Paylaş
Biri dün üçüncü kez başbakan olmak için yarıştığı seçimlerden müthiş bir zaferle çıkan Almanya’nın ‘Demir Leydi’si Angela Merkel.
Diğeri ise ağustos ayında İran Cumhurbaşkanlığı koltuğunu Mahmud Ahmedinejad’dan devralan Hasan Ruhani.
Ben bugün size Ruhani’nin niye haftanın en çok dikkat çeken devlet adamı olmaya aday olduğunu aktaracağım.
*
BİRLEŞMİŞ Milletler 68’nci Dönem Genel Kurulu açılışı bu hafta New York’ta yapılıyor.
Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün temsil ettiği zirvede salı günü spot ışıkları, bir süredir Batı’ya diyalog mesajları yollayan İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yönelecek.
Bu Ruhani’nin göreve geldiğinden beri Batılı ülkelerin de dâhil olduğu ilk uluslararası bir buluşmaya arzı endamı olacak çünkü.
*
İRAN, şüpheli nükleer programı yüzünden uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle yoğun bir ekonomik baskının altına girmiş durumda.
Ruhani, ABD’ye uçmadan önce bir dizi siyasi jest ve diplomatik mesajla, nükleer programı yeniden görüşmeye hazır olduklarını belli etmeye çalıştı.
“Asla nükleer silah peşinde değiliz” dedi.
İran’da 2009 yılındaki seçimler sonrasında yaşanan halk isyanı nedeniyle tutuklu olan bazı muhalifler serbest bırakıldı. İsviçre kanalıyla ABD Başkanı Barack Obama, Ruhani’ye seçim sonrası tebrik mektubu yolladı. Ruhani de Obama’ya yanıt verdi.
İran lideri üstüne Washington Post Gazetesi’ne makale yazıp “Kan davalarının bittiği dönemdeyiz” diyerek diyalog şansının geri tepilmemesi çağrısı yaptı.
*
ŞİMDİ diplomatik çevreler, uluslararası siyasi gözlemciler bu açılımın nasıl devam edeceğini görmek istiyor.
Birbirlerini yine görmezden mi gelecekler? Yoksa Obama ve Ruhani arasında bir yakınlaşma olacak mı, olacaksa nasıl cereyan edecek?
Sadece koridorda tokalaşmakla mı yetinecekler? Ayaküstü sohbet de ederler mi? Ya da olgun iki devlet adamı gibi, ekiplerini de yanlarına alıp uzun uzadıya konuşurlar mı?
Sır değil. Herkes merak ediyor bunu.
Lakin İsrail, Tahran’ın jestlerinin “göz boyama” olduğu görüşünde. Suudi Arabistan, olası bir İran açılımının, Suriye’den Libya’ya kadarki coğrafyada Şii-Sünni dengesini nasıl etkileyeceği telaşında.
*
ÖTE yandan İran ne kadar samimi?
İran dini lideri Ali Hamaney’in arası Ahmedinejad ile limoniydi. Ama görünürde Ruhani’yi destekliyor. Hatta Ruhani’nin yürüttüğü yumuşaklık politikasını “kahramanvâri esneklik” diye övdü bile.
İran, Suriye’de Beşar Esad rejimine verdiği destekle iç savaşın en önemli oyuncularından biri.
Yakında taraflar Suriye meselesine siyasi çözüm bulmak için Cenevre 2 süreci çerçevesinde masaya oturmaya hazırlanıyor.
Bu arada Rusya’nın girişimiyle hayata geçmeye başlayan Suriye’nin kimyasal silahlarının imha edilmesi süreci kırılgan bir iyimserlik yaratmış durumda.
Bir ara İran’ın Cenevre sürecine dâhil edilmemesi yönünde bir hava oluşmuştu. Daha önce de yazmıştım. Suriye’de Rusya, İran ve Çin’e rağmen siyasi bir çözüm mümkün değil.
Ve maalesef Suriye’de kimse masum da değil. Dolayısıyla İran’ın o masada olması gerektiğine taraflar ikna edilmelidir.
Paylaş