Paylaş
AB İLE KRİTİK DÖNEM
16 Nisan referandumu sonrasında Türkiye’nin anti-demokratik bir yönelime gireceği gerekçesiyle Avrupa basınında AB’nin Türkiye’ye yönelik tutumunu sertleştireceği beklentisi hakimdi. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, geçen hafta Türkiye’de hukuk devleti uygulamalarında gerileme yaşandığı gerekçesiyle Ankara’yı 14 yıl sonra yeniden ‘denetleme’ sürecine aldı.
Beklenti Avrupa Birliği’nin de Malta’da geçen hafta sonu yapılan gayri resmi dışişleri bakanları toplantısında Ankara’ya yönelik katı bir tutum çıkabileceği yönündeydi.
Aksine Malta’dan Ankara’ya ‘zeytin dalı’ uzatıldı. ‘Katılım müzakereleri sürüyor. Üyelik istiyorsanız şartlar belli’ mesajı verildi. Ve katılım için insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğü konusundaki beklentiler sıralandı.
*
Bu şu anlama geliyor. AB, Türkiye ile ilişkilerde topu Ankara’nın sahasına atıyor. Eylül ayında Almanya’da yapılacak seçimler öncesinde Türkiye konusunda nihai bir karar verme taraftarı görünmüyorlar. Nitekim hali hazırdaki Fransız yönetimi de benzer mesajlar verdi.
Ancak haftasonu Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Her ne kadar seçilme şansı daha az görünse de Fransa’da aşırı sağcı Le Pen’in cumhurbaşkanı seçilmesi, AB üzerinde Türkiye ile ilgili baskıların artmasına neden olabilir. Kazanan Macron olursa Türkiye konusu bir süre daha aynı seviyelerde seyredebilir.
15 Temmuz darbesi girişimi Türkiye’de derin travma yarattı, Batı da bu konuda yeterince empati göstermedi. Ancak Türkiye’nin bu travmanın üstesinden gelip reform sürecine dönmesi Brüksel karşısında elinin güçlenmesi anlamına gelecektir. İşte o zaman AB’nin Türkiye’ye açık olduğunu belirten AB yetkililerinin bu konuda samimi olup olmadıkları anlaşılacaktır. Türkiye-AB ilişkilerinde iyi niyet adımlarına ihtiyaç vardır.
O BÖLGELER NASIL KORUNACAK
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’in davetiyle çarşamba günü Soçi’ye yaptığı ziyarette Suriye’de ‘çatışmasızlık bölgeleri’ ilan edilmesi konusunda ilerleme sağlandı. Dün Rusya, İran ve Türkiye temsilcileri görüşmelerin sürdüğü Astana’da 4-5 bölgede çatışmasızlık için ön anlaşmaya vardı. Söz konusu bölgeler hâlâ rejim ile muhaliflerin çatışma riskinin bulunduğu alanlar. DEAŞ ve El Nusra gibi terörist oluşumlar bu kapsam dışında bırakılıyor.
Türkiye, PKK/YPG’ye yönelik mücadelesinin ise sürmesini öngörüyor. Erdoğan, Putin’in de Suriye’nin kuzeyinde ayrı bir devlete olumlu bakmadığını söyledi.
Şimdi konu sahadaki tarafların nasıl ikna edileceği. Esad rejimi mutabakatı destekliyor. Bazı muhaliflerin itirazları mevcut. İmzacı ülkelerin, kendilerine yakın grupları ikna etmesi gerekiyor. Ayrıca söz konusu bölgelerde güvenliğin nasıl sağlanacağı net değil. A.A.’ya göre Rusya korumanın Suriye’de hiç savaşmamış ülkelerden gelecek askerler tarafından sağlanmasını dile getiriyor. Türkiye ise Bosna savaşında yaşanan Srebrenica benzeri katliamlara sebebiyet verilmemesi için halkın kendisini güvende hissedebileceği etkin güçlerin görev almasından yana.
İşte 16-17 Mayıs’ta başta ‘Rakka operasyonunu YPG ile yapmayın, TSK’nın desteklediği unsurlarla yapın’ mesajını vermek üzere ABD Başkanı Trump’la görüşmeye gidecek olan Erdoğan’ın dosyaları arasına ‘çatışmasızlık bölgeleri’ de ekleniyor. Rus yönetimi, Suriye’de toprak bütünlüğü için çatışmasızlık bölgelerini son çare olarak görürken, bu aynı zamanda federatif bir yapının da temeli olabilir.
DOMATES MESELESİ
SOÇİ’deki ana konulardan biri de Rusya’nın Türkiye domatesine yasağın sürmesi konusundaki ısrarıydı. Bunu Türkiye-Rusya ilişkilerinde uzman olan Moskova Temsilcimiz Nerdun Hacıoğlu’na sordum. Durumu şöyle özetledi:
“2015 uçak krizi öncesinde Türkiye’den Rusya’ya 450-500 milyon dolarlık domates satılıyordu. Rusya’nın yasağı sonrasında 2016’nın ilk aylarında domates ihracatı durma noktasına geldi. Ancak Belarus, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve hatta Ermenistan üzerinden ihracat yolları bulundu. Yıllık dolaylı satış ortalama 200-250 milyon dolara ulaştı. Ukrayna krizi başladığı dönemde Rusya ‘Gıdada milli yeterlilik’ programı başlatmıştı. Güneyde Krasnodar bölgesinde yaklaşık 1.5 milyar dolar yatırımla dev seralar inşa edildi. Rus domatesi yüzde 30-40 daha pahalı. Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç, Türk domatesine yasağın 3-5 yıl içinde kademeli kaldırılabileceğini söyledi. Anlaşılan domates müzakerelerini izlemeye devam edeceğiz.”
Paylaş