Paylaş
Moskova’nın kontrolünde bir kaos mu yaşanıyor, yoksa demir perde hafiften yeniden inşa edilmeye mi başlandı?
*
ÇOCUKLUĞUM Almanya’da geçti. Okul gezisi niyetine Batı ile Doğu Almanya arasındaki ‘Demir Perde’yi görmeye giderdik.
Adı demirdi, ama kendisi betondandı. Kale gibi yükselir, onu bir ara bölge izler, arkasında dikenli telleri ve askeri gözlem kulelerini görürdük. İçinde ‘DDR’ diye anılan Doğu Almanya’nın askerleri nöbet tutardı. Ve bir de hikâye anlatılırdı. Ara bölgede otomatik devreye giren silahlar... Bunlar düşman sayılan Batı’ya değil de Doğu’ya, yani içe yönelikti. Ürkütücü gelirdi...
Çünkü Doğu Alman namluları, sınırın öte yanına kaçmaya çalışacak kendi vatandaşlarını vuracak şekilde ayarlanmıştı.
*
ALMANYA ve Berlin Duvarı, Demir Perde’nin fiiliyata döküldüğü; iki sistemin kapıştığı Soğuk Savaş’ın en belirgin sembollerinden biriydi. Silahlanma yarışı Moskova ekonomisine darbe vurup çözülme sürecini başlatınca Demir Perde de SSCB ile yıkılıp gitti.
Ancak Putin Rusyası, şimdi kendi küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor. Son olarak Moskova’nın Suriye’de yürütülen ‘vekâleten savaş’ diye Türkçe’ye çevrilen ‘proxy war’da oynadığı rolü gördük. Akdeniz’deki tek askeri üssü Suriye’nin Tartus limanında olan Rusya, kesinlikle Konsey’den Esad Yönetimi aleyhine bir karar çıkmasına izin vermedi.
*
EPEYDİR eski KGB ajanı Putin’in SSCB’yi canlandırmak istediği konuşulur. Ukrayna’yı Batı eksenine taşıyan şubat ayındaki Maidan devrimi sonrasında bu daha fazla tartışılmaya başlandı.
İlk misilleme olarak Ukrayna’ya bağlı olan ancak Rusların yoğun yaşadığı Kırım bölgesi, neredeyse tek bir kurşun sıkılmadan birkaç günde Moskova’ya bağlandı.
Putin, hafta içi bir televizyon programında ilk kez Rus askerlerinin de bu sürece katıldığını doğrularken “Çünkü bizi Karadeniz havzasından çıkaracaklardı” diye açıkladı.
*
ŞİMDİ benzer bir gerginlik Ukrayna’nın doğusunda yaşanıyor. Putin, “Umarım tanklarımız Ukrayna’ya girmez” demeye getirdi.
NATO, Rusya’nın Ukrayna sınırına 40 bin asker yığdığından bahsediyor. Kırım müdahalesinde Moskova’nın gerekçesi Rus nüfusun korunmasıydı. Rusya’nın Rus nüfusun yaşadığı başka eski Doğu Bloku komşuları da var. Bu yayılmacılık tehdidi nereye varacak?
Son krizin ardından sembolik olsa da NATO, eski Doğu Bloku ülkesi olan yeni ittifak üyeleri Polonya, Romanya ve Litvanya’daki askeri varlığını arttıracak. Tepkide aşırıya kaçmak istemeyen ABD Yönetimi, Rusya’nın bu tehditkâr adımları karşısında sert yanıt isteyen şahin kanadı nasıl yatıştıracak?
*
CENEVRE’de malûm perşembe günü ABD, AB, Rusya ve Ukrayna beş aydır süren krizde ilk kez masaya oturdu. Tansiyonun düşürülmesi kararı alındı.
Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı eylemciler, işgal ettikleri kamu binalarından çekilecek, Kiev de genel af ilan edecekti... Hafta sonu uzlaşmanın uygulandığına dair pek bir gelişme olmadı, hatta tansiyon arttı bile.
Rusya Devlet Başkanı Putin, şimdi Batı ile ilişkilerin normalleşmesinde topun karşı sahada olduğunu öne sürüyor. Bir yandan da Ukrayna’nın milyarlarca dolarlık doğalgaz faturasının ödenmesi için baskı yapıyor.
*
HER ne kadar Rusya, eski SSCB olmasa da nükleer güç olmayı sürdürüyor. Ekonomisi parlak olmasa da Avrupa’nın en büyük doğalgaz tedarikçisi.
Dolayısıyla köprüleri atmak ne Rusya’nın ne de Batı’nın işine gelecektir.
Eski tarz bir Soğuk Savaş gibi bir durum muhtemelen olmayacak, yeni demir perdeler inşa edilmeyecektir. Ancak bir soğukluk dönemine girdiğimiz de aşikâr. Ve bu bir süre daha devam edeceğe benzer.
Paylaş