Paylaş
Korkuların, kayıpların, endişelerin üzerine sünger çekmek ister gibi yağdı.
Çocuk gibi sevinemiyorduk kaç zamandır, ondan yağdı belki.
Griyi bembeyaz yaptı.
Hayatını kaybederken, nice insana hayat hediye eden Fethi
Bey’in üzerine
yağdı kar.
Bir meleğin üstünü örter gibi...
İyi insanlar çıktı bu defa sokağa. Şakalaşmayı hatırladık.
Üzerime yağsın biraz diye yürüyordum dün gece, bir kadın yolun kenarından
‘affedersiniz eldivenimin teki orada, alabilir misiniz?’ dedi, alıp verdim.
Sokakta birbirimizle konuşmayalı, teşekkür etmeyeli, göz göze gülmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ona yağdı kar.
Seninle konuşup durduğumuz konuların üzerine yağdı.
İyi de oldu.
Hafifliği hatırladık.
En nihayetinde kar da yağıyor işte dedik.
Yazı, sonbaharı, kışı hatırlattı.
Baharı hatırlattı.
Birkaç papağan vardı bahçede, göçmeyi unutmuş, onlara yağdı.
Sokaklarımıza, ninni fısıldar gibi yağdı.
Geçecek bunlar, beyaz sayfalar açılacak der gibi yağdı.
Kardan adam
yapalım diye sokağa çıktık.
Cebimde havuç ve zeytinler vardı.
Yapamadık ama olsun.
Niyetimize yağdı en azından.
Ertesi güne yağdı.
O iyi oldu bak.
Bir yağıp gitmedi. Yatıya kaldı.
Sabah perdeleri açınca, bizi mutlu
etmeyi seven bir
kar bu.
Üşümemek için yakınlaşan penguenler gibi, birbirimize sokulduk.
Ateşler yandı. Ocaklarda çaylar kaynadı.
Ellerimiz, ayaklarımız dondu.
Evi olmayana,
kimsesi olmayana, yüreği yanana da yağdı kar, durur mu...
Onlara dualar ettik, ısıtanı olsun, sahipleneni olsun, teselli bulduğu olsun...
Küçük kırmızı eldivenlere,
vapurdan inenlerin yün berelerine, aşıkların tutuşan yüreklerine kar yağdı birden.
O yağmayı biliyor bir tek, yağdığını bile bilmeden.
Okulların tatiline yağdı.
Gitmek isteyip de kalan uçaklara yağdı.
Birazcık durun dedi. Birazcık sakin olun. Birazcık da üşüyün.
Balkonların yorgun saksılarına yağdı.
Kar küresiymiş
gibi, biri ters çevirdi ve koydu sanki memleketi masaya.
Pencerelerden
uzun uzun sokağa baktırdı bir güzel.
Paylaş