Paylaş
Kaşıkçı’nın akibetiyle ilgili birçok soru ve iddia gündeme gelirken yaşananlar bölgeyi yeni bir krizle karşı karşıya bıraktı.
GÖNÜLLÜ SÜRGÜN
CEMAL Kaşıkçı kimdir? Uluslararası medyada anlatılanlara göre, ABD’de eğitim görmüş Suudi bir gazeteci. Başta Suudi Kraliyet ailesine yakın bir isim olan, bazı hanedan mensuplarına danışmanlık yapan Kaşıkçı, giderek yönetimle ters düşmeye başlamasının ardından 2017’de ABD’de gönüllü sürgüne gitti. ABD, Londra, İstanbul arasında yaşayan Kaşıkçı, Suudi yönetimini de eleştirmeyi sürdürdü.
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın işadamlarını yolsuzluk gerekçesiyle bir otelde toplayıp onları ancak milyonlarca dolar para cezası karşısında serbest bırakmasını eleştirmişti. Bir diğer eleştirisi aktivistlerin, gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgiliydi. AFP ajansına göre Al Jazeera kanalında 23 Mart’ta katıldığı programda Prens’i “Ben onu hâlâ reformcu olarak görüyorum, ama o bütün yetkileri elinde topluyor” diyerek eleştirmişti.
Kaşıkçı’nın tepki gösterdiği konulardan biri de Suudi Arabistan ile Katar arasındaki krizdi. S. Arabistan; BAE, Mısır ve Bahreyn ile birlikte rakibi İran ile yakınlaştığı, Müslüman Kardeşler’e sahip çıktığı gerekçesiyle Katar’ı ablukaya almıştı. Suudi Arabistan’ın Katar ile barışmasının şartlarından biri de Türkiye’nin Katar’daki askerinin geri çekilmesiydi. Katar krizi, Türkiye ile Suudi Arabistan’ın arasındaki ipleri de germişti.
ABD baskıyı arttırıyor
OBAMA yönetimi sırasında S.Arabistan ve İsrail, Ortadoğu’da ABD’nin gözünden düşen ülkeler arasında yer almıştı. Obama yönetiminin 2015 yılında İran ile yaptığı nükleer anlaşma bu iki ülkenin de hoşuna gitmemişti.Trump’ın iktidara gelmesiyle dengeler Riyad lehine gelişmiş, bir süre sonra Tahran’a yeni yaptırımların devreye girmesiyle de Suudi Arabistan daha güçlü bir konuma gelmişti.
New York Times gazetesine göre Trump yönetiminin Suudi Arabistan ile en önemli bağlantısı damadı Jared Kushner. Kushner (37), Suudi Veliaht Prensi Muhammed (33) ile iletişimi sağlayan kişi. Yine NYT’ye göre Kushner bağlantısı, Prens’e daha deneyimli bir devlet adamıyla bağlantı sağlanmasının önünü kesen de bir unsur. Suudi Arabistan, ABD’nin 110 milyar dolara kadar silah satışı yapmayı öngördüğü bir ülke de.
KRİTİK BİR DURUM
ABD yönetimi, medya ve Kongre’nin baskıları üzerine Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili devreye girmişe benziyor. Hem ABD Başkanı Trump hem de Dışişleri Bakanı Pompeo, Suudi Arabistan’a şeffaf bir soruşturma için işbirliği çağrısında bulundular. Hatta ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu bir mektup hazırlayarak Riyad’a karşı sert önlemlerin alınmasını gündeme getirdi.
Trump, “Ne olduğunu görmek istiyoruz. İşin sonuna kadar gideceğiz” derken Suudilere silah ambargosu olup olmayacağıyla ilgiyi soruya bu durumdan ABD ekonomisinin de zarar görebileceğini belirterek “Bu yutmamız gereken çok, çok acı bir ilaç olur” diyerek mesafeli bir yanıt verdi.
Suudiler ise Türk nişanlısı ile evlenebilmek için boşandığına dair belge almak için konsolosluğa giden Kaşıkçı’nın binadan çıktığı konusunda ısrarcı. Türkiye ise bu iddiayı destekleyen kanıt gösterilmesini talep ediyor.
Her şeyden önce ortada hiçbir iz bırakmadan kaybolmuş bir insan söz konusu. Onu merak eden yakınları var.
Her ne kadar uluslararası ilişkileri etkileyebilecek bir potansiyele sahip olsa da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya ne olduğunun ortaya çıkarılması önem arz ediyor.
Paylaş