Paylaş
Her yanımız, en başta da kendimiz, insan olmamıza rağmen, onu tanımıyoruz.
Bazı kitaplarda diyor ki, savaş hep vardı. İlk insanlardan beri kendi türünü öldürdü.
Bazı kitaplar diyor ki, insan iyi kalpli, paylaşımcı ve başkalarına yardım eder.
Böyle şeylere genel cevaplar vermek çok zor. Hemen hemen her şeyin öylesi de böylesi de var.
Brian Cox diye genç ve eğlenceli bir fizikçi var. Ona “Başkalarında sizi ne rahatsız eder?” diye sorduklarında, “Kendinden kesinlikle emin olma hali” demiş.
Yani bildiğinden kesin emin olanlar ona dayanılmaz geliyor.
Ne yalan söyleyeyim, ben de hoşlanmıyorum öylelerinden.
İnsan her fikrinin kapısına ayağını koymalı, içeri rüzgar girmeli, koridordan ışık girmeli.
Başka fikirler içeri sızabilmeli.
Fikirlerini noktayla değil, soru işaretleriyle bitirebilmeli.
Bitirebilmeli de, bu bizi yine cevapsız bırakıyor: İnsan aslında vahşi mi?
İnsan doğası, evrim bilim gibi konularda kitaplarıyla meşhur Steven Pinker diyor ki: İnsan aslında vahşi değil!
2011 yılında “Doğamızın Melek Olan Tarafı” diye bir kitap yazdı. Bu kitapta bize iyi haberler verdi. Verdiği en iyi haber şuydu: Dünyadaki her türlü vahşet, istatistiksel olarak azalıyor.
Kitabında, insanlığın barışçıl tarafının ağır basmasının kendince sebeplerini sayıyor.
Mesela, dünyadaki vahşetin git gide azalmasında kadınların artık daha güçlü ve söz sahibi olması bir etken. Ticaret başka bir etken.
Ticaretin olabilmesi için insanların birbirini öldürmemesi, canlı kalmaları gerekiyor.
Bir başka etken de kozmopolit hayat. Herkes kendinden farklı olanla eskisinden daha iç içe. Şehirler, medya, sosyal medya, televizyon bizi başkalarıyla buluşturuyor. Bu da empatiyi artırıyor.
Bugünlerde haberlere baktığımda, insanın vahşi yanını görüyorum. İçim ürperiyor. Açıklayamıyorum.
Brian Cox gibi, ihtimallere açık tutsam da kendimi, bu raddedekini kabul edemiyorum insan vahşetinin. Ve açıp Steven Pinker okuyorum.
“İnsan bu kadar vahşi değil, değil mi? Dünyada şiddet azalıyor değil mi?” diye soruyorum.
Tatlı bir baba gibi saçlarımı okşuyor kitabı, “Evet” diyor, “vahşi değil”... “Merak etme” diyor, “azalıyor”.
Paylaş