Paylaş
Gerilimin nedeni ABD’nin şubat ayı başında Moskava’nın ihlal ettiğini öne sürerek 1987 yılında Sovyetler ile yapılmış Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekileceğini açıklaması.
ABD’nin bu adımı sonrasında Rusya da anlaşmadan çekileceğini açıklamıştı. Bu çerçevede önceki gün Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ulusa Sesleniş konuşması sırasında ABD’ye Avrupa’ya füze yerleştirmeleri halinde ‘sadece füzeleri değil, bu kararın alındığı karargâhı da hedef alacakları’na dair çıkışı dikkat çekiciydi. Putin’in ‘Avrupa’ya yeni ilk füzeyi yerleştiren biz olmayacağız’ mesajı da önemliydi. Yani Avrupa’ya füze kalkanı kuran ABD’den Polonya ya da Romanya’da yeni bir adım gelmezse ilk adımı atmayacaklarını ima ediyordu.
ASIL HEDEF ÇİN Mİ
Rusya, Obama döneminde Avrupa’da kurulmaya başlanan İran’a yönelik olduğu açıklanan füze kalkanının aslında Rusya’ya karşı olduğunu ve INF’yi ihlal ettiğini öne sürüyordu. ABD ise Rusya’nın ‘9M729’ isimli füze sistemini gizlice üreterek ve test ederek INF kurallarını aştığını iddia ediyor. Anlaşma, 500 ile 5.500 km menzilli nükleer başlıklı füzelerin yasaklanmasını öngörüyor. Rusya ise 9M729’un menzilinin 480 km’yi aşmadığını savunuyor.
INF’nin de rafa kalkmasının ardından yeni silahlanma yarışı başlayacağı iddiası söz konusu. Kimi uzmanlar, INF’nin 32 yıl önceki şartlara göre şekillendiği, dolayısıyla günümüz koşullarına göre yenilenmesi gerektiği görüşünde. Aslında son füze geriliminin, diğer uluslararası aktörleri de anlaşmaya çekmeye yönelik az da olsa bir payı bulunuyor.
Soğuk Savaş sonrasında dünya, tek kutuplu bir dünyaya evrilirken şimdi Çin gibi bir ekonomik ağır sikletin de devreye girdiği çok kutuplu bir yapıya doğru yol alıyor. Geçen hafta yapılan Münih Güvenlik Konferansı’nda INF diyalogunun sürmesini isteyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Çin’e müzakerelere katılma çağrısı yaptı. Çünkü, ABD’nin INF’den çekilme kararında Çin’in ciddi boyutta silahlanmasının da etkili olduğu konuşuluyor.
Peki Merkel’in yaptığı bu çağrı Pekin’den yanıt bulur mu? INF, özellikle Avrupa’da nükleer silah konuşlandırılmasını engelleyerek yaşlı kıtada barış ve dengelerin korunması açısından kritik bir rol oynadı. Uzmanlar, Çin’in füze envanterinin büyük bir kısmının INF’e uygun olmadığına işaret ederek Pekin’in böyle bir anlaşmaya yanaşma ihtimalinin düşük olacağı yorumunda bulunuyor.
ABD, bir gelişme olmazsa altı ay sonra teknik olarak anlaşmadan çıkacak. Nükleer füzelere yönelik kuralların olmaması dünyayı istenmeyen risklerle karşı karşıya bırakabilir. Dolayısıyla yeni bir anlaşmanın müzakere edilip asgari müşterekte buluşmak önem arzediyor.
S-400 BASKILARI
Münih Konferansı’nda ABD Başkan Yardımcısı Pence’in “NATO müttefiklerinin rakiplerimizden silah almasına seyirci kalmayacağız” çıkışı da dikkat çekiciydi. Pence, Türkiye’nin adını vermeden Rusya’dan S-400 satın alma planını kastediyordu.
ABD’nin yıllarca ayak sürümesinin ardından Türkiye, füzeleri Rusya’dan alma kararı almıştı. ABD’li yetkililer ise Türk ordusunun NATO sistemine entegre olması nedeniyle S-400’lerin müttefiklerine yönelik bir tehdit oluşturacağını iddia etmişti. ABD daha sonra Türkiye’ye Patriot füzeleri satmayı önermişti.
Ancak Türk yetkililerin yaptığı açıklamalar, ABD teklifinin tam da Türkiye’nin ihtiyacını karşılamadığına işaret ediyor. Patriot ve S-400, INF kapsamına giren füzeler değil. INF’in yasakladığı füzelere karşı kullanılan savunma sistemleri. Öte yandan Amerikan Kongresi’nde atılan adımlar, ABD’li yetkililerin açıklamaları, Washington’ın S-400’ler konusunda baskısını arttıracağına işaret ediyor.
Paylaş