine aynı... Mine çiçekleri ölmemiş! Araştırıyorlar ki, işçilerin asit döktükleri noktalara o sokağın sakinleri su döküyor ve çiçekler asitten etkilenmiyor. Sonunda belediye pes ediyor ve o sokağı asfaltlamaktan vazgeçiyor, mine çiçeklerine yaşam hakkı tanıyor. Enteresan olansa Köln’de o bölgede yaşayan Türk ve Almanlar’ı birleştiren şeyin mine çiçekleri için belediyeye karşı verdikleri mücadele olması.

Erdal Atabek, "İşte bizim senfoni orkestramızın çocukları da tıpkı Köln’deki asfalt çiçekleri gibi. Üzerlerine sürekli asfalt dökülüyor ama onlar yaşamak, sanat yapmak için direniyorlar" yorumunu yaptı.

Herkes şehre dönerken biz Bodrum-Turgutreis’e Türkiye’nin dört bir yanından toplanmış asfalt çiçeklerinin yani Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın konserini dinlemek için gittik.

3. Uluslararası Klasik Müzik Festivali D-Marin’de gerçekleşti ve klasik müzikseverler müziğe doydu. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nda 9 yaşında da çocuk var, 16 yaşında da... Hepsini buluşturan ortak nokta ise müziğe olan aşkları.

Psikiyatr Erdal Atabek, Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nda yer alan çocuklara bir anlamda yaşam koçluğu yapıyor. Özellikle sanatla uğraşan çocukların hayata dair kaygılarının diğer çocuklara göre farklı olup olmadığını merak ediyorum. Atabek "Kendilerini doğru ifade edebilme kaygısı taşıyorlar. Kendilerini ifade edebilme araçları ise sanat. Şunu unutmayın; enstrüman çalan çocuklar empati yapmayı, yaşamın ritmini, başkalarıyla birlikte yaşamayı ve grup çalışması yapmayı öğreniyorlar. Sanat yoluyla eğitim, çocukların gelişimi için çok önemli" yorumunu yapıyor.

Enstrüman çalsın

Çocuklarımızı meslek sahibi yapmak için yetiştiriyoruz. Öte yandan bütünlüklü gelişimin sanat yoluyla olduğunu çoğu aile ıskalıyor! Üç yaşından itibaren bir çocuğa enstrüman çalmayı öğretmek, gelişimine büyük katlı sağlıyor. Mesela Japon keman sanatçısı ve dünyaca ünlü öğretmen Dr. Shinichi Suzuki, çok küçük yaşlarda keman çalmayı öğretmek için Suzuki metodunu geliştirdi. Dr. Suzuki keman çalmayı önce annelere öğretiyor. Anneler yoluyla kemanı çocuğun gelişimi için araç olarak kullanıyor. Enstrüman çalan çocuk, yaşıtlarına göre bilişsel ve duygusal açıdan birkaç adım önde oluyor.

Bizim çocuklarımızın bu konuda yalnız bırakılmış olduklarına inanan Profesör Atabek, ailelere çocuklarını mutlaka bir enstrümana başlatmayı önerdiğini söylüyor. Ama aile olarak sizin istemeniz yeterli değil. Çocuğun da bunu istemesi önemli. Enstrüman çalmak kolay bir iş değil. Ama insan zorlukları yenerek gelişiyor. Zorluklardan uzaklaştıkça geriliyorsun.

Nehir, zorluklardan kaçanlardan. Geçen yıl keman derslerine başladı. Nerede başı sıkışsa kemandan vazgeçmek istiyor. Aynı şeyi piyanoda da yapmıştı. Piyano öğrenmeye 9. Senfoni ile başlayınca zorlandı. Yapamayacağını düşündüğü anda dersleri bırakmak istedi. Biraz motivasyonla başardı. İkinci enstrüman olarak kemanı öğrenmesinden mutluyum. Keşke biraz daha heyecanlı olsa...

Sanat aşkları büyük olan çocuklar hemen belli oluyor. Türkiye’nin çeşitli konservatuvarlarından Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’na seçilen çocuklar, ilk konserlerinde heyecanlandılar, yapabildiklerini gördükleri için ikinci konserlerinde daha rahattılar. Denediler, yaptılar ve geliştiler. Darısı Nehir’in başına...

Gelir ÇYDD’ye

Festivalde bu çocukları ayakta alkışlayanlar, henüz keşfedilmemiş ’asfalt çiçeklerine’ de el uzatmış oldular. Çünkü konserlerden elde edilen gelirin tümü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği vasıtasıyla Anadolu’daki Güzel Sanatlar Liseleri’ne enstrüman alınmak üzere bağışlandı. Siz de bir katkınız olsun istiyorsanız, 16 Eylül’de Fazıl Say ile Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın Aya İrini’de vereceği konsere gidin.

Turgutreis’deki konserde özellikle başkemancı 12 yaşındaki Hasan Gökçe Yorgun’a bayıldım. Mersin Konservatuvarı’nda keşfedilen Hasan Gökçe için otoriteler "keman dahisi" diyorlar.

Hasan’ın solosunu dinlerken "Keşke Nehir de asfalt çiçeği gibi kendisini ezenlere karşı ayakta kalma gücüne sahip olsa" diye içimden geçirdim doğrusu...
Yazarın Tüm Yazıları