Tek fenerim, değerlerim

Bazen soruyorlar neden öyle yaptınız?

Haberin Devamı


Bu bazen övmek, bazen de yermek için oluyor.
Seni rafın en tepesine koymak ya da buruşturup atmak istiyorlar.
İkisinin de mertebe açısından bir farkı yok gözümde.
Raf ve çöp. Uydurulmuş yükseltiler.
Tek boyutlu bakış açıları.
Hayatta bir şeyler yapıp, omzuna rütbeler asmış herkes çok iyi bilir ki, en sevilen şey cart diye onu koparıp geri alıvermektir.
Kanımca bunun sebebi, paye almış birinin yarattığı göz kamaştırıcı gerginlik.
Eşitlik bozuluyor bir kere.
Halbuki senden ışığı alırsam, ikimiz eşitleniyoruz ve ben rahatlıyorum biraz.
En azından kendi matlığım o kadar gözüme batmamış oluyor.
İnsanlar sizi bir yükseltir, bir alçaltır sonra tekrar yükseltip alçaltırlar.
Asansörde 36. kata çıkarsınız, herkes küçücük olur.
Kendinizi dev sanırsınız.
Sonra eksi 1’e basar biri, dimdik aşağı inersiniz saniyeler içinde. Cüce olursunuz.
Deve-cüce oyunu.
Bu asansörün oyuncağı olmamanın tek yolu, kendi değerlerinle yükselip alçalmaktır.
Değerleri, herkesin hava durumu gibi düşünelim.
İyilik benim için önemli değerse, hava açıktır, dışarı çıkarım.
Haksızlığa tahammülüm yoksa, sis bastırır, evimde otururum.
Olaylar değil, değerlerim belirler benim nereye doğru hareket edeceğimi.
Değerleriniz olursa, asansör çağrılınca gitmez, siz içeriden basarsınız gideceğiniz kata.
O yüzden oturup değerleri yazmalı.
Değeri olan insanın pusulası olur. Kaybolmaz o.
Yolunu herkes şaşırır, insanız, ama değerlerinin yıldızına bakan daha çabuk yolunu bulur.
Soranlara verecek güzel cevabı olur.
Ben şu değerime saptım, bu değerime sapmadım der.
Kadına saygı, çocuğa saygı, doğaya saygı benim için üç önemli değer.
Bunlar için beni her yere koşturabilirsiniz. Koşarım.
Kabul ettiğim şeyler değerlerime uyduğu için etmişimdir, etmediklerimi değerlerime uymadığı için etmemişimdir.
Değerlerin olmadığı bir dünyada, içimizdeki bütün mobilyalar uçuşur.
Biz de yere basamayız. Yerçekimsiz ortamdır o.
Değerleri oyuna koyduğunuz vakit, her şeyiniz yerli yerine oturur.
Kimse sizi eğip bükemez. Kapınız bacanız yerini alır. Gelen nereden içeri gireceğini, giden nereden dışarı çıkacağını bilir.
Haftanın ödevi bu olsun.
Kimsenin görmediği küçük bir kağıda, değerlerinizi yazın. Cebinize, çantanıza atın.
Onları fiziksel olarak da yanınızda taşıyın.
2 değer, 3 değer bile yeter. Bu hafta bütün davranışlarınızda, o değerler pusulanız olsun.
Nasıl köklendiğinize kendiniz bile şaşıracaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları