Paylaş
Evet, oyun değişti. Ancak bu oyun Türkiye’yi, dünyayı nereye taşır; işte o meçhul.
*
İNCİRLİK. New York Times gazetesine konuşan Amerikalı bir yetkili demişti. Türkiye’nin hamlesi için ‘oyun değiştiren’. Doğru. Adana’daki İncirlik Üssü’nün Amerikalı ve koalisyon uçaklarına açılacak olması Washington açısından kritik bir gelişme. Halihazırda ABD uçakları, Körfez’deki üsler ya da uçak gemisinden kalkıp Suriye’de, Irak’ta IŞİD’e karşı operasyon düzenliyor. Bu da yaklaşık 2000 km’lik bir uçuş anlamına geliyor. Oysa IŞİD’in Suriye’de merkezi saydığı Rakka, İncirlik’e sadece 400 km uzaklıkta.
İncirlik, hem ekonomik, hem de operasyonel etkinlik anlamında ABD’nin elini güçlendirecek stratejik bir seçenek.
*
ABD. İncirlik, Türkiye için de kayda değer bir karttı pazarlıklarda. Ayrıca Suruç’ta 32 gencin öldüğü hain saldırıdan önce müzakerelerde son aşamaya gelinmişti. Ve saldırı sonrasında hızla gelişen olaylar, maalesef Türkiye’yi bir hafta gibi kısa bir sürede Ortadoğu’daki batağın eşiğine taşıdı.
Ankara’nın tüm dünyanın tehdit olarak algıladığı IŞİD’e karşı harekete geçmesi önemlidir.
Belli ki, mutabakat IŞİD ile savaşı kapsasa da, PKK’ya yönelik harekâta da şimdilik ABD ses çıkarmayacak. Nitekim Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Alistair Baskey’nin “Türkiye’nin PKK’nın terör saldırılarına karşı kendini savunma hakkına tamamen saygı duyuyoruz” dedi.
*
TÜRKİYE. Ankara’nın uzun süredir Suriye’deki Kürtlerin, Tel Abyad’ı alarak batıda Kobani ile doğudaki Cezire kantonlarının birleşmesinden rahatsız olduğu biliniyordu. Endişe edilen, Kobani’nin daha batısındaki Afrin kantonu ile birleşip burada bir Kürt kuşağı oluşturup fiili bir durum yaratılmasıydı.
Kobani ile Afrin arasındaki 90 km’lik bölge aynı zamanda Türkmen köylerinin de bulunduğu karışık bir etnik yapıya sahip. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, IŞİD’e yönelik müdahalelerle burada güvenli bölgelerin kendiliğinden oluşacağını söylüyor.
*
BARIŞ. Şimdi tüm bu hamleler tehlikeli gelişmeler.
PKK, çatışmasızlığın anlamı kalmadığını söylüyor.
İlk kez IŞİD’i resmen düşman ilan ediyorsunuz; bunu yaparken PKK’yı hedef alıyorsunuz; ülkedeki uzantılarını temizlemeye çalışırken, ülkenizde terör ve istikrarsızlık riski giderek yükseliyor.
Türkiye her haliyle sıkıntılı bir döneme girmiştir.
7 Haziran seçimlerinin üzerinden bir buçuk aydan fazla vakit geçmesine rağmen siyasi hesaplar, ülke çıkarlarının üzerinde tutulduğundan hükümet kurulamamıştır. Oysa bu dönemde tam destekli sağlam bir iktidara ihtiyaç duyulmaktadır.
‘Analar ağlamasın’ diye barış sürecini Türkiye gündemine taşıyan AK Parti ve müzakere ortakları bu çabaları heba etmemelidir.
PKK’nın ilk fırsatta terör eylemlerine başvurması; toplumdaki kuşkuları desteklerken; saldırıları asla kabul edilemez.
Türkiye, barış süreci için taraflara vize vermişti.
Çok geç olmadan, hükümeti kim kurarsa kursun bu sürece geri dönülmelidir.
Silahlar susmalı, şeffaf bir müzakere dönemine girilmelidir.
Uluslararası aktörler de istikrarsız bir Türkiye’nin ne Avrupa’nın ne de Ortadoğu’nun yararına olmayacağını derhal anlamalıdır.
Esad seçeneği
IŞİD tehlikesinin kontrol altına alınması için Türkiye’nin koalisyon ile işbirliği yapması önemlidir. Ancak savaş sürerken bir yandan da siyasi çözüm çabaları da desteklenmelidir.
ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden sonra BBC’ye yaptığı açıklamalar ilginçti. IŞİD’e müdahaleden sonra ‘Suriye; tüm bölgeyi daha uzun ve kanlı bir sorunun içine çekmeden önce Esad, Ruslar ve İranlıları bir siyasi geçiş süreci olduğunu fark etmeye yönlendirmeliyiz’ dedi. Türkiye de her şeye rağmen Suriye Devlet Başkanı Esad’ın olası bir çözümde rol oynayacağını fark etmelidir. Savaş kolay değildir, ancak barışı inşa etmek ve korumak sanırım daha zor.
Paylaş